Sağlık alanında yaratılan piyasalaştırma girişimleri kapsamında her türlü kamusal sağlık hizmeti ticarileştirilip, özel sektör desteklenirken mevcut hizmetlere yönelik tahrip girişimleri okulların “ilk yardım dolaplarına” kadar yayıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın “okullarda ilk yardım çantası ve ilk yardım dolabı bulundurulması zorunluluğunun kaldırılması” tebliği, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi. Tebliğde, 1 Ağustos 2000 tarihinde yayımlanan ve […]
Sağlık alanında yaratılan piyasalaştırma girişimleri kapsamında her türlü kamusal sağlık hizmeti ticarileştirilip, özel sektör desteklenirken mevcut hizmetlere yönelik tahrip girişimleri okulların “ilk yardım dolaplarına” kadar yayıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “okullarda ilk yardım çantası ve ilk yardım dolabı bulundurulması zorunluluğunun kaldırılması” tebliği, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Tebliğde, 1 Ağustos 2000 tarihinde yayımlanan ve okullarda ilk yardım çantası ile ilk yardım dolabı kullanılması zorunluluğu getiren tebliğin uygulamadan kaldırıldığı ifade edildi. MEB yetkililerine göre, yeni tebliğ AB müktesebatına uyum amacıyla yayımlandı. İsteyen okullar yine ilk yardım çantası veya ilk yardım dolabı bulunduracak, ancak zorunlu olmayacak. Okullarda öğrencilerin herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşılması halinde en yakın sağlık kuruluşundan destek alınacağı belirtildi. Gerekçe olarak “herhangi bir ciddi sağlık sorununda yanlış müdahalelerin önüne geçilecek” denildi.
Okul Hekimi Gerekirken Dolabı Bile Kaldırıyorlar
İlk yardım dolaplarının zorunlu olmaması gerektiğini “yanlış müdahale yapılır” gerekçesiyle açıklayan hükümet çocukların sağlığını düşünüyor gibi gözüküyor. Oysa tüm eğitimciler ve sağlıkçılar tarafından zorunlu olarak olması gerektiği belirtilen “okul hekimi-hemşiresi” uygulaması AKP’nin sağlık politikaları kapsamında bulunmuyor.
“Bir sağlık sorunuyla karşılaşılması halinde en yakın sağlık kuruluşundan destek alınacağı” bildirilen açıklama bir çok semtte, köyde varolmayan sağlık ocaklarından, ya da olsa da içinde herhangi bir sağlık çalışanı bulunmayan binalardan bahsetmiyor. AKP’nin sağlık politikaları kapsamında “sağlık ocaklarının yeterli seviyeye çıkarılması” da bulunmuyor. Tersine hükümetin çıkartmak istediği GSS yasası ile sağlık ocaklarının kapatılması hedefleniyor.
Bir yerleşimde sağlık ocağı olmazsa özel kliniğe gidilir. Bu değiştirilemez gerçeğin sonucunda okullarda yaralanan, hastalanan çocuklar özel hastaneler için “müşteri” yapılmak isteniyor.
Türkiye’nin de tarafı olduğu GATS hükümlerine göre özel sektöre karşı rekabet yaratan her türlü kamu hizmetinin kaldırılması isteniyor. Dünya Bankası eliyle uygulanmak istenen sağlıkta yıkım programı hizmetlerinin devlet eliyle ticarileştirilmesini ve sermaye için sağlık alanını yeniden düzenlemeyi içeriyor.
Sendika.Org