Yoksulluk ve temel sağlık hizmetlerinin geri plana itilmesi özellikle İstanbul’da verem hastalığını patlattı. İstanbul Verem Savaş Derneği verilerine göre Türkiye’de, her yıl belirlenen yeni verem hastası sayısı yaklaşık 19 bin iken İstanbul’da bu rakam 2005 yılı istatistiklerinde 6 bin 494 olarak saptandı. Sağlık yönetiminin felaket olduğunu belirten Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, “İstanbul veremde alarm veriyor” […]
Yoksulluk ve temel sağlık hizmetlerinin geri plana itilmesi özellikle İstanbul’da verem hastalığını patlattı.
İstanbul Verem Savaş Derneği verilerine göre Türkiye’de, her yıl belirlenen yeni verem hastası sayısı yaklaşık 19 bin iken İstanbul’da bu rakam 2005 yılı istatistiklerinde 6 bin 494 olarak saptandı. Sağlık yönetiminin felaket olduğunu belirten Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, “İstanbul veremde alarm veriyor” dedi.
”24 Mart Dünya Verem Günü”nde, Türkiye’de hastalığın giderek yaygınlaştığına dikkat çekildi. İstanbul Verem Savaş Derneği verilerine göre Türkiye’de, her yıl belirlenen yeni verem hastası sayısı yaklaşık 19 bin iken İstanbul’da bu rakam 2005 yılı istatistiklerinde 6 bin 494 olarak saptandı. Tıp Kurumu’nun raporu da bu sayıyı doğrulayarak sadece İstanbul’da geçen yıl yüzde 60’lık bir artış yaşandığnı ortaya koydu. Veremin Türkiye’de tırmanışa geçmesinin temel nedeni olarak ise ”yoksullaşma ve temel sağlık hizmetlerinin geri plana itilmesi” gösterildi.
Geri kalmış ülkelerde sıkça görülen bir hastalık olarak tanımlanan veremin Türkiye’de görülme oranının gün geçtikçe arttığı vurgulandı. İstanbul Verem Savaş Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan ‘a göre ise İstanbul veremde alarm veriyor. ”İstanbul’da sağlık yönetiminin felaket” olduğunu vurgulayan Kılıçarslan, Sağlık Bakanlığı’nın genelgesine göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği, ”Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi” nin (DOTS), İstanbul’da bütün sağlık ocaklarında uygulanması gerektiğini ancak hiçbirinde uygulanmadığını söyledi. Kılıçarslan, ”Marmara bölgesi en çok verem görülme oranına sahip. Türkiye’de oran yüz binde 27, Marmara’da bu oran yüze binde 35. İstanbul’da ise yüz binde 60. Yani Türkiye’deki hastaların nerdeyse yüzde 40’ı İstanbul’da. İstanbul alarm veren bir yer” dedi.
İstanbul’da sağlık yönetiminin ”felaket” olduğunu belirten Kılıçarslan, ”Bunu AKP’liler de söylüyor iktidara geldiklerinden beri, veremle mücadele konusunda bir kurul oluşsun diye yalvarıyoruz ama hâlâ bir çalışma yok” diye konuştu.
UYUYAN BİR DEV
Tıp Kurumu’nun da Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı rakamları başta olmak üzere bilimsel ve resmi veriler doğrultusunda yaptığı değerlendirme, Türkiye’de veremin görülme sıklığının tırmanışa geçtiğini gösterdi. Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer , sorunun temelinde ”artan işsizlik sonucu yoksullaşan çoğunluğun sağlıklı barınma ve beslenme olanaklarından hızla uzaklaşması, sağlık hizmetlerinde koruyucu anlayışın geri plana itilmesi ve piyasa etkileşimli tedavi edici anlayışın ön plana çıkarılması” nın yattığını dile getirdi. Üçer, verem hastalığı için ”aysbergin altında uyuyan bir dev” nitelemesini yaparken Sağlık Bakanı Recep Akdağ ‘ın veremle savaş konusunda son yıllarda başarı gösterildiği yönündeki açıklamalarının ise gerçeği yansıtmadığını söyledi. Üçer, acilen alınması gereken temel önlemleri ise şöyle sıraladı:
* DOTS uygulanmalı. **DSÖ’nün belirlediği ölçütlere uygun biçimde ”Ulusal Verem Savaş Stratejisi” oluşturulmalı ve uygulanmalı. * Kurum ve kuruluşlar arasında eşgüdüm ve altyapı eksikliği sorunu giderilmeli. * Verem tanısı konan hastaların yasal olarak zorunlu bildirimleri yapılmalı.
* ”Ulusal Verem Savaş Programı” yaşama geçirilmeli.
Haber: ŞULE KÖKTÜRK/ZEYNEP ŞAHİN
Cumhuriyet