Beykoz Çocuk ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin kapatılma girişimlerine karşı Beykoz halkının tepkisi büyüyor. 100’ü aşkın Beykozlu bugün Beykoz İnisiyatifi’nin çağrısıyla Paşabahçe’den hastane önüne kadar yaklaşık beş kilometrelik bir yürüyüş düzenledi. “Hastaneler Halkındır, Kapatılamaz” yazılı pankart açan ve ellerinde sarı zemin üzerine siyah yazılarla “Hastaneme Dokunma”, “Okuluma Dokunma”, “Evime Dokunma”, “Beykoz’a Dokunma” yazan flamalarla yürüyen topluluğa […]
Beykoz Çocuk ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin kapatılma girişimlerine karşı Beykoz halkının tepkisi büyüyor. 100’ü aşkın Beykozlu bugün Beykoz İnisiyatifi’nin çağrısıyla Paşabahçe’den hastane önüne kadar yaklaşık beş kilometrelik bir yürüyüş düzenledi.
“Hastaneler Halkındır, Kapatılamaz” yazılı pankart açan ve ellerinde sarı zemin üzerine siyah yazılarla “Hastaneme Dokunma”, “Okuluma Dokunma”, “Evime Dokunma”, “Beykoz’a Dokunma” yazan flamalarla yürüyen topluluğa mahalle muhtarları ile dernekler ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de destek verdi.
Trafiği aksatmadan yürüyüşe geçen kortejin başında çocuklar yer aldı. Yürüyüş boyunca “Beykoz hastanesi kapatılmasın”, “hastaneme dokunma”, “çocuk hastanesi kapatılmasın” sloganlarını atan çocuklara halkın ilgisi büyüktü. Yoldan geçen araçlarında kornalarıyla yürüyüşçülere destek verdiği gözlendi.
Yaklaşık bir saatlik yürüyüşün sonunda hastane önüne gelen halka, hastane çalışanları ile hastalarda alkışlarıyla destek verdi.
Burada Beykoz İnisiyatifi adına basın açıklamasını Beykoz Halkevi Şube Başkanı Hayati Can okudu. Can basın açıklamasında şöyle dedi;
“Eskiden politikacılar şöyle seslenirlerdi. ‘Ödediğiniz her kuruş vergi size yol, su, elektrik, okul, hastane, fabrika olarak geri dönecektir.’ Bu sesleniş biçimi liberal uygulamalarla birlikte değişti. Özelleştirme, taşeronlaştırma, eğitim ve sağlık hizmetlerinin paralılaştırılması normalleştirilmeye çalışıldı. Bugün ise işin sonuna varılıyor. Okullar, hastaneler kapatılıyor, evler yıkılıyor, ormanlar talan ediliyor. Bütün bunlar yapılırken yasadışı orman katliamını durdurmaya çalışanlar suçlu, barınma sorununu çözmek için gecekondusunu yapanlar suçlu ilan ediliyor. İnsanlar barınmak için eve, yaşamak için çalışmaya, cahillikten kurtulmak için eğitime, tedavi olmak için hastaneye ihtiyaç duyarlar. Ama bir yıl önce Heybeliada Sanatoryumunu kapatanlar, bugün Beykoz Çocuk ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ni kapatmaya çalışıyor. Genel Sağlık(sızlık) yasasını ve mezarda emeklilik yasa tasarısını geçirmeye çalışıyorlar.”
Son günlerde Derbent’te yaşanan olaylarla tekrar gündeme gelen yıkımlara da vurgu yapan Can, “barınma için yapılan evlere işgalci diye saldırmak kelimenin tek manasıyla insafsızlıktır” diye konuştu. Yıkım kararı verenleri ve Hükümeti “sizler hangi çözümü ürettiniz” diyerek eleştiren Hayati Can, “dün Okmeydanı, Alibeyköy, Küçükçekmece ve Aydos’ta yaşananlar bugün Sarıyer Derbent mahallesinde yaşanmaktadır. Sırada yarın Beykoz vardır. Bu gelişmelere sessiz kalmayacağız. Bu iktidara ödediğimiz her kuruş verginin hesabını soracağız” diye konuştu.
“Bugün buradayız, çünkü hastanemize sahip çıkıyoruz” diyen Can şöyle devam etti. “Buradayız, çünkü sağlıkta yeni yıkım planları değil, halk için çözüm istiyoruz. Hastane arazisindeki 70 dönüm denize sıfır doğal flora ormanının ne kadar iştah kbarttığının farkındayız. Dün Çırağan Sarayını, Çırağan oteli yapanlar, bugün Beykoz kasrını Beykoz oteli yapmak istiyorlar. Otelinizi gidin başka yerde kurun. Ve lütfen daha iyi gerekçeler bulun. Personel yetersizliği ve fazla hasta gerekçesiyle kapatılan tek hastane, eğer engelleyemezsek bu hastane olacaktır. Bu nedenle iktidarı Beykoz halkının sesine kulak vermeye çağırıyoruz. Taleplerimiz için başlattığımız imza kampanyasını bu ay sonu tamamlıyoruz. Ve son kez haykırıyoruz. Halkına yabancı, onun taleplerini görmezden gelen iktidarlar, tarihin çöp sepetine gitmeye mahkumdur.”
Hayati Can’dan sonra topluluğa seslenen İstanbul Tabip Odası temsilcisi Dr. Bora İnce “hasta çok, bu kadar çok hastaya bakacak yeterli personelimiz yok diyerek hastane kapatmaya kalkmak, aslında hükümetin gerçek niyetini ortaya koyuyor. Bu hastane 1963’ten beri burada hizmet veriyor. Bu olanların gerçek nedeni AKP Hükümetinin sağlıkta dönüşüm projesini hayata geçirmekteki ısrarıdır” diyerek halkı, Pazartesi başlayacak olan Genel Sağlık Sigortası ve Emeklilik Yasasına ilişkin emek örgütlerinin düzenlediği referandumda oy kullanmaya çağırdı.
Sağlık Emekçileri Sendikası – SES Anadolu Yakası Şube Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ekrem Erbil’de hükümetin sağlıkta dönüşüm programını eleştirerek “verem Türkiye’de hızla artan bir hastalık. Veremli hastayı sokağa salamazsınız. Böylesi bir gerçeklik ortadayken burada alanında tek Türkiye’nin tek çocuk ve göğüs hastalıkları hastanesini kapatmaya kalkmak, onu bir başka hastanenin servisi haline getirmek cinayettir” diye konuştu.
Son olarak söz alan Tüketiciyi Koruma Derneği – TÜKODER Beykoz Şube Başkanı Aysel Can’da hastanenin kapatılma gerekçesini Sağlık Bakanlığından sorduklarını, gelen yanıtta ‘hasta sayısı ile orantılı personel yetersizliği nedeniyle yaşanan sorunlara çözüm bulmak amacıyla hastanenin katılmasına karar verildiğini’ hatırlatarak, “böyle bir ciddiyetsizlik bugüne kadar görülmedi. Sağlık Bakanlığı ‘bizim bu hastaneye yetecek personelimiz yok, bari hastaneyi kapatalım’ diyebiliyor. Böyle bir şey ne söylenebilir, ne de kabul edilebilir” diye konuştu.
Beykozlu yurttaşlar konuşmalar boyunca sık sık “hastaneler halkındır, kapatılamaz” sloganını atarak konuşmacılara destek verdiler. Sloganlara hastane camlarına çıkan hasta ve hasta yakınları da katıldı.
Haber: Emrullah Kandemir
http://www.bilgibeykoz.net