Stand-by düzenlemesi için Ankara’da bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti “Bütçe dengelerini bozar” dediği sağlık harcamalarındaki artışın kontrol altına alınmasını istiyor.

Maliye Bakanlığı verilerine göre, sağlık harcamaları, yılın ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 251,5 artış gösterdi.

IMF yetkilileri Bakanı Kemal Unakıtan ve bürokratlarla yaptığı görüşmelerde “Bu durum, bütçe dengelerini bozar. Bütçede 600-700 milyon YTL tutarında bir sapmaya yol açar” görüşünü dile getirdi. IMF yetkilileri, harcamalardaki artışın önüne geçilmesi için önlem alınması gerektiğini vurguladılar.

Bu Artışın Sebebi Ne

IMF’nin önlem alınması gerektiğini söylediği sağlık harcamalarındaki bu artış AKP hükümetinin vatandaşın sağlığına geçen yıla göre %251,5 daha fazla değer verdiği yanlış izlenimini yaratıyor.

Eğer harcamalardaki bu artış gerçekten halkın sağlığı için yapılmış olsaydı “çay-simit” hesabını çok iyi yapan Başbakan’ın ulusa sesleniş konuşmalarında “aspirin-gripin” hesabı yaparak “vatandaş, artık evine 3 aspirin 2 gripin daha fazla girecek” diyeceği herkesin malumu.

Başbakan böyle bir hesabın içerisine girmediğine göre bu harcamalar başka yerlere yapılıyor olsa gerek. Peki nereye?

IMF’nin önlem alınmasını istediği bu artışın en büyük sebeplerinden biri yine bir IMF dayatması olarak hayata geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde yapılan yapısal değişimler.

Bir diğeri ise özel hastanelere yönlendirilen sigortalılara “devlete daha büyük bir fatura çıkartmak” için gerekli gereksiz tüm muayeneleri yaparak bu paraları peşin peşin alan özel hastaneler.

Harcanma Altından Piyasalaşma

Her şey IMF’nin istediği gibi olmasına rağmen IMF heyetinin bu tepkisi neye yorulmalıdır. Halkın sağlığına harcanan paralar azalırken sağlığın piyasalaştırılmasının faturaları nedeniyle şişen sağlık harcamalarında bir azalma doğrudan halk sağlığına yapılan harcamalarda bir azalma anlamına gelecektir. Bu “saman (harcama) altından su (piyasalaşma) yürütmek” değilse nedir?

Sendika.Org