AKP iktidarı ile birlikte en çok televizyon izlenen saatlere alınan ve sayısı arttırılan dini yayınlarda şeriat propagandalarına devam ediliyor. Senai Demirci tarafından hazırlanan Yolcu isimli programda hayatın kendisinin bir bıçak olduğu belirtilerek “Her an düşebilirsiniz, her an kaybedebilirsiniz” denildi. AKP iktidarıyla birlikte din içerikli programlara ağırlık veren TRT’nin yayınları dikkat çekiyor. Senai Demirci tarafından hazırlanan […]
AKP iktidarı ile birlikte en çok televizyon izlenen saatlere alınan ve sayısı arttırılan dini yayınlarda şeriat propagandalarına devam ediliyor. Senai Demirci tarafından hazırlanan Yolcu isimli programda hayatın kendisinin bir bıçak olduğu belirtilerek “Her an düşebilirsiniz, her an kaybedebilirsiniz” denildi.
AKP iktidarıyla birlikte din içerikli programlara ağırlık veren TRT’nin yayınları dikkat çekiyor. Senai Demirci tarafından hazırlanan ”Yolcu” adlı programda, Allah’ın, kendisini unutanlara, çeşitli yöntemlerle anımsatmalarda bulunduğu belirtilerek ”Kişisel ya da toplumsal bazda başımıza gelen bela ve musibetler bir hatırlatmadır” denildi.
Senai Demirci’nin TRT 1’de her hafta çarşamba günü yayımlanan programının bir bölümünde, kurbanın anlamı ve önemi üzerinde duruldu. Kurbanın doğuş kaynağı anlatılan programda, Süleymaniye Kütüphanesi Müdür Yardımcısı Emir Eş ‘in de görüşlerine yer verildi. Programda Eş ve Demirci arasında geçen bazı diyaloglar şöyle:
E.E: Allah’ın emrini yerine getirme konusunda kul olarak bize düşen görev, bahane aramak değildir, mazeret uydurmak değildir, çare bulmaktır. (…) Bir tartışma vardır. Kuran tarihsel bir metin midir, yoksa evrensel zamanüstü ve zamanötesi bir metin midir? Bu noktadan hareket edersek, elbette Hazreti İbrahim ‘in oğlunu kurban etmesi şeklinde yaşadığı tecrübe, Kuran’ın tarihsel değil, evrensel bir metin olduğu noktasından hareket edersek, bizi direkt ilgilendiriyor. İbrahim için İsmail nasıl söz konusu ise Kuran evrensel olduğu için, bizim de İsmail’lerimizin olması gerektiğini ve olabileceğini işaret ediyor.
‘MUSİBETLER HATIRLATMADIR’
S.D: (…) İsmail’in Hz. İbrahim’e sevgili olduğu kadar bize sevgili olan şeyler de vardır. Bunlar, bizim Rabbimize olan sohbetimizi engelliyor, geciktiriyor. Bunlardan hangileri veya hangisi ise bizim İsmail’imiz işte odur. Biz onu ya da onları kurban etmeliyiz. Allah sevgisinden bizi uzaklaştıran herhangi bir sevgi, İsmail’imiz oluyor.
E.E: (…) İnsana ya da unutana unuttuğu şey hatırlatılır. Bunu şöyle örneklendirelim: İnsanın Allah teala ile ilişkisini unutmasına karşılık, Allah, peygamberler aracılığıyla Kuranıkerim göndermiştir, kitaplar göndermiştir, Kuranıkerim’in bizzat Kuran’da 50 civarında ismi geçer. Bunlardan birisi de zikirdir. Zikir, Arapçada birçok anlama gelmekle birlikte en önemli manalarından birisi de hatırlatmadır. Kuran bir hatırlatmadır, unutana hatırlatılır. Kuran ile bize unuttuğumuz şey hatırlatılıyor. Ezan bir hatırlatmadır, cami bir hatırlatmadır, ölüm bir hatırlatmadır. Kişisel ya da toplumsal bazda başımıza gelen bela ve musibetler de bir hatırlatmadır. Allah ile ilişkimizi hatırlatan önemli anekdotlardan biri de kurbandır. Kurban da bizim Allah’la ilişkimizi hatırlatan bir unsurdur.
‘HER AN DÜŞEBİLİRSİNİZ’
S.D: (…) Tıpkı biz İbrahim’in İsmail’e bıçak çekmesi gibi eğer söz vermişsek o sevgi adına, Rabbimize yakınlaşacağız. Sanki, sırattan geçmeye benziyor. Her an düşebilirsiniz, her an kaybedebilirsiniz, ama her an da geçebilirsiniz. (…) Aslında hayatın kendisi bıçak. Kurban aslında hâlâ biziz, bir bakıma İsmail’iz hepimiz.
Programda daha sonra oğlu, Mustafa Ahmet ‘i de yanına alarak kurbanlık almaya giden Demirci, burada da ”Bizi rabbimizden uzaklaştıran şeyleri, ona yakınlaşma adına kurban etme zamanı kurban” diyor. Konuyla ilgili nasıl bir tavır takınacağı merak konusu olan TRT yönetimi gazetecilerin sorularını yanıtlamaktan kaçınırken, Genel Müdür Vekili Ali Güney , gazetecilerle görüşmedi.
Haber: FIRAT KOZOK / Cumhuriyet