Yayımlanan yeni bir rapor, sera etkisi yaratan gazların atmosfere verdiği zararın tahmin edilenden daha fazla olabileceğini ortaya koydu. İngiltere hükümeti tarafından yayımlanan rapor, sera etkisi yaratan gazların, tehlikeli kabul edilen seviyenin altında tutulması olasılığının çok düşük olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar, Grönland’daki buz kütlesinin eriyeceğinden ve bu erimenin gelecek bin yıl içinde deniz seviyelerini yedi metre yükselteceğinden […]
Yayımlanan yeni bir rapor, sera etkisi yaratan gazların atmosfere verdiği zararın tahmin edilenden daha fazla olabileceğini ortaya koydu.
İngiltere hükümeti tarafından yayımlanan rapor, sera etkisi yaratan gazların, tehlikeli kabul edilen seviyenin altında tutulması olasılığının çok düşük olduğunu belirtiyor.
Araştırmacılar, Grönland’daki buz kütlesinin eriyeceğinden ve bu erimenin gelecek bin yıl içinde deniz seviyelerini yedi metre yükselteceğinden endişe duyuyorlar. Rapora göre bu değişimden en fazla, yoksul ülkeler etkilenecek.
“Tehlikeli İklim Değişikliğinden Korunma” adlı rapor, Şubat 2005’te İngiltere Meteoroloji Dairesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen bir konferansta sunulan bilgilere dayanıyor.
Konferansta, ilki, sera etkisi yaratan gazların atmosferde ne oranda bulunmasının tehlikeli olduğunun belirlenmesi, ikincisi ise bu oranların altında kalmak için alınması gereken önlemler olmak üzere iki hedef belirlenmişti.
Yayımlanan raporun önsözünde İngiltere Başbakanı Tony Blair, “Sunulan bilgiler ışığında, iklim değişikliğinin getireceği riskler bizim tahminlerimizin çok üzerinde olabilir” diye yazdı.
Blair, yazısını, “İki yüz yılda nüfusu altı katına çıkan bir dünyada, sanayileşme ve ekonomik büyüme sonucu atmosfere salınan sera etkisi yaratan gazlar, telafi edilemez oranda küresel ısınmaya neden olmaktadır” diye sürdürdü.
Yapılan araştırmalardan birisi, farklı sıcaklık değişimlerinin yaratacağı etkileri değerlendirmekte.
Atmosferin 2°C ısınması Grönland buz tabakasının erimesi için yeterli
Almanya’daki Potsdam İklim Değişimi Araştırma Enstitüsü’nden Bill Hare, raporun sonuç bölümünde “Bir santigrat derecenin üzerindeki sıcaklık artışları sonucunda, tehdit altındaki ekosistemlerde risk büyük bir hızla artmakta” saptamasında bulunuyor.
2°C değişimin etkileri
Sıcaklık derecelerinde bir ile iki santigrat derecelik artışının ise daha geniş kapsamlı ve bölgesel sorunlara neden olacağı belirtilen rapor şu uyarıda bulunuyor:
“İki santigrat derecenin üzerindeki değişimler ise, risk oranını çok önemli şekilde arttırmakta. Bu durumda, canlı türlerinin soyunun tükenmesi, bazı ekosistemlerin yok olması, açlık ve su sıkıntısının artmasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu özellikle gelişmekte olan ülkeler için sosyo-ekonomik sorunları da beraberinde getirmektedir”
Avrupa Birliği’nin, “iki derecenin üzerine çıkan sıcaklık değişimlerinin önlenmesi” konusunda bir karar aldığını hatırlatan rapor, bu sınırın çok yüksek tutulduğunu, iki derecelik bir artışın, Grönland buz tabakasının erimesi için yeterli olduğunu vurguluyor.
Raporu hazırlayan bilim adamları, çalışmalarında, atmosferdeki gazların hangi oranlara yükselmesinin sıcaklık değişimlerine neden olacağına yoğunlaştırdılar.
Şu anda atmosferde, bir milyonda 380 (ppm) oranında karbon dioksit bulunmakta. Bu oran, Sanayi Devrimi öncesinde 275 ppm seviyesindeydi.
Atmosferdeki karbon dioksit oranı bir milyonda 380 seviyesinde
Bilim adamlarının çalışmalarına göre, iki santigrat derecelik bir sıcaklık artışının olası sonuçları:
+Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tarım ürünlerinde azalma
+Avrupa ve Rusya’da verimsiz hasadın üç katına çıkması
+Çölleşme sonucunda, kuzey Afrika’dan büyük göçler
+İki milyar 800 milyon kişinin su sıkıntısıyla karşı karşıya kalması
+Mercan kayalıklarının yüzde 97’sinin yok olması
+Kutup ayılarının soyunun tükenmesi
+Afrika ve kuzey Amerika’da sıtma hastalığının yayılması
+Çölleşme sonucu milyonlarca kişi Afrika’dan göç etmeye zorlanabilir
2005 yılında düzenlenen konferansta belirlenen hedeflerden birisi, bu tehlikelerle nasıl mücadele edilebileceğinin araştırılmasıydı.
Bugün yayınlanan rapor, bu konuda daha iyimser.
Enerjinin verimli kullanılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve temiz kömür kullanımı için gereken teknolojinin bulunduğunu belirten rapor, bu sistemlerin yerleşmesi için malî mekanizmaların da kullanımda olduğunu hatırlatıyor.
“Bilgisizlikten, kültürel sorunlara kadar pekçok engel bulunduğuna işaret eden rapor “Bu konudaki stratejilerin belirlenmesinde sorun teknoloji ya da maliyet değil, siyasî, sosyal engellerin aşılması” sonucuna varıyor.
BBC Türkçe Servisi