Ortaöğretim 3. sınıf biyoloji kitabında yaratılış teorisinin işlendiği bölümde, ”Tüm canlı ve cansız varlıklar Tanrı tarafından yaratılmıştır, evrendeki her bir varlık bir amaca yönelik olarak yaratılmıştır. Bu amacı belirleyen de Tanrı’nın kendisidir” denilerek evrimle ilgili görüşler zayıf düşürüldü. Milli Eğitim Bakanlığı, yaratılış teorisini evrim teorisinin önüne geçirmek için çabalıyor. Öğrencilere bilimin anlatıldığı biyoloji kitaplarında, ”Evrendeki […]
Ortaöğretim 3. sınıf biyoloji kitabında yaratılış teorisinin işlendiği bölümde, ”Tüm canlı ve cansız varlıklar Tanrı tarafından yaratılmıştır, evrendeki her bir varlık bir amaca yönelik olarak yaratılmıştır. Bu amacı belirleyen de Tanrı’nın kendisidir” denilerek evrimle ilgili görüşler zayıf düşürüldü.
Milli Eğitim Bakanlığı, yaratılış teorisini evrim teorisinin önüne geçirmek için çabalıyor. Öğrencilere bilimin anlatıldığı biyoloji kitaplarında, ”Evrendeki her bir varlık bir amaca yönelik olarak yaratılmıştır. Bu amacı belirleyen de Tanrı’nın kendisidir” deniliyor. Fen bilgisi ve biyoloji kitaplarındaki yaratılış görüşünün ayıklanması için bakanlığa başvuran öğretim üyelerinden genetik profesörü Ali Nihat Bozcuk , yeni müfredatın, bilimsel görüşü dinsel görüşün gölgesinde bıraktığını vurguladı.
AKP iktidarıyla birlikte, insanoğlunun kökeni ile ilgili bilgiler de din ağırlıklı işlenmeye başladı. Ders kitaplarına ilk kez 1984-1985 yıllarında giren yaratılış görüşü, 1998 yılına kadar evrim teorisine alternatif bir görüş olarak sunuldu. Bunun yanı sıra evrim teorisi de eleştirileri ile birlikte kitaplarda yer almaya devam etti.
2000-2003 yıllarının kitaplarında evrim görüşü eleştirilerek öğrencilere okutuldu. Ancak AKP’nin iktidara gelmesinin ardından bedava dağıtılan ders kitaplarında evrim teorisi ”tamamen geri plana atıldı” . Örneğin ilköğretim 8. sınıf fen bilgisi kitabında ”evrim” sözcüğü yalnızca 3 kez kullanıldı. Ortaöğretim 3. sınıf biyoloji kitabında ise önce yaratılış teorisi, ardında da evrim teorisi işlendi. Kitapta yaratılış konusunun anlatıldığı bölümde ”Tüm canlı ve cansız varlıklar, Tanrı tarafından yaratılmıştır, evrendeki her bir varlık bir amaca yönelik olarak yaratılmıştır. Bu amacı belirleyen de Tanrı’nın kendisidir” denilerek evrimle ilgili görüşler zayıf düşürüldü.
Ders kitapları üzerinde araştırmalar yapan ve geçen ay, fen bilgisi ve biyoloji kitaplarındaki yaratılış görüşünün ”ayıklanması” istemiyle Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuran bilim adamları arasında yer alan Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı Genetik Profesörü Ali Nihat B ozcuk yeni müfredatı eleştirdi.
‘Yaratılış, evrimle karşılaştırılamaz’
Yaratılış görüşünün ABD kaynaklı ”dinsel ve felsefi bir görüş” olduğunu vurgulayan Bozcuk, ”Bu görüş bilimsel yöntemlerle deney ve gözleme açık değildir. Yalnızca bilimsel evrim teorisinin eleştirisine dayanır. Hiçbir bilimsel kaynakta, yurtdışı bilimsel dergiler ve kitaplarda, bununla ilgili yeni bir bulgu, yeni bir deney yayımlanmamaktadır” dedi.
Bilim ve dinin ayrı disiplinler olduğunu vurgulayan Bozcuk, deney ve gözleme dayanmayan yaratıcılık görüşünün evrim teorisiyle karşılaştırılamayacağını söyledi. Bozcuk şöyle konuştu:
”Eğer siz, eğitim sisteminiz içerisinde önce yaratılış görüşünü anlatır, ‘Tanrı her canlıyı ve cansız maddeleri ayrı ayrı ve amaçlı olarak yaratmıştır’ diye okutur, arkasından evrim teorisini okutursanız, bilimsel görüş, bu dinsel görüşün gölgesinde kalır. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde okutulması gereken konular, biyoloji dersinde ya da fen bilgisi dersinde okutulursa, birçok çelişki ve genç beyinlerde karmaşa ortaya çıkar, bilimin aydınlığı ikinci planda kalır. Biz eğer biyoloji dersinde yaratılışı okutuyorsak, kimya dersinde kimyacıların modası geçmiş düşüncelerini de anlatmak ya da yerbilimleri dersinde dünyanın düz olduğunu anlatmak gerekir. O bakımdan, her konu, amacına uygun olan derste okutulmalıdır.”
‘Eğitimcilikle bağdaşmaz’
Bugün Avrupa ve ABD’nin birçok ülkesinde dini görüşlerle bilimsel görüşlerin ayrı ayrı okutulduğuna dikkat çeken genetik profesörü Ali Nihat Bozcuk, ”Sayın Bakan’ın, bunların eşit olarak okutulması dileği varsa da eşit olmayan veya bilimsel ağırlığı eşit olmayan iki konuyu aynı ağırlıkta okutmak eğitimcilikle bağdaşmaz” dedi.
Kaynak: Cumhuriyet