Bilgi Üniversitesi’nde iki gün sürecek “Kürt Meselesi, Sivil ve Demokratik Çözüm Arayışları” konulu konferans, protestoyla başladı. Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından düzenlenen ‘Türkiye’nin Kürt Meselesi’ konulu konferans başladı. Konferansın ilk oturumu ‘Kürt meselesinin evrimi ve tarihi arka planı’ başlığıyla gerçekleşti. Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Türkiye’nin Kürt Meselesi” konulu konferansa, Tarık Ziya Ekinci, […]
Bilgi Üniversitesi’nde iki gün sürecek “Kürt Meselesi, Sivil ve Demokratik Çözüm Arayışları” konulu konferans, protestoyla başladı.
Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından düzenlenen ‘Türkiye’nin Kürt Meselesi’ konulu konferans başladı. Konferansın ilk oturumu ‘Kürt meselesinin evrimi ve tarihi arka planı’ başlığıyla gerçekleşti.
Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Türkiye’nin Kürt Meselesi” konulu konferansa, Tarık Ziya Ekinci, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Gazeteci-Yazarlar Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu ve Oral Çalışlar’ın yanısıra çok sayıda akademisyen ile izleyici katıldı.
Konferansın “Kürt meselesinin evrimi ve tarihi arka planı” konulu ilk oturumuna hukukçu Ruşen Aslan, Sosyolog İsmail Beşikçi, Sertaç Bucak ve Araştırmacı Ayşe Hür konuşmacı olarak katıldı.
İlk konuşmacı Ruşen Aslan, Kürtlerin bağımsızlığa çok sevdalı olduğunu belirterek, “Kurtuluş savaşında Kürtlerin kendilerini özerk olarak yöneteceğine dair sözler verildi. Ancak 1924’ten sonra bütün bunlar unutuldu. İsmet İnönü ‘Biz milliyetçiyiz, ülkemizde yaşayanları Türkleştireceğiz, olmayanları yok edeceğiz’ politikasının sonucu, Kürtlerin 29 defa isyan etmesine neden oldu” diye konuştu.
Aslan’ın ardından söz alan Beşikçi ise, 1920’li yıllarında Osmanlı İmparatorluğu’nda yer alan Arap ve Türklerin devlet kurduklarını belirterek, “Kürdistan ise bölündü parçalandı. Temel sorun burada yatmaktadır. Kürtler her zaman çıban başı olarak görüldü. Kürt sorunun temelinde 1920’li yıllar vardır” dedi. Beşikçi’den sonra söz alan Bucak da Kürt sorununun çözümünün federatif bir yapıdan geçtiğini söyledi.
Kürt Konferansı da Protesto Edildi
“Yurtsever Hareket” mensubu bir grup, sabah saatlerinde “Kürt Meselesi, Sivil ve Demokratik Çözüm Arayışları” konulu konferansın düzenlendiği Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampusünde bir protesto eylemi gerçekleştirdi. “Hiçbir Emperyalist Tuzak Kürt Kardeşlerimiz Bizden Ayıramayacaktır”, “Bu Yurdun Her Santimetrekaresi Hepimizindir” ve “Türkiye Cumhuriyeti Bir Bütündür, Bölünemez” pankartlarının açıldığı protesto eylemi konferansın başlamasının ardından olaysız bir şekilde sona erdi.
Yurtsever Hareket Sözcüsü Bedri Baykam burada yaptığı basın açıklamasında, konferansın, Türkiye’nin gereksinim duyduğu sağlıklı, huzurlu, bilinçli bir sorun çözücü buluşma havasını yansıtmaktan uzak olduğunu savundu. Konferansa davet edilen oturum yöneticileri ve konuşmacıların yaklaşık yüzde 80’inin, kamuoyunun eğilimlerini bugüne kadar bildiği kişilerden oluştuğunu dile getiren Baykam, her ne kadar iyi niyetle bu toplantıda yer almayı kabul eden bazı değerli sosyal demokrat, siyasetçi, yazar ve diplomat varsa da, onların temsil ettiği oranın, iki günlük konferans sürecinin ancak çok küçük bir yüzdesini oluşturduğunu söyledi. Baykam, Ermeni Konferansı’ndan ve Orhan Pamuk provokasyonunun ardından çok tehlikeli ve dikkat çekici bir zamanlamayla gelen, uluslararası bölücü kurumlarla bağlantıları belli olan ve Atatürkçü, yurtsever, demokrat, cumhuriyetçi fikirleriyle kamuoyunda tanınan akademisyen, hukukçu ve aydınları dışlayan bu girişimin hazırladığı tuzağa karşı yurtsever aydınların tepki göstermeye mecbur olduğunu kaydetti. Demokrasi ve özgürlükler şemsiyesi altında yapılmak istenenin ayrılıkçı güçlere destek vermek, ulusal birliği zaafa uğratmak, karanlık güçlerin Türkiye üzerine oynanan oyunlarına hizmet etmek olduğunu ifade eden Baykam, “Bizi Kürt kardeşlerimizden ayırma düşüncesini yaymak için zemin yoklayan bu üzücü girişimciler şunu bilmelidir ki, bu yurdun her santimetrekaresi hepimizindir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin her kökenden vatandaşı eşit ve kardeştir. Atatürk’ün özdeyişiyle, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir” diye konuştu.