2001 yılında Anayasa’dan kaldırılan “sendika yöneticiliği için en az 10 yıllık kıdem zorunluluğu olması” maddesine dayanılarak açılan dava sonucunda DİSK Gıda İş sendikasına kapatma kararı çıktı. DİSK bugün genel merkezinde yaptığı bir basın açıklamasıyla bu kararın hukuksuzluğunu ortaya koydu. Dava kararına itiraz edeceğini belirten DİSK örgütlülüklerine sahip çıkacaklarını söyledi. DİSK’in yaptığı basın açıklamasının metni şöyle; […]
2001 yılında Anayasa’dan kaldırılan “sendika yöneticiliği için en az 10 yıllık kıdem zorunluluğu olması” maddesine dayanılarak açılan dava sonucunda DİSK Gıda İş sendikasına kapatma kararı çıktı.
DİSK bugün genel merkezinde yaptığı bir basın açıklamasıyla bu kararın hukuksuzluğunu ortaya koydu. Dava kararına itiraz edeceğini belirten DİSK örgütlülüklerine sahip çıkacaklarını söyledi.
DİSK’in yaptığı basın açıklamasının metni şöyle;
DİSK Gıda-İş hakkındaki kapatma kararı hukuksuzdur!
* Sendikal örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller varlığını koruyor.
* Anayasa’dan çıkarılan ama Sendikalar Yasası’nda varolmaya devam eden bir madde nedeniyle DİSK Gıda-İş hakkında kapatma kararı verildi.
* Bu karar hukuk dışıdır, uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Üstelik yasaya da uyulmamıştır.
* DİSK bu hukuksuzluğa karşı her tür meşru ve demokratik yöntemle mücadele edecektir.
Değerli basın mensupları,
ILO ve AB’nin tüm eleştirilerine, DİSK’in bütün taleplerine rağmen, sendikal hakları düzenleyen yasalarda 12 Eylül yasakları devam ediyor, sendikal örgütlenme özgürlüğü açıkça çiğneniyor.
Bunun en son örneği Konfederasyonumuz kurucu sendikalarından Gıda-İş hakkında Bakırköy 2. İş Mahkemesi tarafından verilen kapatma kararıdır. Bu karar sadece sendikal örgütlenme özgürlüğüne, bu konudaki uluslararası sözleşmelere değil, bizzat 2821 sayılı Sendikalar Yasası’nada aykırıdır. Açıkça ciddi bir ihlalle karşı karşıyayız.
Bakırköy 2. İş Mahkemesi 6 Nisan 2006 tarih ve 2004/2185 E. Numaralı kararı ile Gıda-İş hakkında kapatma kararı verdi. Bu dava, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 8 Ağustos 2004 tarihinde açılmıştı; iddia Gıda-İş Sendikasının 13-14 Aralık 2003 tarihlerinde yapılan genel kurulunda seçilen bir kısım yöneticilerin 10 yıllık işçilik kıdemlerinin (*) bulunmamasıydı ve bu nedenle sendika hakkında kapatma isteniyordu.
Oysa, davanın dayanağını oluşturan sendika yöneticiliğinde en az 10 yıllık kıdem zorunluluğu 3 Ekim 2001 tarihinde Anayasa’dan kaldırılmıştı. Ayrıca yine aynı tarihte Anayasanın 13. maddesinde yapılan değişikliğe göre, özlerine dokunulmaksızın temel hak ve hürriyetlerde kanunla yapılacak sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine, ölçülülük ilkesine aykırı olamayacaktı.
Bu nedenle 2821 sayılı Sendikalar Kanununda yer almaya devam eden 10 yıllık kıdem zorunluluğu Anayasa’ya aykırı hale gelmişti.
Kaldı ki 22 Mayıs 2004 tarihinde Anayasanın 90. Maddesinde tarihinde yapılan değişikliğe göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar ile yürürlükteki kanunların çelişmesi halinde milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınacaktı.
Buna göre, ILO’nun Sendika Özgürlüğü ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşmesi geçerli olmalıydı. Çünkü bu sözleşmenin 3. maddesinde, “Sendikaların ve üst kuruluşlarının tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirleme hakkı” güvence altına alınmaktaydı. Ayrıca “kamu makamlarının bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasını engel olacak nitelikte her türlü müdahale” yasaklanıyordu.
Bütün bunlara rağmen, Bakanlık yasayı gerekçe yaparak Gıda-İş hakkında kapatma isteminde bulundu. Düşününüz ki, bu ülkede AB ile uyum sürecinde Anayasa değişiklikler yapılıyor; beklenen yasaların da buna göre değiştirilmesi iken, bu konuda hiçbir somut adım atılmadığı gibi, açıkça ILO’ya, AB normlarına, hatta Anayasa’nın kendisine aykırı bir madde nedeniyle Bakanlık sendika kapatmaya çalışıyor.
Böyle bir demokrasi anlayışı olabilir mi? Bu karar karşısında Hükümetin inandırıcılığı kalır mı
Ne yazık ki mahkemeye itirazlar yapılmasına rağmen ve mahkemenin bu kısıtlayıcı yasa hükümlerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurma, ILO sözleşmelerini doğrudan uygulama imkanı bulunmasına rağmen Gıda-İş Sendikasının kapatılması yönünde karar verildi. Henüz gerekçeleri yazılmayan bu karara karşı Yüksek Mahkeme Yargıtay önünde itiraz etmiş bulunmaktayız.
Değerli basın mensupları,
Hükümet AB ile ilişkilerin iyi gittiğini iddia ediyor. Ancak sıra sendikal haklara gelince çifte standartla, iki yüzlülükle karşı karşıya kalıyoruz.
Hükümet, her yıl ILO Genel Kurulunda sendikal alandaki yasakların, sınırlamaların kaldırılacağına ilişkin sözler veriyor. Bu sözleri Avrupa Birliği sürecinde de tekrarlıyor, İlerleme Raporlarındaki eleştirilere, tarama sürecinde sorulan sorulara hep “Yapacağız, edeceğiz” diye cevap veriyor, ancak iş uygulamaya gelince tam tersi bir davranışla karşılaşıyoruz: Sendikamız kapatılıyor!
Çağrımız açık ve nettir: Bu kapatma kararı derhal geri çekilmelidir. 2821 ve 2822 sayılı yasalar acilen demokratikleştirilmelidir; bu konuda daha fazla oyalama, savsaklama kabul edilemez.
DİSK olarak bu kararı ulusal ve uluslararası düzeyde her kuruma taşıyacağız, Hükümetin çifte standardını gözler önüne sereceğiz.
Artık söz istemiyoruz, icraat bekliyoruz. Türkiye anlamsız yasa maddeleri yüzünden sendika kapatılan bir ülke olma ayıbından kurtulmalıdır. Bu yöndeki mücadelemizi her boyutuyla sürdürmeye devam edeceğiz.
————————————-
(*) 2821 sayılı Sendikalar Kanunu Madde 14: “…İşçi Sendikası veya Konfederasyonların Genel Kurul dışındaki zorunlu organlarına seçilebilmek için 5. madde de aranan şartlara ilaveten en az 10 yıl bir fiil çalışmış olmak…. gerekir. …”