Geçtiğimiz yıldan bu yana üniversitelerde piyasalaştırma, müşterileştirme uygulamalarına karşı örgütlenen eylemler üniversite muhalefetinin gündemini belirledi. Kimi yerde barınma, beslenme sorununa kimi yerde ulaşım sorununa ilişkin, kayıt paralarına ya da paralılaştırılan üniversite içi hizmetlere karşı örgütlenen eylem süreçlerinde üniversiteliler, ülkenin dört bir yanında farklı kampuslarda, yurtlarda parasız eğitim talebini yükselttiler, çeşitli kazanımlar elde ettiler. Herkes için […]
Geçtiğimiz yıldan bu yana üniversitelerde piyasalaştırma, müşterileştirme uygulamalarına karşı örgütlenen eylemler üniversite muhalefetinin gündemini belirledi. Kimi yerde barınma, beslenme sorununa kimi yerde ulaşım sorununa ilişkin, kayıt paralarına ya da paralılaştırılan üniversite içi hizmetlere karşı örgütlenen eylem süreçlerinde üniversiteliler, ülkenin dört bir yanında farklı kampuslarda, yurtlarda parasız eğitim talebini yükselttiler, çeşitli kazanımlar elde ettiler. Herkes için eşit parasız eğitim talep eden üniversiteliler, 2006 Mart başından itibaren üniversite yerellerinde öne çıkan sorunları MP3 (Müşterileştirmeye Piyasalaştırmaya Karşı 3 Talep ) başlığı altında örgütledikleri kampanyanın talepleri haline getirdiler.
MP3 Kampanyasında öğrencilerin 3 başlık altında topladıkları talepler şunlardı:
-Harçlar ve kayıt paraları kaldırılsın, üniversite içi hizmetler parasız olsun
-Ulaşım ve barınma ücretleri düşürülsün, yurt kapasiteleri arttırılsın
-Nitelikli ve bilimsel bir eğitim için gerekli olanaklar sağlansın
Üniversiteliler kampanyanın ilk aşamasında bu üç talebi içeren dilekçe ve mektupları toplayarak ülke çapında çeşitli eylemlerle TBMM’ye yolladılar. Tüm yaratıcılıkları, enerjileri ve üretkenlikleri ile eylemlerini renklendirdiler, kampanya taleplerini üniversitelerinin ve yaşadıkları kentlerin gündemine soktular “Herkes İçin Eşit Parasız Eğitim” talebini tüm Türkiye’de yükselttiler. Üniversiteliler her eylemde, dilekçelerinde ve mektuplarında yazdıkları taleplerin sonuna kadar arkasında duracaklarını belirttiler. Üniversitelerde müşterileştirme ve piyasalaştırma uygulamaları ortadan kalkana kadar, eşit-parasız-nitelikli eğitim herkes için bir hak olarak kabul edilene ve herkesin bu haktan yararlanmasının koşulları sağlanana kadar üniversitelilerin sesinin amfilerde, kampuslarda, yurtlarda sokaklarda mahallelerde yankılanmaya devam edeceğini söylediler. Üniversiteliler müşterileştirme ve piyasalaştırma uygulamalarına karşı mücadele sürecinde üniversitelinin ortak sesini, ortak hareketini, ortak üretimini yaratmak için çeşitli illerde “Öğrenci Kolektifleri”ni oluşturdular. 1 Mayıs alanlarına Öğrenci Kolektifleri ile parasız eğitim talebiyle çıktılar.
Üniversiteliler, kampanyalarına “MP3 – Bu Sese Kulak Verin” diyerek başlamışlardı. Üniversitelilerin sesi yükseliyor, kulak verenlerin sayısı artıyor. Üniversiteliler ise, hala üniversiteden yükselen sese kulak tıkayanları uyarmak için 12 Mayıs’ta kampus kampus, üniversite üniversite, il il başlattıkları “yürüyüşlerini” Ankara’ya taşıyacaklarını ilan ettiler bile. Tüm Türkiye’den üniversitelilerin katılacağı eylemde üniversiteliler “milletin” vekili olduklarını iddia edenlere “eğitim hakkının satılık olup olmadığını” “öğrencileri-velileri müşteri, üniversiteleri şirket olarak görüp görmediklerini” soracaklar. Taleplerinin karşılanmasını isteyecekler. 12 Mayıs’da MP3 sesi Meclisin taş duvarlarında yankılanacak.
Müşterileştirilmeye piyasalaştırmaya karşı olan parasız eğitim talep eden üniversiteliler 12 Mayıs’ta Ankara’ya, üniversitelinin sesini duymayanların KULAKLARINI AÇMAYA gidiyorlar ve tüm üniversitelileri ve paralı eğitim uygulamaları ile okuma hakkı elinden alınan, üniversite kapısından sokulmayan tüm liselileri 12 Mayıs’ta Ankara’da olmaya çağırıyorlar!
Aşağıda Öğrenci Kolektifleri’nin 12 Mayıs çağrı metnini yayınlıyoruz :
Türkiye’nin Dört Bir Yanından Sesimiz MP3 İle Yükseldi
Şimdi Hep Birlikte Ankara’da Haykırıyoruz: Müşteri Değil Üniversiteliyiz!
Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerden bir ses yükseliyor. Bu ses üniversitelilerin müşterileştirmeye, piyasalaştırmaya karşı isyanının sesi. Ne sermayeyi üniversiteye tüm güçleriyle davet eden rektörler, ne de üniversiteyi işgal etmeye çalışan sermayenin azgın çığlıkları bastırabilir sesimizi. Sesimiz, üniversitelerimizi geri alana kadar da dinmeyecek.
Üniversitelerden yükselttiğimiz ses, kısa sürede Türkiye’nin birçok üniversitesinde isyan olup yükseldi. Tüm üniversitelerde etkilerini gördüğümüz piyasalaştırma saldırılarının üniversitelerdeki çeşit çeşit yansımalarına karşı, eğitim hakkımızı savunduk her yerde. Beytepe’de “Cafe değil kantin istiyoruz” dedik. İstanbul Üniversitesi’nde yemekhanemizi sattırmayacağız sloganlarıyla inlettik okulumuzu. Zonguldak’ta ücretsiz barınma ve ulaşım, İTÜ’de parasız yaz okulu, Mersin’de kayıt paralarının alınmaması talepleriyle, Trabzon’da KTÜ’nün şirketleştirilmesine karşı, İzmir’de niteliksiz eğitim şartlarına mücadeleler verdik. İzmit’te “50.000 üniversiteliyiz, 50.000 sorunumuz var” dedik, ı mücadele ederken. “Müşteri Değil Üniversiteliyiz” diyerek, tüm Türkiye’de MP3 (müşterileştirmeye ve piyasalaştırmaya karşı 3talep) başlığı altında yaptığımız imza kampanyasına üniversiteliler katılarak parasız, nitelikli bir eğitim, ücretsiz barınma ve ulaşım hakkı taleplerine sahip çıktığını gösterdi.
Nisan ayında eylemlerimizle, topladığımız imzaları meclise gönderirken “Öğrenci Kolektifleri”yle alanlara taşıdık MP3’ü. İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Eskişehir’de, Trabzon’da, Kütahya’da, İzmit’te ve daha birçok yerde sokaklar Öğrenci Kolektifleri’nin müşterileştirmeye ve piyasalaştırmaya karşı yükselttikleri sesleriyle inledi. Yükselttiğimiz bu sesi, 1 Mayıs’ta, hem kendi sorunlarımıza hem de toplumda yaşanan yıkımlara karşı bir ses olarak taşıdık alanlara.
12 Mayıs’ta Ankara’dayız
MP3 kampanyasına başlarken “bu sese kulak verin” demiştik. Bu, öğrencilerin basit bir ricası değildi hiçbir zaman. Eğitim hakkımız için yükselteceğimiz sesimizdi ve bu sese kulaklarını tıkamaya çalışanlara boşa bir uğraş içinde olduklarını tekrar hatırlatmak için geliyoruz şimdi. İmzalarımızın arkasında duruyoruz ve hakkımızı alana kadar da susmayacağız. Meclise sormaya geliyoruz: Deri koltuklarında oturan milletvekillerinin, kırık dökük amfilerde ders görmeye çalışan, kalabalık odalarda ve kötü şartlarda barınmak zorunda kalan öğrencilerden haberi var mı? Üniversite kapılarının yoksul çocuklarına kapatıldığının farkındalar mı? Birçok öğrencinin ulaşım masraflarını karşılayamadığını biliyorlar mı? Üniversiteleri ticarethane, öğrencileri müşteri olarak mı görüyorlar?
12 Mayıs’ta Ankara sokakları bize ait. Çünkü bizler bu ülkenin aydın üniversitelileri, eğitim hakkımızı satanlardan hesap sormak için o sokaklarda olacağız. Ve siz eğitim tüccarları, biz kapınıza dayandığımızda bu sese kulak vermek zorunda kalacaksınız.
[kaynak: www.devrimcigenclik.org]