İlki Düzce de yapılan Sağlıkta Dönüşüm ve Aile Hekimliği konulu sempozyum 2. si TTB ve EBTO’nun öncülüğünde bugün Eskişehir öğretmen evinde gerçekleştirildi. Yaklaşık 500 kişinin izlediği sempozyuma İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali ÇERKEZOĞLU , TTB Pratisyen kolu Başkanı Dr. Kurtuluş ARIKÖK , Uludağ Ünv. Halk Sağlığı Anabilim Dalından Kayıhan PALA , Dr. Haluk […]
İlki Düzce de yapılan Sağlıkta Dönüşüm ve Aile Hekimliği konulu sempozyum 2. si TTB ve EBTO’nun öncülüğünde bugün Eskişehir öğretmen evinde gerçekleştirildi. Yaklaşık 500 kişinin izlediği sempozyuma İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali ÇERKEZOĞLU , TTB Pratisyen kolu Başkanı Dr. Kurtuluş ARIKÖK , Uludağ Ünv. Halk Sağlığı Anabilim Dalından Kayıhan PALA , Dr. Haluk BAŞÇIL ve CHP İstanbul milletvekili Oğuz OYAN konuşmacı olarak katıldı. Sempozyuma katılım sağlayan tüm konuşmacılar Sağlıkta Dönüşüm Politikalarının ve bu politikaların getirdiği Genel Sağlık Sigortası ve Aile hekimliği uygulamasının sağlık sistemini çökerteceğini ve bunun telafisi mümkün olmayan yıkımlara yol açacağını belirtmişlerdir.
Açılış konuşmasını yapan Halkevleri Genel Başkanı Abdullah AYDIN 1950 ‘lerden bu yana emperyalizmin içsel bir olgu haline geldiğini Demokrat Partiyle başlayan bu sürecin Demirellerle, Ecevitlerle ve Özallarla devam ettiğini bugünde AKP iktidarı ile devam ettiğini vurguladı. Eğitim ve sağlık alanında uygulanan talanın uluslar arası sermayenin neo-liberal politikalarının bir sonucu olduğunu, küreselleşme, yeni dünya düzeni gibi kavramların arkasında yatan gerçeğin adının ihanet olduğunu söyledi. Halkevlerinin uzunca bir süredir yürüttüğü çalışmalarla bugün artık eğitim ve sağlık mağdurlarının, yoksulların adresi haline geldiğini söyleyerek herkesi bu neo-liberal politikalara karşı mücadele etmeye çağırdı.
Yapılan sunumlarda ülkemizin tüm Dünyada uygulanan neo-liberal politikaların takipçisi olduğu, sermayeye yeni yatırım olanakları açıldığı ve sağlık sektörünün de Dünya silah sektöründen sonra ikinci büyük pazara ve kar marjına sahip olduğu belirtildi. Bu bağlamda Türkiye’nin de taraf olduğu (GATS) gibi uluslararası antlaşmalarıyla sermaye önündeki devlet ile rekabet engelinin ortadan kaldırılması için çalışmaların olanca hızıyla sürdürüldüğü vurgulandı . Bu bağlamda AKP’nin ve bundan önceki hükümetlerin amacının devletin eğitim ve sağlık gibi kamusal alanlarda çekilerek bu alanlarda sermayenin karını maksimize etmeyi amaçladıklarının ortada olduğu ve GSS uygulamalarının da bu talanı meşrulaştırmak için kullanıldığı belirtildi. Konuşmacıların ortak vurguladığı bir diğer nokta ise tüm bu uygulamaların IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların öncülüğünde ve işbirliğinde gerçekleştirildiği gerek IMF’ye verilen iyi niyet mektupları gerekse Dünya Bankasının hazırladığı raporlarla açıkça ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Sağlık personelinin zorla ve zaman zaman rüşvet ile sözleşmeli yapılmaya çalışıldıkları belirtilmiş ve bu noktada sağlık personelinin tüm özlük haklarından yoksun bırakılacağı belirtilmiştir.
Konuşmacılardan TTB Pratisyen Hekimler Kolu Başkanı Dr. Kurtuluş ARIKÖK’ün sorduğu bir soru gerçeği yansıtmakla birlikte oldukça tüyler ürperticiydi. ARIKÖK vatandaşların doktorlarını seçmekte özgür olduklarını söyleyenlere “ya doktorlar hastalarını seçmeye kalkarsa ne olur” diye sordu. Doktorların daha az hastalanacakları düşüncesi ile gençleri seçeceklerini ve yaşlı hastaların sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamayacağını belirtmiş ve Fransa da sıcaklardan kaynaklı yüzlerce yaşlı hastanın sağlık hizmetlerine ulaşamadıkları için öldüğünü belirtmiştir.
TBB Genel Sekreteri Ali ÇERKEZOĞLU sağlığın bir hak olduğunu ve satılamayacağını , örgütlü ve birleşik mücadele ile bu talan politikalarına karşı zafer kazanılacağını vurguladı.
Sempozyumun ilk oturumundan sonra yapılan basın toplantısında AKP’nin 3 yılı aşkın bir zamandır Dünya Bankası patentli bir proje doğrultusunda sağlık hizmeti alanında bir dönüşüm süreci uygulamaya çalıştığı vurgulandı. Açıklamada sağlıkta dönüşüm programı adı verilen bu programın, getirecekleri anlatıldı. Açıklamanın sonunda “İnsanı değil parayı temel alan bu dönüşüme bizim tek bir yanıtımız vardır. Hayır!!” denildi.
Sendika.Org / Eskişehir