ABD, Ortadoğudaki işgalin ardından konuşlandırdığı ve Akdeniz’de Ortadoğu’ya yönelik Askeri Güç Alanını genişletmek için NATO bünyesinde faaliyet gösteren “Aktif Çaba” adlı deniz gücü operasyonunun görev alanının, Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesini istiyor. NTV’den Ümit Enginsoy‘un haberine göre ABD’nin Rusya’ya karşı Karadeniz’de askeri bir tehdit oluşturma girişimi olarak nitelendirilen bu girişime Türkiye ve Rusya karşı çıktı. […]
ABD, Ortadoğudaki işgalin ardından konuşlandırdığı ve Akdeniz’de Ortadoğu’ya yönelik Askeri Güç Alanını genişletmek için NATO bünyesinde faaliyet gösteren “Aktif Çaba” adlı deniz gücü operasyonunun görev alanının, Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesini istiyor. NTV’den Ümit Enginsoy‘un haberine göre ABD’nin Rusya’ya karşı Karadeniz’de askeri bir tehdit oluşturma girişimi olarak nitelendirilen bu girişime Türkiye ve Rusya karşı çıktı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya’dan sorumlu üst düzey yetkililerinden Kurt Walker, Washington’da yaptığı bir konuşmada, söz konusu NATO gücünün Karadeniz’de de görev yapmasını istediklerini, ancak Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkeler arasında buna ilişkin görüş ayrılığı olduğunu söyledi.
Volker, “Bu konuda özellikle Türkiye gibi bir NATO ülkesine karşı NATO üzerinden baskı yapmak istemiyoruz. İlgili ülkelerle bu işi nasıl çözebileceğimizi konuşuyoruz” dedi.
Türk yetkilileri ise, bu girişimin, Boğazlar ile ilgili Türkiye’ye haklar tanıyan Montreux Konvansiyonu’nu sulandırmasından kaygı duyuyor. Ankara, ABD’nin “terörle mücadele” iddiası ile girmek istediği Karadeniz’de, “terörle mücadele” işinin kendi yürüttüğü “Karadeniz Uyum” operasyonu ve Karadeniz ülkelerinin üyesi bulunduğu Karadeniz Gücü (Blackseafor) adlı teşkilatça yapılabileceğini ve ayrıca bir NATO girişimine gerek olmadığını belirtiyor.
Rusya da, Türkiye gibi bu gücü Karadeniz’de istemiyor. NATO’nun yeni üyeleri Bulgaristan ve Romanya ise, ABD’yi destekliyor. Gürcistan ve Ukrayna da, ABD’nin pozisyonuna sıcak bakıyor. Yani Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler, ABD’nin önerisine ilişkin ikiye bölünmüş durumda.
ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Volker, konuşmasında, Karadeniz’e daha geniş bir perspektiften bakıldığında, “Sadece bir güvenlik meselesinin değil, aynı zamanda demokratik değişimin, siyasi sistemlerin ve piyasa ekonomilerinin güçlendirilmesini içeren bir bölgesel meselenin olduğunun” görüleceğini söyledi.
Soros’un “Açık” Darbelerini Yaymak İçin Askeri Destek
Volker’ın bu sözleri ile ABD’nin asıl niyetinin kendi etkinlik alanını yayabilmek ve ABD ile göbekten bağlı rejimleri yaşama geçirebilme isteği. Daha önce “Soros” finansmanlıyla Ukrayna ve Gürcistan’da yapılan Darbeler’le yönetimlere ABD işbirlikçisi hükümetler yerleştirilmiş,etkinlik alanı daralan Rusya ile ABD’nin arası gerilmişti.
Gürcistan ve Ukrayna’daki ABD destekli hükümetler yaratılması sürecini kaygıyla izleyen Rusya’nın ise, ABD’nin bu politikalarına tamamen karşı olduğu biliniyor.
Türkiye Denge Bozulsun İstemiyor
Haberde Ankara’nın da söz konusu NATO gücünün Karadeniz’e gelmesiyle birlikte, ABD ile Rusya arasında gerginliğin artmasından yana olmadığına işaret ettiler.
Washington yakınlarındaki Potomac Enstitüsü’nün uzmanı David Smith ise, Türkiye’nin Karadeniz’deki çıkarlarının Rusya’nınkilerle uyuşmadığını savunarak, “Türkiye, Aktif Çaba operasyonunu Karadeniz’e davet etmekte NATO müttefikleri Bulgaristan ve Romanya’ya katılmalı” dedi.
Akdeniz’de görev yapan Aktif Çaba operasyonu, 11 Eylül saldırılarının ardından, 2001 sonunda ABD’nin talebiyle NATO bünyesinde doğu Akdeniz’de kurulmuştu.
ABD’nin yanısıra, Türkiye, İngiltere, İtalya, Yunanistan, Almanya, Hollanda ve İspanya’dan savaş gemilerinin yer aldığı operasyonda, bölgede seyreden ticari gemiler izleniyor ve “teröre”, silah kaçakçılığına ve suçlara karıştığından kuşkulanılan gemiler aranıyor.