İHD, ÇHD, SDP, EMEP, DTP, ESP, HÖC, Ege 78’liler Derneği, TÖP tarafından oluşturulan Şemdinli İzmir İnisiyatifi İzmir Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ancak iddianamede ya da başka bir evrak ile haklarında işlem yapılmayan eski DGM savcısı Emniyet ve Askeriye görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Okunan basın metni aşağıda; BASINA […]
İHD, ÇHD, SDP, EMEP, DTP, ESP, HÖC, Ege 78’liler Derneği, TÖP tarafından oluşturulan Şemdinli İzmir İnisiyatifi İzmir Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ancak iddianamede ya
da başka bir evrak ile haklarında işlem yapılmayan eski DGM savcısı Emniyet ve Askeriye görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Okunan basın metni aşağıda;
BASINA VE KAMUOYUNA
Bir kere daha yaşayarak öğreniyoruz. Susurluğu unutturanların ve unutanların, Şemdinli’yi neden görmezden geldiğini, neden Şemdinli’nin üstüne gitmediğini yaşayarak öğreniyoruz.
Şemdinli’de, Yüksekova’da , Diyarbakır’da, Batman’da ve ülkenin pek çok yerinde işlenmiş ve faili meçhul kalmış pek çok cinayet, adam kaçırma, köy yakma ve boşaltma gibi aydınlanmamış pek suç işlendiği bilmekteyiz. Şemdinli’de 9 Kasım 2005 günü bu suçlardan biri daha işlenirken, failleri yakalandı. Ancak biliyoruz ki; 9 Kasım 2005 tarihinde Umut Kitapevi’ne bomba atmaktan sorumlu olanların tamamı tespit edilememiştir. Eylemi gerekleştirenler, Şemdinli halkının çabaları ve ısrarı sayesinde yargı önüne çıkarılabilmişlerdir. Eylemin yapılmasına karar verenler ve arkasında duranlar ise tespit edilememiştir. Tıpkı geçmişte işlenmiş pek çok suçun faili gibi.
Türkiye’de, devlet kurumları içinde olup hukuka aykırı, hatta suç niteliğinde eylemlilikler içinde olan yapılanmalar olduğu inkar edilemez. Emniyet, siyaset ve mafyanın çıkar amaçlı işbirliğinin somut kanıtı; Susurluk’tur.
Şemdinli iddianamesinin hazırlanmasından sonra Org. Yaşar Büyükanıt’ın adı üzerinden kamuoyu; asker ile siyasi iktidar arasında tercih yapmaya ve “yurtsever olmanın gereği olarak” asker yanında taraf tutmaya zorlanmaktadır. Şemdinli iddianamesi üzerine söylenen sözler, savcı hakkında inceleme başlatılması göstermektedir ki; Türkiye’de rütbe veya sıfatından dolayı yargılanamaz, hatta suç işlediği iddia dahi edilemez kişiler olduğu kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Hatta bunu kabul etmeyenlere “biz kendimizi savunursak, Türkiye sallanır” tehdidinde bulunulmaktadır.
Paşalarına dokunulumuyayan bu ülkede, Başbakana yumurta atan gençler için 16 yıl hapis istenebilir. TBMM’de Kürtçe selam verdiği için DEP’li milletvekilleri 10 yıl hapis yatabilir. Liseli gençlere işkence yapılabilir. Cezaevleri basılıp onlarca tutsak öldürülebilir. AB yolundaki demokratikleşen Türkiye’de kendine demokrat diyen AB’nin gözü önünde bütün bunlar yapılabilir.
Ama…Diyarbakır cezaevinde 10 tutsağı döverek öldüren asker ve gardiyanlar hüküm giymez. Kars’ta halkı tarayıp onlarca insanı öldürenler hüküm giymez. 19 Aralık’ın katilleri, Gazi mahallesi katilleri Vedat Aydın’ın, Serdar Tanış’ın katilleri onlarca evi basıp devrimcileri öldürenler hüküm giymez.
Ama “Paşalar da suç işler” denilemez.
Tekrar tekrar yaşayarak öğreniyoruz ki; dün Susurluk’ta çıkan, bugün Şemdinli’de iş üstünde yakalanan, derin devletle hesaplaşmadan, bu ülkede demokrasiden söz etmek mümkün olmayacaktır. Bu çürümüş sisteme muhalif olan herkes tehlike oluşturdukça derin devletin şiddetinden nasibini alıyor. Dün sosyalistler, bugün Kürtler, yarın sıranın kime geleceği meçhul…
Bizler artık bu kanlı oyunun parçası olan herkesin yukarıdan aşağıya yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz. Bugün bu yüzden Van Savcısının iddianamesinde ismi geçen; suç işlediğine dair tespit ve iddia bulunan, ancak hakkında yargılama süreci başlatılmamış şahısların yargılanmasını sağlamak için suç duyurusunda bulunuyoruz.
İZMİR ŞEMDİNLİ GİRİŞİMİ
İHD ÇHD SDP EMEP DTP ESP HÖC
Ege 78’liler Derneği Toplumsal Özgürlük