Sağlık emekçileri AKP Hükümetinin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adıyla başlattığı ve 3 yılı aşkın süredir devam eden uygulamalarını ve sağlık alanının sorunlarını protesto etmek için bütün illerde eylemdeydi. AKP’nin “Reform” iddialarıyla getirilen uygulamaların ne anlama geldiğinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını belirten SES üyeleri işyerleri önünde yaptıkları eyleemlerde “AKP Sağlığa Zararlıdır” dediler. İstanbul SES İstanbul […]
Sağlık emekçileri AKP Hükümetinin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adıyla başlattığı ve 3 yılı aşkın süredir devam eden uygulamalarını ve sağlık alanının sorunlarını protesto etmek için bütün illerde eylemdeydi.
AKP’nin “Reform” iddialarıyla getirilen uygulamaların ne anlama geldiğinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını belirten SES üyeleri işyerleri önünde yaptıkları eyleemlerde “AKP Sağlığa Zararlıdır” dediler.
İstanbul
SES İstanbul Şubeleri Okmeydanı Hastanesi’nde yaptıkları basın açıklamasıyla AKP hükümetinin ”Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı protesto ettiler.
Basın açıklamasında Sağlıkta dönüşümün getireceği yıkımın ve GSS yasasının getirecekleri anlatıldı.
Temizlik Firması Aracılığıyla Sağlık Personeli
Açıklamanın ardından konuşan SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli elinde ki ”Hemşire Aranıyor! Müracaat: Doğuş Sos. Hiz.” yazılı ilanı göstererek ilanın Çapa Tıp Fakültesi’nde asılı olduğunu ve temizlik şirketinin aracılığıyla hastaneye sözleşmeli hemşire alındığını söyledi.
Adana
Adana İsmet İnönü Parkı’nda toplanan SES üyeleri adına SES Adana şube başkanı, Dr Mehmet ANTMEN bir basın açıklaması okudu. Açıklamada Sağlık alanında personel açığının ciddi boyutlarda olduğu, Doğu ve Güney bölgelerindeki sağlık kurumlarının yanı sıra İstanbul’un göbeğindeki hastanelerde dahi personel açığı yüzünden servislerin kapatıldığı belirtildi. Böylece hastalar ve personelin karşı karşıya getirildiği vurgulandı. Aile hekimliği uygulamasının dayatılması ile Sağlık Ocaklarının işlevsiz hale getirilip, koruyucu sağlık hizmetleri ihmal edildiğini bunun da bulaşıcı hastalıklara ve salgınlara davetçıkardığı vurgulandı.
GSS’ye değinilen açıklamada, tasarı ile sosyal güvenlik kavramının kapsamı daraltılarak, içeriği boşaltılmakta ,hizmetten yararlanmak için katılım bedeli uygulaması dayatılmaktadır denildi.
“Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri olarak alanımızda her geçen gün derinleşen sorunlara ,sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin çökertilmesine bu güne kadar seyirci kalmadık bundan sonrada kalmayacağız” diye konuşan Antmen “Sağlık ve emeklilik hakkını gasp eden, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı geri çekilmelidir” dedi.
Sağlık çalışanları arasında eşitsizlikleri arttıran ve etik değerlerin erezyonuna neden olan performans uygulamasının son bulmasını isteyen Antmen “temel ücretlerimiz yükseltilmelidir” diyerek taleplerini sıraladı.
Antmen, “Koruyucu sağlık hizmetleri yerine, tedavi edici hizmetleri önceleyen ve sağlık ocaklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan Aile Hekimliği uygulaması durdurulmalı, ithal hekim, ithal sağlık çalışanı tartışmaları sona erdirilmelidir,Kadrolaşmalar durdurulmalı,sürgünler kaldırılmalıdır. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olarak;bu ülkede yaşayan herkese eşit,ücretsiz,nitelikli sağlık ve güvenli bir gelecek talep ediyoruz.” sözleriyle taleplerini aktardı.
Bu ülkede halkın talepleri yerine İMF ve Dünya Bankasının istemleri doğrultusunda hareket eden AKP Hükümetini uyarmaya devam edeceklerini belirten Antmen, “14 Mart’ta ve sonrasında ki eylemlerimizle G(Ö)REVDE olacağız” dedi.
Eyleme, Emekli Sen, TTB, Halkevleri ve ÖDP destek verdi. Eylem boyunca “Parasız Eğitim Parasız Sağlık”, “GSS Yasası Geri Çekilsin”, “Sağlık Haktır Satılamaz” sloganları atıldı.
SES Tarafından Okunan Basın Metni
AKP Hükümetinin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adıyla başlattığı ve 3 yılı aşkın süredir devam eden uygulamaları, sağlık alanının sorunlarını derinleştirmektedir. Reform iddialarıyla getirilen uygulamaların ne anlama geldiği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Uygulanan politikalar sağlık alanında içinden çıkılması imkansız bir kaosa yol açmış, bugün sistem S.O.S verir duruma gelmiştir.
Sendikaların, ilgili meslek örgütlerinin itirazları hiçe sayılarak SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesi bir mülkiyet gaspıyla birlikte SSK giderlerinin 3 kat artmasına yol açmıştır. Şimdi ise bu maliyet artışı sosyal güvenlik sisteminde “kara delik” olarak nitelendirilerek halka fatura edilmektedir.
Sağlık alanında personel açığı ciddi boyutlardadır. Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki sağlık kuruluşlarının yanı sıra İstanbul’un göbeğindeki hastanelerde dahi personel açığı yüzünden servisler kapatılmaktadır. Bu durum sağlık kuruluşlarında hastalar ile sağlık personelini karşı karşıya getirmektedir.
Aile Hekimliği uygulamasının dayatılması ile Sağlık Ocakları kasıtlı olarak işlevsiz bıraktırılmaktadır. Aşılamalar başta olmak üzere koruyucu sağlık hizmetleri ihmal edilmektedir. Bunun sonucu olarak bulaşıcı hastalıklar yaygınlaşmakta, salgınlar ortaya çıkmaktadır.
Sosyal güvenlik kuruluşlarının kamu hastanelerine olan 3,5 milyar YTL’lik borcunun bir kalemde silinmesiyle kamu sağlık kurumları haciz kıskacına alınırken, özel sağlık kuruluşlarının ödemelerine devam edilmektedir. Kamudan özele kaynak aktarılmaktadır.
Zorunlu Hizmet uygulamasında olduğu gibi aynı hükümetin aynı bakanı çok kısa zaman dilimleri içinde birbirinin tersi açıklamalar ve uygulamalar yapabilmektedir.
Hükümet sağlık alanında bir çok sorunun kaynağı olan personel açığını görmezden gelmekte ve ısrarla kadrolu personel alımından kaçınarak, sözleşmeli adı altında ne işçi ne de memur statüsünde olmayan, iş güvencesiz personel alımına devam etmektedir.
Sağlık çalışanları ağır koşullarda haftada 45 saat çalışmanın yanı sıra, nöbet- fazla çalışma- icap nöbetleriyle ayda 80-100 saat fazla çalışmaktadır. Bunun karşılığı olarak alınan ücret yoksulluk sınırının dahi altında kalmaktadır.
Performansa dayalı Döner Sermaye uygulaması ile özünde hastaneler birer ticari işletme haline getirilirken, sağlık emekçileri daha fazla çalışma karşılığı döner sermayeden pay almaya yönlendirilmektedir. Bu uygulamanın etik olmayan ve iş barışını bozan sonuçları kamuoyunca da bilinmektedir.
Başbakan’ın son günlerde ortaya attığı yurtdışından ucuz emek gücü olarak doktor getirmeye yönelik açıklamaları ise siyasi iktidarın sağlık alanına ticari bakışın, hekimlere ve sağlık emekçilerine verdiği değerin göstergesidir.
6 yıl önce yapılan düzenlemelerle 30- 40 yıl süreyle çözüldüğü iddia edilen Türkiye’nin Sosyal Güvenlik sistemi tepeden tırnağa değiştirilmek istenmektedir.
TBMM Alt Komisyonunda görüşülen SSGSS Yasa Tasarısıyla; prim ödeme gün süresi yükseltilmekte ,emekli aylığı bağlanma oranı düşürülmekte, emekli olma zorlaştırılmakta, daha da önemlisi asgari teminat paketi adı altında başlatılacak uygulama ile sosyal güvenlik kavramının kapsamı daraltılarak, içeriği boşaltılmakta, hizmetten yararlanmak için katılım bedeli uygulaması dayatılmaktadır.
Sosyal Hizmetler alanında ise SHÇEK Kurumlarının vakıf-dernek ve özel kuruluşlar ile yerel yönetimlere devrinde ısrar eden yasa taslakları hazırlanmaya devam edilmektedir.
Sendika.Org