AKP’nin geçtiğimiz haftasonu toplandığı Kızılcahamam parti kampı, parti içindeki huzursuzluk ve çatlak sesleri giderme amacı güdüyordu. İki gün boyunca nasıl iyi durumda olduklarını ve asıl şimdi birlik olmaları gerektikleri dikte edilen vekiller, son gün Erdoğan’ın şefliğinde 10 kıta okudukları İstiklal Marşı ile Ankara’ya yola koyuldular. Son zamanlardaki çıkışları ve eleştirileri ile gündeme gelen, Balıkesir Milletvekili […]
AKP’nin geçtiğimiz haftasonu toplandığı Kızılcahamam parti kampı, parti içindeki huzursuzluk ve çatlak sesleri giderme amacı güdüyordu. İki gün boyunca nasıl iyi durumda olduklarını ve asıl şimdi birlik olmaları gerektikleri dikte edilen vekiller, son gün Erdoğan’ın şefliğinde 10 kıta okudukları İstiklal Marşı ile Ankara’ya yola koyuldular.
Son zamanlardaki çıkışları ve eleştirileri ile gündeme gelen, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, ve Hatay Milletvekili Fuat Geçen kampta sessiz kaldılar.
Milletvekili Fahrettin Poyraz, muhalif milletvekillerini, “Kaçak güreşmekle” suçladı ve “Ben, bu muhaliflerden sıkıldım. Ne söyleyecekseniz burada söyleyin. Kapı arkasında konuşmayın” dedi. Bunun üzerne söz alan muhaliflerden, Afyon Milletvekili Mahmut Koçak “farklılıklar yanlış anlaşılmamalı, farklılıklar parti politikalarına aykırılık değil, zenginlik olarak değerlendirilmeli” dedi.
Parti içi muhalefet konusunda “Bütün arkadaşlardan ricam, halen seyir halinde olan bir hükümet olduğumuzu asla unutulmamalıdır” diyen Erdoğan sözlerini “Seyir halindeyken yapılan hatalar olabilir. Yolculuk esnasında tökezleyenler de, gücü azalanlar da olabilir. Burada bizim görevimiz tökezleyen, takati çekilen arkadaşlarımıza da omuz verip hizmet kervanından geri kalmamalarını sağlamaktır” dedi.
Unakıtan’a Koruma
Unakıtan hakkındaki yoğun yolsuzluk iddialarının gündem olmaması ve eleştirilmemesi için bütün AKP kamplarındaki, milletvekili ve bakanların gruplar halinde görüşmelerine olanak sağlayan ”Bakan Masası” uygulaması kaldırıldı.
Başbakan Erdoğan, kapanış konuşmasının son bölümünde de Salı günü Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki gensoruda birlik çağrısında bulundu.
Başbakan Erdoğan, ”Salı günü yapılacak gensoru oylamasında dirliğimiz ve beraberliğimizin gereği olan cevabı, 6 aya üç gensoru sığdıran ana muhalefet partisine vereceğiz” dedi.
Unakıtan ise kendisini milletvekillerine dağıttığı kitapçıkla savundu ve “Mesele bu davaya inanmış olan insanların birbirine inanmasıdır” dedi.
CHP’nin, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında verdiği gensoru önergesi olacak. Unakıtan hakkındaki gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeler, TBMM Genel Kurulu’nda 14 Mart Salı günü yapılacak.
Erdoğan’dan Muhaliflere Uyarı
“Biz bugüne kadar kimseyi disipline vermedik. Ama arkadaşlarımızın da parti disiplinine uymalarını bekleriz. Arkadaşlarımızın söyledikleri en çok siyasi rakiplerimizi sevindiriyor. Neredeyse bir zil takıp oynamadıkları kalıyor. Buna meydan vermeyin. Eğer bir sorun varsa, bunu parti ile paylaşın, basın aracılığı ile konuşmayın.”
TSK ve Şemdinli Konularında Suya Sabuna Dokunmayan Açıklamalar
Başbakan Erdoğan, Kampta Şemdinli Davası ve ardından yaşanan gelişmeler konusunda sadece CHP’yi eleştirdi.
“Terörle mücadele konusunda siyasi rakiplerimizin pirim yapacağı davranışlardan uzak durum” diyen Erdoğan, özellikle son günlerde tartışma konusu olan Şemdinli iddianamesi hakkında konuşmamaya özen gösterin.” dedi.
Erdoğan CHP’yi, silahlı kuvvetler üzerinden siyaset yapmakla suçladı. “Türkiye, kriz müteahhitlerinin şantiyesi değildir. Artık bu kriz müteahhitleri Demokrasiye, sivilleşmeye saygısı olan, bunun neticesine katlanmak zorundadır” diye konuşan Erdoğan, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt’a yönelik suçlamaların da yer aldığı Şemd i n l i iddianamesinin ardından, “TSK’ya yönelik sivil darbeyi engelledik” diyen CHP lideri Deniz Baykal’ı suçladı.
Baykal’ı “Sivil ve darbe ifadelerini yan yana kullanabilecek kadar demokrasiden uzak” diye niteledi.
“Oysaki bir iktidarın neyi yapabileceği anayasada bellidir. Sivil ile darbe kavramlarını yana yana kullanmak çok çirkin ve demokrasiden nasipsizliktir. Belli ki kendilerine göre çevreleri var. Kendilerine göre bir şeyler yapma gayreti içindeler. Anayasasına göre başka, bana göre başka olmaz. Ana muhalefet liderini bu konuda her şeyden önce millete saygı duymaya davet ediyorum. Demokrasiye, millete ve idareye saygılı olmaya davet ediyorum. Kendisinin hafıza kayıtlarında başka bir şey varsa onu bilemem. Ama hakimiyet kayıtsız şartsız milletinse ona saygı duymak zorundadır.”
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının atamalarının nasıl yapılacağının Anayasa’da ve kanunlarda belli olduğunu söyleyen Erdoğan, Ordu’nun hiyerarşik yapısı üzerindeki hassasiyetlerini her zaman gözettiklerini söyledi. Sözlerini “Bunun aklını, nasıl davranacağımızı, ana muhalefetten ve başka yerlerden almayız. Bizim iktidarımız kendi kararını verir. Bunun şekli de Anayasa ve yasalarımızda bellidir” diyerek bitirdi.
Cumhurbaşkanlığı Tartışması
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına yanıt verirken, “Seçimler zamanında, yapılacak. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı da 7 yıllığına seçiliyor. Süre de önümüzdeki yıl doluyor. Cumhurbaşkanını bu parlamento seçecektir. Bu, bu parlamentonun da hakkıdır. Bu hakkını da kullanacaktır, yani biz seçeceğiz” dedi. Erdoğan, kendisinin cumhurbaşkanlığı ile ilgili konulara girmekten kaçındı.
Adıyaman Milletvekili Faruk Ünsal ‘ın eşi ve AKP’nin kurucu üyesi Fatma Ünsal ‘ın, ”Erken seçime gidelim, seçimlere az bir süre kala cumhurbaşkanını bu Meclis’in seçmesi şık olmaz” dedi.
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Erdoğan’a, Özal ve Demirel örneklerini vererek, “Onlar çıktı pişman oldu; siz çıkmayın” dedi. Yarbay, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile hükümet ve AKP arasında bir çekişme yaşandığı havası verilmemesini de isteyerek şunları dedi:
“Cumhurbaşkanlığı makamı yıpratılmamalı. Ama o makam yıpratılmadan cuhurbaşkanlığı sistemi tartışmaya açılmalı. Mesela, cumhurbaşkanlığının yetkileri azaltılırken, başbakanın yetkileri daha da arttırılabilir. Türkiye için en iyi sistem bu olur. Cumhurbaşkanlığı’nın “sembolik” olması gerekir.”
Hatay Milletvekili Mehmet Soydan Erdoğan’a, “Gönlümün adayı sizsiniz” diye seslendi. Soydan, “Biz sizi cumhurbaşkanlığı’na da başbakanlığa da layık görüyoruz. Ancak karar sizin” diye konuştu.
Amasya Milletvekili Hazma Albayrak ise yeni cumhurbaşkanını mutlaka bu Meclis’in seçmesi gerektiğini söyledi.
AKP Genel Başkan Yardımcı Akif Gülle gazetecilere “Bakarsınız cumhurbaşkanını CHP ile birlikte seçeriz” dedi.
Erdoğan’dan Merkez Bankası Başkanlığı Değerlendirmesi
”Merkez Bankası Başkanı’nın görev süresi salı günü 17’de doluyor. Banka İdare Meclisi vekâleten bir atama yapacak. Biz de ondan sonra bir değerlendirme yapıp isim tespit edeceğiz.”
Önce Sempatik Dedi, Ardından Zam İstedi
Diyarbakır Milletvekili Fehmi Uyanık, Erdoğan’dan hiç sinirlenmemesini istedi ve “Sayın Başbakan’ım sinirlenmediğiniz zaman çok daha sempatik ve güler yüzlü oluyorsunuz. Lütfen hep böyle olun.” dedi.
Bu sözlerin ardından ise yaklaşık 7.7 bin YTL maaş alan milletvekillerinin maaşlarının yetersizliğinden yakınan Uyanık, maaşlara zammın gündeme gelmesini istedi.
Erdoğan ise “Bazı arkadaşlarımız milletvekili maaşı konusundaki taleplerinde haklı olabilirler. Ama ne yazık ki bu isteğin yerine getirilmesi söz konusu değil. Milletvekili maaşlarına zam yapmayı düşünmüyoruz. Bunu topluma anlatamayız.” dedi.
Abdullah Gül Dış Politika’daki Gelişmeleri Aktardı
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül , ”İran’a müdahale ol
acak ya da olmayacak diye bir şey diyemem. Ama her zaman hazırlıklı olmalıyız, kayıtsız kalmak mümkün değil. Ne olup ne biteceğini sı kı takip etmemiz lazım. Olası bir müdahalenin bizi etkilememesi mümkün değil, çünkü sınırdayız” diye konuştu. Dünya kamuoyunda İran konusunda Irak’taki gibi bölünmüşlük olmadığını anlatan Dışişleri Bakanı Gül, ”İran’ın nükleer programı ile ilgili tabii ki bizim girişimlerimiz olacak. Çünkü, bunu ancak Türkiye ve Rusya engelleyebilir. Nükleer İran bizim için de tehlikeli. Bu konuda Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde ABD’yle birlikte hareket edeceğiz” dedi.
Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin durumuyla ilgili bilgi veren Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ”Suriye tarafında asker yok, ancak biz kendi kendimize mayınlı arazide bekliyoruz. Mayınların temizlenmesi için 400-500 milyon dolar gerekiyor. Mayınlı haritalar kayboldu, sel nedeniyle bazı mayınlı bölgeler yer değiştirdiği için teknik sorunlarımız var. Devletin bunun altından kalkması mümkün değil. Temizleme işini özel sektöre yaptırmayı düşünüyoruz, bu konuda firma bazında öneriniz varsa değerlendiririz.” dedi.
Bir milletvekilinin “İran’ın nükleer programı tehlikeliyse İsrail’in tehlikeli değil mi” sorusuna Gül şu yanıtı verdi: “İsrailliler nükleer programları olmadığını söylüyor. Ancak 25-30 sene önce böyle bir program geliştirdiği konuşuluyor. İran’ın tehlikeliyse İsrail’in de tehlikelidir.” Hamas ziyaretinin yankılarına da değinen Gül, AB liderlerinin görüşmeyi “büyük bir cesaret” olarak nitelediklerini söyledi
10 Kıta Marş Okuyup Ağladılar
Başbakan Erdoğan, konuşmasını İstiklal Marşı’yla bitirdi. AKP’li vekillere, 10 kıtalık marşın tamamını önce banttan dinleten Erdoğan, ardından kendisinin “şefliğinde” hep birlikte söyletti. Bu sırada Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin başta olmak üzere bazı milletvekillerinin gözyaşlarını tutamadıkları görüldü. İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından milletvekilleri uzun süre Başbakan’ı ayakta alkışladı.
Birlik çağrıları ve söyledikleri marşla “motive olan” AKP’liler Unakıtan gensorusu oylaması için Ankara’ya yola koyuldular.