AKP hükümeti’nin İMF ve DB direktifleri çerçevesinde sağlığı piyasalaştırmak için uyguladığı politikalar, sonuçlarını göstermeye başladıkça yaldızlı “reform” lafları da birer birer inandırıcılığını yitiriyor. Sağlık meslek ve emek örgütlerinin başından beri “bu reform değil yıkım” iddialarına kulaklarını tıkıyan AKP hükümeti artık sadece halkı değil, kendi vekillerini bile inandıramıyor. AKP’nin dünkü grup toplantısında Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı […]
AKP hükümeti’nin İMF ve DB direktifleri çerçevesinde sağlığı piyasalaştırmak için uyguladığı politikalar, sonuçlarını göstermeye başladıkça yaldızlı “reform” lafları da birer birer inandırıcılığını yitiriyor. Sağlık meslek ve emek örgütlerinin başından beri “bu reform değil yıkım” iddialarına kulaklarını tıkıyan AKP hükümeti artık sadece halkı değil, kendi vekillerini bile inandıramıyor.
AKP’nin dünkü grup toplantısında Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı eleştiren AKP Afyon Milletvekili Mahmut Koçak , hükümetin sağlık politikalarının olumsuzluğuna dikkat çekti. Koruyucu hekimliğin çöküşünden, ihalelere ve denetimsizliğe kadar bir çok sorunu vurgulayan Koçak şunları söyledi;
Ne oldu bize sayın bakanım, koruyucu sağlık hizmetlerinde nerelere geriledik? Pilot il olan Düzce’de bile aile hekimliği uygulaması sıkıntılıdır, gerekli personel sayısına ulaşılamamıştır. Bayburt’ta, Batman’da bu oranı nasıl yakalayacağız?
Doğumda ne kadar anne kaybediyoruz sayın bakanım? Ne kadar çocuk kaybediyoruz ya da sakat doğarak engelliler ailesine katıyoruz? Sağlıkta önceliğimiz ne?
İnsan gücünde özendirici önlemlerle ve gönüllülük esasına dayalı bir anlayışla dengeli dağılım hedefledik” dediniz. Mecburi hizmeti kaldırdık, ama sonunda yine uygulanmak zorunda kalındı. Dönüşünde de çözmemiz gereken ilave yargı problemleri getirdi. Fareyi iğne deliğinden geçirmeye uğraştığımız bu süreçte lütfen bir de kuyruğuna kabak bağlatmayalım.
Danıştay, yasayı değil genelgenizi iptal ettiği için, hekimlerimizin atamalarını yapamadığınız gibi, mezuniyet ve uzmanlık belgelerini de veremediğinizden bu arkadaşlarımız özel sektörde de çalışamıyorlar. Doktor atama bekliyor, hasta doktor bekliyor.
Tedavi kurumlarında yatak kapasitesi kullanım oranı yüzde 66.2’dir. Kaynakların verinmsiz kullanıldığı ortadadır.
Uyuşturucu kullanma yaşının ortaokul düzeylerine indiği iddia ediliyor. Yapılmış bir araştırma var mı? Önlem alacak projeler ortaya kondu mu? Alkol, sigara ve benzeri alışkanlıklarla mücadele belediyelerin yasaklarından, Yeşilay’ın etkisiz çalışmalarından mı ibaret? Bunları Sağlık Bakanlığı ele almayıp kim ele alacak?
Personel alarak devlet memurluğu ile işi çözme devri geride kaldı, yeni personel politikalarına yönelmeliyiz.
Kurumlarınız tarafından yapılan hizmet alımlarında tam bir başıbozukluk yaşanmaktadır. Bir taraftan laboratuvar hizmet alımlarında ruhsatlı firma koşulu getirilirken, görüntüleme hizmet alımlarında bu koşul aranmamaktadır. Ayrıca hukuki mevzuatı düzenlemeden ameliyathane hizmet alımına gidilmesi ayrı bir tartışma yaratmaktadır. Dolayısıyla bir an önce hizmet alımlarına bir sistem getirmeniz gerekir. Bu kurum yöneticilerinden de beklenmektedir.
Sağlık Bakanlığı, ekonomik ve mali açıdan sıkıntıya düşen hastanelere ödünç para verme uygulaması başlatmıştır. Durumun daha da kötüleşeceğini düşünmekteyim. Önlem almalıyız, taşıma suyla değirmen dönmez. Borç alıp verme konusunda kurumların birbirlerine düşmesine neden olacaksınız, benden uyarması.
Lütfen bitirin şu denetim komedisini. Sağlık müdürü, başhekim, hastane müdür atamalarını yapan da, belli ihalelere izin veren de, nakit ödenek gönderen de, usulsüzlüklerde teftiş gönderen de aynı idare. Özerk bir denetleme sistemi oluşturulmalıdır.
Hastanelerin işletme haline dönüştürülerek bakanlığı, atama, satın alma ve ihallerden kurtarın. İnsanlarımızın parayla imtihanına son verin.
Gelelim ”gün hastaneleri projesi” ne. Belki gerekçeleri doğrudur, ama pratikte döner sermayeden ek gelir almayan bir hekimi ilçelerde tutmak mümkün değildir. Uzmanlar şehir merkezlerine toplanır. İlçe bazında çalışacak uzman bulamayız.
Sendika.Org
Koçak Konuşma Metni Ajanslardan alınmıştır.