Emeklilik ve Sağlık Hakkı İçin Referandum 2006 sona erdi. Referandum süresince gelen bilgiler sandık sayısının binlere, katılımın milyonlara ulaştığı yönünde. Böylece, TBMM’den önce vatandaşlar Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Tasarısı’nı oylamış oldular. Kesin sonuçlar nasıl çıkar bilinmez ama Referandum 2006 sürecinin başarılı geçtiğini söylemek şimdiden mümkün. Bir hafta boyunca yürütülen çalışmalara katılan çevrelerde […]
Emeklilik ve Sağlık Hakkı İçin Referandum 2006 sona erdi. Referandum süresince gelen bilgiler sandık sayısının binlere, katılımın milyonlara ulaştığı yönünde. Böylece, TBMM’den önce vatandaşlar Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Tasarısı’nı oylamış oldular.
Kesin sonuçlar nasıl çıkar bilinmez ama Referandum 2006 sürecinin başarılı geçtiğini söylemek şimdiden mümkün. Bir hafta boyunca yürütülen çalışmalara katılan çevrelerde gözle görülür bir hareketlilik yarattı. Toplumsal muhalefet uzun süredir görülmeyen ortak bir heyecanı hep birlikte yaşadı.
Referandum dolayısıyla ulaşılan milyonlarca vatandaşın gösterdiği ilgi ise kimsenin görmezden gelemeyeceği kadar büyük oldu.
Bu arada, SSGSS’nin Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri tamamlandı ve Genel Kurul’a gönderildi.
Tasarının ilk biçiminde emeklilik yaşının 68’e çıkarılması öngörülmüştü. Son halinde 65’e çıkarılması uygun bulundu.
Emeklilik için prim gün sayısı da başlangıçta hemen 9000’e çıkarılıyordu. Son durumda her yıl yüz gün artışla 2026 yılında bu düzeye varılacak.
Böylece Nasrettin Hoca’nın eşeği önce kaybettirip sonra buldurma mizanseni gerçekleşmiş oldu.
Ancak bu “reform” öyle garip bir reform ki sahipleri bile nasıl savunacaklarını bilemiyorlar.
Geçen hafta SSGSS’yle ilgili iki televizyon programına katıldım. Diğer katılımcılar arasında eskinin SSK Genel Müdürü, şimdinin AKP Milletvekili Zekai Özcan da vardı. Kendisi aynı zamanda hem Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği, hem de SSGSS Alt Komisyonu’nun Başkanlığı yapıyor.
Emeklilikteki yaş ve prim gün sayısı artışı, emekli maaşlarının düşüşünü açıklamak için akla karayı seçti.
Önce bu tür iddiaların nereden çıktığını anlayamadığını; tasarıda zinhar böyle düzenlemeler olmadığını anlatmaya çalıştı. Sonra durumu kabul etti ama bu düzenlemelerin şu an çalışanları ilgilendirmediğini, artışların kademeli olarak yapılacağını söyledi.
Emekli maaşlarındaki düşüşü ise bir türlü açıklayamadı. Oysa SSGSS’yle birlikte maaşların yüzde 23 ile yüzde 33 arasında düşeceğini anlamak için öyle uzun ve karmaşık hesaplar gerekmiyor. İlkokul aritmetik bilgisi yetiyor.
***
Bütün bu gelişmeler yaşanır ve süreç hızla ilerlerken SSGSS’ye karşı olduğunu üç ay önce ilan eden Emek Platformu ise uzun süredir ortada görünmüyor.
Oysa Hükümet’le yürütülen görüşmeler çoktan sonlandı ve Emek Patformu’nun önerilerinin kritik olan hiçbiri dikkate alınmadı.
Özellikle Hak-İş ve Türk-İş’in bu durumda nasıl bir tutum alacaklarını; sağlık ve sosyal güvenlik hakkına yönelik bu saldırıya karşı çıkıp çıkmayacaklarını bir an önce açıklamaları gerekiyor.
İki büyük işçi örgütünün böyle önemli bir tarihsel süreçte sessiz ve tutumsuz kalmaları kabul edilir bir durum değil, çünkü. Aksi takdirde hükümet çevrelerinden bilhassa ifade edilen SSGSS’ye aslında itirazları olmadığı yönündeki şaibeleri de gidermek mümkün olmayacak.
Referandum 2006’nın çağrıcısı olan TTB, DİSK ve KESK’in de, Emek Platformu’ndaki diğer örgütlerin tutumunu da hesaba katarak, bundan sonra ne yapacaklarını hızla belirleyip ilan etmeleri de kaçınılmaz oldu. Süreç hızla ilerliyor çünkü.
SSGSS’nin Meclis Genel Kurulu’nda oldu bittiye getirilmesini önlemek için açık bir takvime ve güçlü bir çağrıya acilen ihtiyaç var.
Geçen hafta boyunca edindiğimiz tecrübe böyle bir çağrının toplum vicdanında hızla karşılığını bulacağını gösterdi.
e-posta: [email protected]
4 Nisan 2006 Evrensel Gazetesi, Medipolitik köşesi