Petrol-iş sendikası Tüpraş ile İlgili Yargı Kararının Derhal Uygulanması İçin ÖİB’ye yasal başvurusunu yaptı. Petrol İş, Tüpraş’ın %51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin ihale hakkındaki Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2.2.2006 tarihli yürütmenin durdurulması kararları gereğinin yerine getirilmesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na 8.2.2006 tarihinde yasal başvurusunu yaptı. Bilindiği gibi, bu yargı […]
Petrol-iş sendikası Tüpraş ile İlgili Yargı Kararının Derhal Uygulanması İçin ÖİB’ye yasal başvurusunu yaptı.
Petrol İş, Tüpraş’ın %51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin ihale hakkındaki Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2.2.2006 tarihli yürütmenin durdurulması kararları gereğinin yerine getirilmesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na 8.2.2006 tarihinde yasal başvurusunu yaptı.
Bilindiği gibi, bu yargı kararı ile Tüpraş ihalesine yönelik idari işlem, yasallık ve icrailik niteliğini kaybetmiştir. Petrol İş’in başvurusunda, Anayasanın 138. maddesi ile 2577 Sayılı İdari Yargı Usül Kanunu’nun 28. maddesi hükümleri gereği, yürütmenin durdurulması kararının “AYNEN ve GECİKMEKSİZİN” yerine getirilmesi gerektiği önemle vurgulanmıştır.
Hangi gerekçe ile olursa olsun, yargı kararlarının uygulanmaması halinde;
• Anayasa’nın ihlal edilmiş olacağı,
• Uygulamama kararı alan kamu görevlilerinin/siyasi sorumluların mali, idari ve cezai açıdan kişisel olarak sorumlu olacakları,
• Uygulama kararına dayalı olarak yapılan işlemlerin hiçbir zaman ve hiçbir şekilde hukuki geçerlilik kazanmayacakları,
Danıştay ve Yargıtay kararlarında ortaya yapılan başvuruda konulduğu belirtilmiştir.
Petrol İş bugün yaptığı bir açıklama ile, yargı kararı beklenmeden gerçekleştirilen Tüpraş’ın %51 hissesinin alıcı firmaya devrine ilişkin tüm işlemlerin geri alınmasıyla ihale öncesi durumun “aynen ve gecikmeksizin” tesis edilmesini istedi.
Petrol İş başvurusunda ayrıca, yargı kararının derhal yerine getirilmemesi halinde, bundan kaynaklı kamunun, üçüncü kişilerin ve alıcı şirketin uğrayacağı tüm zarardan, ağır hizmet kusuruna ilişkin hükümler doğrultusunda idare yetkililerinin şahsen/kişisel olarak sorumlu tutulacaklarının yargı içtihatlarıyla sabit olduğu hatırlattı.