PKK’nin 11 Temmuz’da kaçırdığı Er Coşkun Kırandi’yi teslim alan dört aktivist ve olayları izleyen beş haberciye “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla dava açıldı. Dokuz kişi, 3 Mart’ta, Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak. PKK örgütünün 11 Temmuz 2005 tarihinde kaçırdığı Er Coşkun Kırandi’yi teslim alan insan hakları heyet üyelerine ve olayı izleyen gazetecilere “örgüt propagandası” iddiasıyla dava […]
PKK’nin 11 Temmuz’da kaçırdığı Er Coşkun Kırandi’yi teslim alan dört aktivist ve olayları izleyen beş haberciye “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla dava açıldı. Dokuz kişi, 3 Mart’ta, Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.
PKK örgütünün 11 Temmuz 2005 tarihinde kaçırdığı Er Coşkun Kırandi’yi teslim alan insan hakları heyet üyelerine ve olayı izleyen gazetecilere “örgüt propagandası” iddiasıyla dava açıldı.
Aktivist ve gazetecilerin oluşturduğu dokuz kişi, 3 Mart’ta, üç yıl istemiyle, Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacaklar.
Dokuz kişi, yeni Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinin, 8. bendinden yargılanacaklar.
Yeni TCK’da yapılan bu düzenleme, “Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişileri”nde cezalandırılmasını öngörüyor.
Beş gazeteci de hapisle yargılanacak
Yargılananlar içerisinde, heyette yer alan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Demirtaş, İHD Bölge temsilcisi Mihdi Perinçek, Sanatçı Ferhat Tunç, gazeteci-yazar Umur Hozatlı, Tunceli Belediyesi İl Encümeni Özgür Söylemez ve haberi izleyen Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabiri Ferit Demir, Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Haydar Toprakçı, Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabirleri Abdülkadir Özbek ve Rüştü Demirkaya isimli gazeteciler bulunuyor.
İddianamede, 11 Temmuz’da Pülümür karayolunda kaçırılan Er Kırandi’yi, 4 Ağustos’ta Güleç Köyü’nde örgüt üyelerinden teslim alan aktivistler “sözde insan hakları savunucuları” denilerek, gazeteciler ise, “yaptıkları yayınlarla toplumda suni bir kamuoyu beklentisi oluşturdukları” gerekçesiyle eleştiriliyor.
Tunceli Cumhuriyet Savcısı Sedat Ertaşkın’ın hazırladığı iddianamede, ayrıca, “…kendisinden sağlıklı, aklı başında sözler söylemesi beklenemeyecek Er Kırandi’ye örgüt yanlısı sözler söyletildiği” iddiasıyla da CNN Türk ile yapılan canlı yayın eleştirildi.
Mahkeme, yayın yasağı getirdi
Er Coşkun Kırandi’nin teslim alınmasından sonra Güleç Köyü’ne baskın düzenleyen güvenlik güçleri, heyet üyelerini ve gazetecileri gözaltına almıştı.
Üç gün süreyle gözaltında tutulan heyet üyeleri savcılıkça tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmiş, ardından serbest bırakılmışlardı.
Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi de, 4 Ağustos’ta da aktivistlere teslim edilen er Kırandi’nin teslimi sırasında çekilen görüntü ve fotoğrafların yayımının önlenmesini karar vermişti.
Tunceli Başsavcılığı’nın talebini kabul eden mahkemenin 12 Ağustos’ta aldığı karar, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nca da (RTÜK) kamuoyuna duyurulmuştu.
Yasa ne diyor?
1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren Ceza Yasası’nın 220.maddesinin 8. bendine göre, “Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Kaynak: bianet.org