İzmit merkezinde ki Kocaeli Üniversitesi hazırlık sınıfı öğrencilerinin okuduğu kampüse, diğer kampüslerden öğrencileri almayınca Kocaeli Üniversitesi öğrencileri bu durumu bir sokak tiyatrosu eşliğiyle protesto etti. İçeri girmek isteyen bir öğrenciyle onu içeri almayan Özel Güvenliğin canlandırıldığı oyun sonrasında basın açıklaması yapılarak bu duruma bir an önce son verilmesi gerektiği dile getirildi. Aksi taktirde bir kaç […]
İzmit merkezinde ki Kocaeli Üniversitesi hazırlık sınıfı öğrencilerinin okuduğu kampüse, diğer kampüslerden öğrencileri almayınca Kocaeli Üniversitesi öğrencileri bu durumu bir sokak tiyatrosu eşliğiyle protesto etti. İçeri girmek isteyen bir öğrenciyle onu içeri almayan Özel Güvenliğin canlandırıldığı oyun sonrasında basın açıklaması yapılarak bu duruma bir an önce son verilmesi gerektiği dile getirildi. Aksi taktirde bir kaç gün içimde okula dava açaklarını söyleyen öğrenciler Rektörlüğe giderek toplu olarak dilekce verdiler. (9 Mart 2006)
Kaynak:Devrimci Gençlik
Öğrencilerin Oynadığı Oyunun Metni
GÖREVLİ : Hoop! Hemşerim nereye?
ÖĞRENCİ : Abi kimliğimi gösterdim ya, Öğrenciyim ben.
G: Öğrencisinde, Merkez Kampus öğrencisi değilsin.
Ö: Nereden anladın
G: Senin kimliğin mavi, bu kampusa yalnızca pembe kimliklileri alıyoruz gözüm.
Ö: Sadece kızlar mı giriyor, yani?
G: Yok be koçum öyle değil, Merkez Kampus’ta okuyan öğrencilerin hepsine pembe renkte kimlikler dağıtıldı, sadece onlar Merkez Kampus’a girebilirler.
Ö: Niye be?
G: Yemek yetmiyor! İnşaat var! Bi de, bide neydi, ha tamam kavga ediyorsunuz bi de!
Ö: Nasıl yemek yetmez ya! Ben üç senedir bu üniversitedeyim hep yetiyordu, şimdi mi yetmiyor?
G: Yetmiyor gözüm yetmiyor!
Ö: Tamam be abi kızma, ne inşaatı bu?
G: Kampusun etrafını Amerikan Saydink ile kaplatıyorlar; kafana bişey düşer sonra.
Ö: İyi de abi bu kampusta okuyanlar için bu geçerli değil mi? Onların da kafasına bişeyler düşebilir?
G: Amma çok soru soruyon lan sen! Kesin kavga çıkarırsın sen içerde.
Ö: Yok be ne kavgası.
G: Hadi gözüm oyalama bizi, daha çok işimiz var bizim.
Ö: Bu üniversiteye gelebilmek için kaç test çözdüm ben, kaç gece uykusuz kaldım, ailem ne kadar para harcadı dershaneler için biliyor musun? Ama kazandım sonunda! Sonra bana bu kimliği verdiler ve dediler ki; sen artık üniversite öğrencisisin. Ama anladığım kadarıyla her minibüste geçen bu kimlik, üniversitenin her kampusunda geçmiyor.
G: Bana bak Küçük Emrah, sen çok konuşuyon. Bu kafayla sen üniversiteyi falan bitiremezsin. Soruşturma açarlar, okuldan atarlar seni. Hem bende emir kuluyum, bana ne deniyorsa ben de onu yapıyorum. Derdini bana anlatma. Rektöre anlat. Rektöre!
Ö: Bu yapılan tamamen hukuk dışı bir uygulama!
G: Başbakanımızın bir lafı var bildin mi? Ananı da al git lan!
Ö: Canın Sağolsun!
Öğrencilerin Okuduğu Basın Açıklaması
BASINA VE KAMUOYUNA
Üniversitesi olmak her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Yüksek ev kiraları, kampuslarımıza ulaşmak için çektiğimiz zorluklar, eğitimimiz ve bu kentte yaşamımızı sürdürebilmek için gerekli olan paranın her geçen gün artışı, eğitimimiz için gerekli olan laboratuar, atölye, kütüphane gibi birimlerin eksikliği, bize sorulmadan ama en çok biz üniversite öğrencilerini ilgilendiren konularda alınan kararlar ve anlamsız uygulamalar.
Bu anlamsız uygulamalardan biri de bugün burada olmamıza neden olan Merkez Kampusun diğer fakülte öğrencilerine kapanması durumudur. Üniversite yönetimi bu anlamsız uygulamaya devam etmekteki kararlılığını, sadece merkez kampusta okuyan öğrencilere çıkartılan pembe kimlikler göstermektedir. Böylelikle; aslında ihtiyaçları ve burada olma amaçları aynı olan ve yakından da birbirinden çok farklı olmayan biz üniversite öğrencilerini kolaylıkla seçip ayırabilecekler. Pembeler içeri maviler dışarı diyebilecekler.
Pembe de olsa mavi de olsa her iki üniversite kimliğinin de arkasında küçük karakterlerle aynı ibare yazıyor;
“Bu kart sahibi Türkiye’nin her yerinde üniversite öğrencilerine sağlanan haklardan yaralanırlar.”
Peki, nedir bu haklar?
Sadece otobüse ucuza binmek mi? Üniversitenin her türlü (kısıtlı) imkânlarından yaralanmaktır. Yani üniversitemizin yemekhanesinden, kantininden, ücretsiz internet erişiminden, kütüphanesinden, basket potasından, panellerinden, sempozyumlarından, bahçesinden… yararlanmaktır.
İşte kartın arkasındaki yazı da bunlara vurgu yapıyor ve Türkiye’nin her yerinde diyor. Ama bugün memleketimizin her tarafında sahip olduğumuz haklara bu anlamsız uygulama ile kısıtlama getiriliyor.
Ve anlamsız uygulama bize şunu söylüyor:
Eğer karnınız açsa ve merkezdeyseniz, merkez kampusun yemekhanesinden karnınızı doyuramazsınız ya da kütüphanesinde ders çalışamaz, kantininde arkadaşlarınız ile sohbet edemez, seminer salonunda düzenlenen etkinliklere katılamazsınız( ki bu seminerlerin duyurularında tüm öğrencilerimiz davetlidir diye yazar), Sinan Özbek ve Avşar Timuçin gibi Türkiye çapında nam salmış hocalarımıza sorular soramazsınız.
Gelelim bu uygulamanın gerekçelerine; Gerek ÖGB’lerin söylediklerinden gerekse de kampusun dört bir yanına asılmış ve üniversitemiz sitesinde yayımlanmış Rektörlük imzalı duyurulardan anladığımız üç gerekçe var:
Yemekhanede çıkan yemeğin yetmemesi,
Devam eden inşaat,
Kampusun güvenliği ve huzuru..
Yemek yetmiyor deniyor. Fakat uzun yıllardan sonra ilk defa böyle bir problem ortaya çıkıyor. Ne oldu diye sormak lazım, tüp mü bitti, aşçılar mı hızlı değil, memlekette kıtlık mı var? Hem yemeğin yetmediği tespit edildiyse bunun çözümü yemek yiyenlerin sayısını azaltmak mıdır, yoksa çıkan yemeği arttırmak mıdır?
Devam eden inşaattan bahsediliyor. Merkez kampusun çehresini değiştirmek için hiçbir masraftan kaçınılmamış. Kısa zamanda sarı Amerikan Siding kaplamaları ile güneş gibi parlayacak ışıl ışıl olacak kampusumuz. Şimdiden herkesin ellerine sağlık kesesine bereket. Ama biraz beklememiz gerekiyor inşaatın bitmesi için. Hepimiz biliriz ki inşaata girmek tehlikeli ve yasaktır. Bu yasak başımıza bir kaza gelmesin diye konulmuştur. Ama ilginç olan şu aynı tehlike bu kampusta sürekli okuyan arkadaşlarımız için de geçerli değil mi? Onları niye Rektörümüz düşünmemiş. Sayın Rektörümüz bizleri burada okuyan arkadaşlarımızdan daha çok seviyor olmalı. Ya da yakında yeni bir uygulamaya başlayıp burada okuyan tüm arkadaşlarımıza birer baret verecek.
Kampusun huzuru ve güvenliği deniyor. Biz üniversite öğrencileri için en güvenli ve korunaklı olduğumuz yer kampuslarımızdır. Zaten bizim ve kampusumuzun güvenliği için her türlü şey düşünülmüş durumda. Kameralar, turnikeli geçiş sistemi, X-RAY cihazı, özel güvenlik birimleri, Emniyet teşkilatının güzide elemanları… Adeta Uğur Dündar Abimizin dediği gibi “burası bir kampustan çok Pentagonu andırıyor”. Tüm bu önlemlere rağmen değerli emniyet müdürümüzün de altını çizdiği bir gerçek var; “eğer hırsız içerde ise kilit işe yaramaz.”
Tüm şakası ve esprisi bir yana bu uygulama tamamen hukuk dışı bir durum arz etmektedir. Üniversite öğrencisi olarak kanunlar ile koruma altına alınan haklarımız gasp edilmektedir. ÖGB’sinden Rektörüne kadar herkes bunun farkındadır. Kampusa girerseniz size soruşturma açarız diyor ve bizi korkutmaya çalışıyorlar. Ne diye açacaklar acaba soruşturmayı? Bir üniversite öğrencisine, üniversitesinin kampusuna girmekten soruşturma açılabilir mi? Ceza verilebilir mi?
Belki kampusa girmekten değil ama Güvenlik görevlisine muka
vemetten soruşturma açabilirler. Aslında amaçlana da bu olsa gerek ÖGB’lerin bu kadar fevri davranmasının sebebi de bu olsa gerek. Kampusa girmek isterken ÖGB’ye hafifçe deymeniz yeterli olur sanıyoruz. Soruşturma açma ve ceza vermekteki Rektörlüğümüzün profesyonelliği de buna eklenince insan korkuyor doğrusu.
Ama biz son ana kadar kampusumuza zorla girmeyeceğiz. Rektörlüğün istediğini yapmayacağız. Bu gün basın açıklamamızdan sonra Umuttepe’ye çıkacak ve bir dilekçe ile kampusa alınmama gerekçemizi yazılı olarak isteyeceğiz. Verilen yazılı cevap üzerine idari bir mahkeme açacağız. Ve bu hukuk dışılığı hukukun üstünlüğü ile çözmeye çalışacağız.
Tabii herkes şunu iyi bilsin! Bu kampus bizim, tüm üniversite öğrencilerinindir. Bunu hiçbir uygulama ve yasaklama değiştiremez. Bizleri çok kızdırırsanız Analarımızı da alıp geliriz ve kampusumuza gireriz!!!
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ