600’yü aşkın kişinin katıldığı ve bir miting havasında geçen basın açıklaması, AKP’nin sağlık politikalarına karşı emekçilerin sağlık hakkının savunulduğu bir kürsüye dönüştü.

İstanbul Tabip Odası adına konuşan Genel Sekreter Ali Çerkezoğlu, GSS’nin sağlıksız ve güvencesizlik getireceğini belirttiği konuşmasında, halkın sağlık hakkının tamamen gasp edilmek istendiğini ve buna karşı birlik olunması gerektiğini söyledi. “Sağlığına, geleceğine ipotek konulmuş bir ülkenin insanları merhaba” diyerek konuşmaya başlayan Çerkezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü, “Bizi hemşirelerle, doktorlarla karşı karşıya bırakan şimdiki sağlık sisteminden daha kötüsü getiriliyor… İşçisi, işsizi, okuldaki, hastanedeki, kırsaldaki herkesle, hastane ile işi olan herkesle birlikte sağlık hakkımıza sahip çıkmak için en geniş cepheyi örmeliyiz… Onlar programlarını uygulamak istiyor, ama yapamazlar, bizim onayımız olmadan, bu halkın onayı bu yasaları meclisten geçiremezler. Biz istemezsek olmaz, bir direnirsek engelleriz. Bu ülkenin, çok daha iyi bir sağlık sistemine, herkesi kapsayan, herkesin ulaşabileceği ücretsiz kamusal bir sağlık sistemine, doğusuna ve güneydoğusuna yoksul bölgesine hekimin gittiği bir sağlık sistemine, herkesin ulaşabildiği bir sağlık sistemine ihtiyacı var ve biz bunu kuracağız.”

Çerkezoğlu’ndan sonra TÜRK-İŞ İstanbul Şubeleri adına konuşan Haber İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, genel merkezlerin ve Emek Platformu’nun GSS Tasarısı karşısındaki tutumlarını eleştirdi. GSS’ye karşı Ankara’da EP Merkezi tarafından uzlaşma üstüne bir çalışma yürütüldüğünü, tasarıda 30 madde varsa 15’inde anlaşmak üzere pazarlıkların döndüğünü belirten Dokuyucu, “Biz Genel Sağlık Sigortası’na ve sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesine karşı bir mücadeleyi esas alıp çalışma yürütüyoruz. Ancak bilinmesi gereken bir şey var, asıl bu mücadeleyi örgütlemek isteyen kesimlerse Ankara’da hükümetle uzlaşma yolunu seçti düne kadar. Yani, 30 maddelik bir yasa varsa, 15’inde anlaşalım 15’inde de sizin istediğiniz olsun bu tarzda bir çalışma yürütüyorlar. Ama İstanbul’un harekete geçmesi başta Emek Platformu merkezi olmak üzere ülkenin çeşitli kesimlerinde işçileri kamu emekçilerini diğer meslek örgütlerini harekete geçirdi” dedi. Dokuyucu, yasa tasarılarına karşı emekçilerin birlik olması gerektiğini ve grev için çalışılması gerektiğini söyledi.

KESK İstanbul Şubeleri adına konuşan Sevgi Göyçe “Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarılarının” neoliberal dönüşüm programının son halkası olduğunu ve bunun daha çok yoksulluk anlamına geldiğini söyledi.

TMMOB adına konuşan Erhan Karaçay da sağlığın tasfiyesi için, alt yapı adımlarının 12 Eylül’le anayasaya sokulduğunu, depremin karmaşası içinde ‘Mezarda emeklilik’ yasası ile bir adım daha atıldığını belirtti. GSS yasasını çıkartmak için bastıran İMF’nin DB’nin ve AB’nin Türkiye’den talepleri ve Avrupa’da emeğe karşı gelişen “güvencesizleştirme” saldırısının birbirinden bağımsız olmadığını vurguladı.

İstanbul Tabip Odası adına konuşan Osman Öztürk, bu yasayı AKP’nin çıkaramayacağını, çünkü daha baştan getirdikleri sistemin elle tutulur bir yanının olmadığını vurguladı. Coşkulu bir konuşma yapan Osman Öztürk, yasayı çıkarmaya çalışanların karşılarında emekçileri bulacağını ve emekçilerin tepkisinden korkulması gerektiğini söyledi.

“Herkese Sağlık Sosyal Güvenlik Hakkı İçin Birleşik Mücadele” ana pankartının açıldığı eyleme İstanbul Tabip Odası, DİSK Dev Sağlık, KESK İstanbul Şubeler Platformu, Türk İş Haber İş, Türk İş Tüm Tis, Türk İş Yol-İş 1 No’lu Şube, İstanbul Eczacı Odası, Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, SES, Tekstil Sen, Halkevleri, ESP, BDSP, Emep ve SDP de katıldı.

Sendika.Org