Milli Eğitim Bakanlığı azmetmiş, illa özel okullara destek çıkacak. Daha önceki girişimlerin önü kesildi, şimdi, yeni bir yasa tasarısıyla, özel okullara gidecek öğrencilere, devletin destek vermesi öngörülüyor. Daha da kötüsü, yasa tasarısına karşı çıkanların çoğu da, ‘Tarikat okullarına öğrenci gidecek’ diye itiraz ediyor. Eğitim-Sen bu yönde bir açıklama yapmış, CHP benzer bir dille yasa tasarısını […]
Milli Eğitim Bakanlığı azmetmiş, illa özel okullara destek çıkacak. Daha önceki girişimlerin önü kesildi, şimdi, yeni bir yasa tasarısıyla, özel okullara gidecek öğrencilere, devletin destek vermesi öngörülüyor. Daha da kötüsü, yasa tasarısına karşı çıkanların çoğu da, ‘Tarikat okullarına öğrenci gidecek’ diye itiraz ediyor. Eğitim-Sen bu yönde bir açıklama yapmış, CHP benzer bir dille yasa tasarısını eleştirmiş. Sanki, asıl mevzu, çocukların kimler tarafından işletilen okullara gideceği.
Bir kere, bu ülkede Tevhid-i Tedrisat Kanunu var, tüm okullar ve eğitim müfredatı Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimi altında. Özel okulların sahibi dindarmış, tarikatçıymış ne fark edecek? Asıl mesele, eğitimin özelleştirilmesi ve bu hükümetin bu yöndeki büyük gayreti. Ama kimsenin, özelleştirme/piyasalaştırma politikalarına doğru dürüst ses çıkardığı yok.
Özelleştirme ve serbest piyasa mantığının hâlâ tabu olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Oysa, diğer alanlar bir yana sağlık ve eğitimin özelleştirilmesi, bir toplum için tam bir felaket. Özel Okullar Derneği Başkanı, “Bu tasarının mimarı biziz, bu, fırsat eşitliği getirir” demiş. Başka ne diyebilir ki, adı üzerinde bir çıkar grubundan söz ediyoruz. Böyle tasarıların mimarı olacaklar ki, özel okullar para bassın. Onların çıkarı bu yönde, ama toplumun çıkarı bu yönde değil.
Bıraksınlar bu ‘fırsat eşitliği’ masalını, ne fırsatı, ne eşitliği? Özel okullar dediğimiz kurumlar, öncelikle kâr amaçlı kuruluşlardır ve bu nedenle ticari mantığa göre hareket ederler. Eğitimin ve toplumda eşit eğitim imkânının mantığı ile bu ticari mantık çelişkilidir. Bu mantığa göre parası olan eğitim olanağı bulur veya daha iyi eğitim imkânı bulur, herkes parası kadar okur. Konu kısaca budur. Dahası, devletin bu ticarethanelere destek çıkmasının ne mantığı var? Eğitimin kalitesini yükseltmek istiyorsanız, daha fazla bütçe ayırın, okul yapın, öğretmenlere daha fazla maaş verin, okumak isteyen herkes okuyabilsin, neden özel okul sahiplerini zenginleştirmek için eğitimi bahane ediyorsunuz?
Evet, doğru, İngiltere gibi sosyal devlet geleneğinin güçlü olduğu ülkelerde bile, genel gidiş bu yönde. Oralarda da sağlık ve eğitim alanları dahi giderek özelleşiyor, ama tam da bu nedenle her iki alanda da muazzam bir kötüleşme, kalitesizleşme, adaletsizleşme ve bunun sonucu olan büyük bir muhalefet ve tartışma var. İngiltere’de eğitimin kötüleşmesi üzerine rapor üzerine rapor yayımlanıyor, Tony Blair köşeye sıkıştırılıyor, bizim üçüncü dünya liberalleri hâlâ, ‘fırsat eşitliği’ gibi iflas etmiş tezleri gevelemeye devam ediyorlar.
Vatandaşına eğitim ve sağlık hizmeti bile sunmaktan vazgeçen bir devlet, polis devletinden başka bir şey olmak istemiyor demektir. Herkesin parasına göre yaşama hakkı olan, birbiriyle hiçbir şeyi paylaşmaya razı olmayan insanlar ‘toplum’ değil, olsa olsa insan kalabalığı oluştururlar. Eğitimin özelleşmesi demek sınıf farklılıklarının kemikleşmesi, kast sisteminin geri dönüşü ve bunun devlet tarafından tescil edilmesi, burjuva demokrasisinden de geriye dönüşün hızlanması demektir.
Halihazırda zaten muazzam sınıf farkları ve büyük sosyal adaletsizliklere dayalı toplumlarda yaşıyoruz. Fukara çocuklara, okuyup yazmayı da mı çok göreceğiz? Vergilerimiz onlara harcanmasın, altta kalanın canı çıksın diye, bin bir tedbir mi alacağız? Vicdanınız buna nasıl katlanıyor?
Eşitlik, özgürlük vaat eden çağımızda, bencilliğin, hasisliğin, bin bir kılıfı bulundu, uygulanıyor, olay bu. Fırsat eşitliği gibi bahaneler, tezler, vicdanlara susturucu takmaktan başka bir şey değil.
Kandırmayın kendinizi veya kanmayın bunlara, mesele tarikat meselesi değil, insanlık meselesi. İtiraz eden varsa, insanlık adına itiraz etsin, bırakın ‘tarikat’tı, ‘karşı devrim’di safsatalarını. Özel okullar tarikatçının değil, başkasının olunca mesele olmayacak mı? Bu kör dövüşte olan, her şeyin parayla satın alındığı bir dünyada altta kalan kalabalıklara oluyor. Konuşacaksanız onlar adına konuşun.