Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, dün İstanbul Fransız Konsolosluğu önünde karikatür kriziyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada krizin, emperyalizmin İran’a saldırı planları ile alakalı olarak halkları birbirine düşman etmek ve saldırı zeminini hazırlamak amacı ile yaratıldığı belirtildi. Yapılan açıklamada “Sorun din sorunu değildir. Sorun halkların aşağılanması, iradelerinin ezilmek istenmesidir. Emperyalizme halkların değerleriyle pervasızca oynayamayacaklarını bugün […]
Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, dün İstanbul Fransız Konsolosluğu önünde karikatür kriziyle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada krizin, emperyalizmin İran’a saldırı planları ile alakalı olarak halkları birbirine düşman etmek ve saldırı zeminini hazırlamak amacı ile yaratıldığı belirtildi.
Yapılan açıklamada “Sorun din sorunu değildir. Sorun halkların aşağılanması, iradelerinin ezilmek istenmesidir. Emperyalizme halkların değerleriyle pervasızca oynayamayacaklarını bugün dünya halkları öfkelerini sokaklara taşıyıp göstermektedir. Dünya halkları emperyalist saldırganlığa karşı birlikte mücadele etmelidir. Bu mücadele ile halkların öfkesi sokaklarla sınırlı kalmayacak emperyalizm er geç tarihin çöplüğündeki yerini alacaktır. Emperyalizm halklardan özür dilemelidir.” denildi.
“Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak”, “Emperyalistler Halkların Kültürlerine İnançlarına Değerlerine Saldırıyor Emperyalistler Halktan Özür Dilemelidir” yazılı iki pankart açılan, eylem “Emperyalistler halklardan özür dileyin”, “Kahrolsun Emperyalizm, yaşasın mücadelemiz” sloganları ile bitirildi.
Dün SODAP’ta bir açıklama yaparak yaratılan karikatür krizinin emperyalizmin işgal politikalarına zemin oluşturmak için yaratıldığını vurguladı. SODAP’ın açıklaması şöyle;
Medeniyetler Çatışması Değil Emperyalist Saldırı
Milyonlarca insanın kutsal saydığı değerleri aşağılayan ve bunu da kendi ‘özgürlük’ anlayışı içinde savunan emperyalist ülkeler büyük bir aymazlık içindedir. Büyük çoğunluğu Müslüman olan Ortadoğu Halkları, değerlerine yönelik saldırı karşısında tepkilerini çeşitli şekillerde dile getiriyorlar. ABD ve Avrupa ülkeleri, Ortadoğu’ya yönelik saldırılarını kendi kamuoyunda haklı gösterme, gelişmeleri kendi lehlerine çevirme uğraşısı içindeler. Emperyalist ülkelerdeki işçi sınıfı içinde -işsizlik ve pahalılığın yol açtığı- yabancı/göçmen işçi düşmanlığı yeşertilirken, egemenler son süreci de bu gidişatı besleyen malzemeye dönüştürmekte hiç de geç kalmadılar. Emperyalist güç merkezlerinin dünyayı yeniden paylaşmaları sürecinde kendi kamuoylarını daha kolay ikna edebilecekleri bir atmosfer yaratılıyor. Bunun adı da “medeniyetler çatışması” oluyor. Çatışan taraflardan biri modern, özgürlükçü batıyken (siz bunu eli kanlı, işgalci, yağmacı emperyalistler olarak okuyun), diğer taraf ilkel, yobaz, terörist doğu (bunu da emperyalizme karşı şu veya bu şekilde direnen yoksul halklar olarak okuyun) şeklinde konuluyor, ve işgal bunun üzerinden meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
“Medeniyetler çatışması” söylemi, emperyalizmle ezilen halklar arasındaki gerçek ekonomik ve toplumsal çelişkileri gizlemeye yarayan bir sis perdesidir. Karikatür kriziyle birlikte yaşananlar bu tabloyu güçlendirecek niteliktedir.
Yaşanan son gelişmeleri bir noktadan daha okumamız gerekiyor. Dünyanın yeniden paylaşım sürecinde tek başına belirleyici olma stratejisiyle yüklenen ABD, Irak’taki direniş karşısında strateji değiştirmeye zorlanıyor. Nasıl bir değişiklik? Diğer emperyalist güç merkezleriyle belli ölçülerde uzlaşarak paylaşım sürecinin birlikte yürütülmesi biçiminde. İşte son gelişmeler böylesi bir emperyalist uzlaşma zeminini de güçlendirecek şekilde değerlendiriliyor.
Sahne önünde sergilenen, medeniyetler çatışması ya da dinler savaşı oyununun arkasında bariz bir şekilde sırıtan işte bu emperyalist paylaşım kavgasıdır. Paylaşım alanlarının en stratejik öneme sahip olanı nüfusunun büyük bir kesimi Müslüman olan Ortadoğu olunca, mesele bir “Hıristiyan- Müslüman çatışması” üzerinden kurgulanıyor.
Emperyalizmin her türlü askeri, siyasi, ekonomik saldırılarıyla karşı karşıya kalan dünya halklarının çıkarları ortaktır. Bu ortak çıkarlar çerçevesinde ortak bir mücadele ve direniş hattının örülmesi zorunluluktur. Mezhepsel, etnik motiflerin ön plana çıkartılması bu ortak mücadele hattının yaratılmasını zorlamaktadır. Emperyalizme karşı işçilerin ve yoksul halkların birliği ancak yaratılacak ortak mücadele hattının ekseni olabilir.
Medeniyetler Çatışmıyor; Emperyalizm Saldırıyor, Halklar Direniyor!
Sosyalist Dayanışma Platformu
SODAP