Tekstil patronlarının bir süredir dillendirdikleri, kriz var batıyoruz söylemleri ve hükümetten yasal düzenlemelerle kendilerine teşvik yapılmasını istemelerinin ardından 28 Şubat’ta AKP hükümeti ile bir toplantı yapılmıştı. 28 Şubatta Tekstil patronları, hükümet ve Başbakan Erdoğan’la gerçekleştirilen tekstil zirvesinde, patronların öne çıkan talebi ucuz işçilikti. DİSK Tekstil ve TEKSİF sendikalarının ise patronların kriz söylemlerine karşı, patronlarla işbirliği […]
Tekstil patronlarının bir süredir dillendirdikleri, kriz var batıyoruz söylemleri ve hükümetten yasal düzenlemelerle kendilerine teşvik yapılmasını istemelerinin ardından 28 Şubat’ta AKP hükümeti ile bir toplantı yapılmıştı.
28 Şubatta Tekstil patronları, hükümet ve Başbakan Erdoğan’la gerçekleştirilen tekstil zirvesinde, patronların öne çıkan talebi ucuz işçilikti.
DİSK Tekstil ve TEKSİF sendikalarının ise patronların kriz söylemlerine karşı, patronlarla işbirliği ve ortak eylem yapabiliriz açıklamalarına Tekstil Sen’den tepki geldi.
Tekstil Sen Genel Merkezi tarafından yapılan yazılı açıklamada “İşçi sınıfının çıkarları ile, tekstil patronların sorunları ve çıkarları ortak değildir. Zirvede tekstil patronlarının, tekstil işçilerinin haklarını gasp etmekten bahsederken, kalkıp,eylem ortaklığından bahsetmek işçi sınıfının bilincini bulandırmaktan başka bir işe yaramaz.” denildi.
Açıklama şöyle
Bir aya yakındır Tekstil sektöründe çöküş, batış, bitiş senaryoları yazılıyor, çiziliyor.
2005 Ocak ayından itibaren Dünya Ticaret örgütünün, dünyada kaldırdığı Tekstil kotaları nedeniyle, tekstil sermayedarları, dünyada tekstil sektöründe kıyasıya bir pazar kapışması, rekabet ve daha fazla kar hesaplarıyla büyümek istemektedirler. Bu rekabette, küçük işletmeler kapanırken büyük ve orta düzeydeki firmalar büyümeye devam etmektedir. Tekstil patronlarının, Tekstil zirvesinde sundukları önerilerin içeriğine baktığımızda, dünyada ve ülkemizde, tekstil işkolunda rekabet ve pazar paylarını arttırmanın hesabını ve bunun için zirvede, başta işçi sınıfının haklarının gasp edilmesini talep etmektedirler.
Yapılan toplantıda,enerji, KDV, kredi, faiz, vergi vb ilgili taleplerin başında “işgücü ücretlerinin aşırı artış göstermesinin önüne geçilmeli, bölgesel asgari ücret uygulanmalı” gibi talepler sayılmıştır.
Tekstil işkolunda işçiler zaten sefalet ücretiyle, günlük 10-12-14 saat, haftalık 60- 72 saat çalıştırılıyorken, tekstilde, üç milyona yakın çalışanın sadece 792 binin sigortalı olduğu gerçeğini, zirvede Çalışma Bakanı Başesgioğlu kendi ağzıyla itiraf etmişken, özellikle çorapta yemek molalarının, çay molalarının olmadığı, işçilerin aşırı mesailerden ailelerini dahi göremedikleri, maaşlarını aylarca alamadıkları gerçeğiyle karşı karşıya iken, tekstil patronları azgın sömürü koşullarının düzeyini arttırmak istemekte ve sermaye devletine hatırlatmaktadır.
Kaldı ki zirvede tekstil patronları, tekstil sektörünün hiçte öyle acınacak durumda olmadığını, kendi açıklamalarıyla itiraf etmişlerdir. İHKİB Başkanı Süleyman Orakçıoğlu bu itirafı şöyle dile getirmiştir.
“Sektörün batmış bitmiş bir sektör değil, tam tersine Türkiye’nin geleceğine damgasını vuracak bir sektör olduğunu”, “sektörümüzün geleceği olmayan bir sektör olmadığını, Uzakdoğu ve ucuz işgücü ile rekabet meselesi olmadığını anlattık. Bizim hedefimizin dünya moda endüstrisinin lideri olmaktır” diyerek dünya tekstil liderliğine soyunmaktadırlar. Bu arada kapitalist rekabet karşısında, tekstilde küçük işletmelerin kapanması söz konusudur. Ancak büyük ve orta boy işletmelerin büyük bir bölümü iflas gerekçesiyle, başka ülkelere veya illere kayarken, taşeronlaştırma ve esnek çalışmayı yaygınlaştırmanın bir vesilesi yapmakta işçilerin haklarını gasp etmektedirler. Tekstil patronlarının, taleplerini yerine getireceklerini söyleyen Erdoğan, Tekstildeki % 18 olan vergiyi % 8’e indireceğini açıklamıştır.
İşbirlikçi AKP hükümetine ve Başbakan Erdoğan’a diyoruz ki, bugüne kadar hükümetiniz, Bakanlığınız ve tekstil patronları olarak, milyonlarca tekstil işçilerini sigortasız güvencesiz kölece çalıştırdınız. Sendikalaştıkları için işten attınız. Bugün, buna devam ettiğiniz koşullarda, her türlü toplumsal sonuçlarına da katlanacaksınız. Çünkü üreten tekstil işçileri, işsizliğe ve sömürüye karşı köleliği seçmeyecektir.
AKP hükümeti, tekstil işçilerinin bilinen tüm sorunlarını, derhal çözmek için gerekli adımları atmak zorundadır. Aksi taktirde işçi sınıfı kendi zirvelerini, yeni örgütlenmelerle, direnişlerle ve mücadelelerle gösterecektir.
Tekstil zirvesinin ardından, Teksif ve DİSK tekstil sendikalarının yaptığı açıklamalarda “Bazı noktalarda, patronlarla birlikte ortak hareket edebiliriz” “Çözüm bulunmadığı koşullarda patronlarla birlikte eylem yapabiliriz” biçimindeki açıklamalarına Tekstil-Sen olarak katılmıyoruz.
İşçi sınıfının çıkarları ile, tekstil patronların sorunları ve çıkarları ortak değildir. Zirvede tekstil patronlarının, tekstil işçilerinin haklarını gasp etmekten bahsederken, kalkıp, eylem ortaklığından bahsetmek işçi sınıfının bilincini bulandırmaktan başka bir işe yaramaz. Tekstil işçileri ortak ve birleşik mücadelesiyle gereken cevabı verecektir.
Tekstil-Sen Genel Merkezi