Hindistan Komünist Partisi (Marksist) adına Amit Sen Gupta tarafından kaleme alınan bu yazı Türkiye’deki mevcut kuş gribi salgını yaşanmadan önceki, Ekim 2005’te Güneydoğu Asya’dan başlayıp Türkiye ve Romanya’ya kadar uzanan salgının ardından kaleme alınmıştı. Yazının güncelliğini yitiren bölümleri ek notlarla telafi edilmiştir. sendika.org Son iki yıl içinde dört ülkede (Endonezya, Vietnam, Tayland ve Kamboçya) yaklaşık […]
Hindistan Komünist Partisi (Marksist) adına Amit Sen Gupta tarafından kaleme alınan bu yazı Türkiye’deki mevcut kuş gribi salgını yaşanmadan önceki, Ekim 2005’te Güneydoğu Asya’dan başlayıp Türkiye ve Romanya’ya kadar uzanan salgının ardından kaleme alınmıştı. Yazının güncelliğini yitiren bölümleri ek notlarla telafi edilmiştir. sendika.org
Son iki yıl içinde dört ülkede (Endonezya, Vietnam, Tayland ve Kamboçya) yaklaşık 60 kişi “kuş gribine” bağlı olarak yaşamını yitirdi. İlk bakışta, çok da kaygılanmayı gerektirmeyen bir şey gibi görünebilir. Yine de dünyada yaygın bir panik atmosferi var. Bu sadece bir korku-tacirliği mi, yoksa gerçekten de bir sonraki “küresel” Pandemik influenzanın [pandemik: yer küreye yayılmış hastalık; influenza: grip; ç.n.] teşkil ettiği uçurumun kıyısında mı duruyoruz?
“Kuş gribi” kuşlarda enfeksiyona yol açan başlıca virüsün uğradığı değişikliklerden doğan influenzadır. Pandemik influenzalar grip salgınlarından ya da mevsimlik grip salgınlardan farklıdır. Mevsimlik salgınlar halihazırda insanlar arasında dolaşan mevcut influenza virüslerinin alttürlerinden kaynaklanır; oysa pandemik salgınlar yeni alttürlerden, daha önce insanlar arasında hiç rastlanmamış alttürlerden ya da insanlar arasında uzun süredir rastlanmamış alttürlerden kaynaklanır.
Önceki Pandemi’lerin Tahribatı
Panik halindeki tepkilerin doğuşunu anlamak için zaman içinde doksan yıl geriye gitmemiz gerekiyor. Birinci Dünya Savaşı son aşamalarındaydı ve dünya yakında yeniden inşaya başlayacaktı. Savaş, aşağı yukarı 15 milyon -hem sivil hem savaşçı- insanın yaşamına mal olan bir yıkımla son buldu. Çok az insan dünyanın bir başka felaketin uçurumunda olduğunun farkındaydı – ki iki yıl içinde Birinci Dünya Savaşında ölen insan sayısının üç katı kadar bir ölüme yol açacaktı. 1918-1919 arasında tahminen 50 milyon kişi yalnızca çok güçlü mikroskoplar yardımıyla görülebilen küçük bir virüsün yol açtığı bir enfeksiyon yüzünden öldü. Tüm dünyayı kasıp kavuran ve “İspanyol Gribi” adı verilen bu pandemik, İnfluenza A virüsünün bir türünden kaynaklanıyordu. Pek çok insan enfeksiyonun ardından ilk bir kaç gün içinde ve diğerleri de ikincil komplikasyonlardan [olumsuzluk, rahatsızlık; ç.n.] dolayı öldü. Hayatını kaybeden bu insanların neredeyse yarısı gençler ve sağlıklı yetişkinlerdi. Felaketin yol açtığı can kaybına rakamsal olarak ancak yirmi yıl sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında erişilecekti. Her ne kadar 1918-1919 pandemisi gelmiş geçmiş en kötü salgındıysa da, yirminci yüzyıl boyunca, “Asya Gribi” denen 1957-58 ve “Hong Kong Gribi” denen 1968-69 salgınları dahil, çok çeşitli hayati pandemik influenza salgınları yaşandı.
Kanlı Bir Katil: Grip
Bir grip salgınının nasıl bu kadar ölümcül olabildiği pek çok insana hala şaşırtıcı gelebilir. Çoğu insan yaşam boyunca bir ya da daha fazla kez gribe yakalanmıştır, çoğunlukla da pek önemli bir şey olmamıştır. Yanıt, yirminci yüzyıldaki üç büyük pandemik influenzanın hepsinin ortak noktası olan bazı şeylerin altında yatmaktadır. Üç pandemik de ilk olarak kuşları etkileyen -haliyle “kuş gribi” virüsleri diye adlandırılan- influenza virüslerinden türeyen genetik materyale sahip virüslerin yol açtığı influenzadan kaynaklanıyordu.
En ölümcül tahribatlara yol açan pandemik virüsler antijen kayması ya da antijenik değişim (antigenic shift) diye adlandırılan -İnfluenza A virüslerinde ani ya da hızlı, büyük bir değişime yol açan- bir sürecin sonucu olarak açığa çıkar. Değişim yeni bir İnfluenza A virüsü alttürünün oluşumuyla sonuçlanır. Yeni bir İnfluenza A virüsü alttürünün görülmesi bir pandemiye doğru atılan ilk adımdır; ama, bir pandemiye yol açmak için, yeni virüs alttürü insandan insana kolayca yayılabilme kapasitesine sahip olmalıdır. Önce yeni bir pandemik influenza virüsü ortaya çıkar ve yayılır, çoğunlukla insanlar arasında saptanır ve uzun yılar boyu mevsimsel grip salgınları gibi dolaşır. Kuş gribi virüsü bazı durumlarda bütünüyle yeni ve ölümcül bir virüs olarak karşılarına çıktığı insan popülasyonlarına [topluluklarına] bulaşma yeteneğini kazanır.
Yeni bir virüs alttürü insan popülasyonlarına yerleştiği zaman çok şiddetli enfeksiyonlara yol açar çünkü insan vücudunun bu yeni virüs karşısında bağışıklığı yoktur. Birkaç yıl sonra popülasyon tam ya da kısmi bağışıklık geliştirir ve virüs sadece bağışıklığı düşük olan ya da hiç olmayan popülasyonlar içinde münferit salgınlara yol açar. Münferit salgınlar da tedricen yok oluşa gider, ama popülasyon içinde söz konusu virüse karşı bağışıklık seviyeleri düştükçe yeniden ortaya çıkabilir. Örneğin, bugün hala 1918-1919 pandemisinden sorumlu alttürün yol açtığı grip vakalarına rastlıyoruz.
Kuş Popülasyonunda Hüküm Süren Pandemi
Bugün, dikkatler doğal olarak ve ilk önce dünya çapında kuş popülasyonlarında yayılan salgına çevrilmiştir. Kuş gribi virüsü evcil kümes hayvanlarında, düşük ve yüksek derecede tehlikeli olmak üzere iki ana forma ayrılan hastalıklara yol açar. Sözde “düşük patojenik” form sadece hafif belirtiler (tüylerde deformasyon, yumurta üretiminde bir düşüş) gösterir ve belki de hiç fark edilmeyebilir. Yüksek patojenik form ise çok daha kötüdür. Kümes hayvanları arasında hızla yayılır, pek çok iç organı etkileyen bir hastalığa yol açar, ölümcüllüğü %100’e ulaşabilir ve ölüm çoğunlukla 48 saat içinde gerçekleşir.
Kuş popülasyonunda Güneydoğu Asya’da 2003 ortasında başlayan mevcut “kuş gribi” salgınları, kayıtlara geçen en büyük ve en tehlikeli salgınlar. Bu hastalığın tarihinde daha önce hiç bu kadar çok ülke -çok sayıda kuşun kaybıyla sonuçlanacak şekilde- aynı anda etkilenmemişti.
Hastalığa neden olan faktör, yani H5N1 virüsünün özellikle inatçı/dayanıklı olduğu ispatlandı. Tahminen 150 milyon kuşun ölümü ya da imhasına rağmen, virüs Endonezya’nın ve Vietnam’ın pek çok bölgesinde ve Kamboçya, Çin, Tayland ve tabii muhtemelen de Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti’nini bazı bölgelerinde endemik (salgın) kabul edilmektedir. Kümeslerdeki hastalığın kontrol altına alınmasının birkaç yıl süreceği tahmin edilmektedir.
2003 Aralığının ortasından 2004 Şubatının başına kadar, H5N1 virüsünün yol açtığı kümes hayvanı salgınları sekiz Asya ülkesinde kayda geçti (kayıtlara geçiş tarihlerine göre sıralaması): Kore Cumhuriyeti, Vietnam, Japonya, Tayland, Kamboçya, Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti, Endonezya ve Çin. Bu ülkelerin çoğu tarihleri boyunca hiç yüksek derecede patojenik bir kuş gribi salgını tecrübe etmemişti.
Ağustos 2004’ün başında, Malezya da kümes hayvanlarında H5N1 virüsüne rastlandığını [ilk vaka] bildirdi ve virüsten etkilenen dokuzuncu Asya ülkesi olarak kayda geçti. 2005 Temmuzunun sonunda Rusya da kümes hayvanlarında ilk olarak H5N1 virüsüne rastlandığını bildirdi, ve onu Ağustos başında sınır bölgelerinden hastalık haberleriyle Kazakistan takip etti. Hemen aynı vakitler, Moğolistan ölü göçmen kuşlarda H5N1’e rastlandığını bildirdi. Ekim 2005’te, Türkiye ve Romanya’da kümes hayvanlarında H5N1 tespit edildi. Yaban ve ev hayvanlarında salgın diğer yerlerde de araştırılıyor.
Japonya, Kore Cumhuriyeti ve Malezya kendi kümes hayvanlarındaki salgını kontrol altına aldığını duyurdu ve şu anda hastalıktan kurtulmuş sayılıyor. Etkilenen diğer bölgelerde, salgın hala çeşitli şiddetlerde sürüyor.
Göçme
n kuşların yüksek derecede patojenik kuş gribinin yayılmasındaki rolü henüz tam olarak anlaşılabilmiş değil. Yabani su kuşları bütün influenza A virüslerinin doğal deposu olarak kabul ediliyor. Bu kuşlar influenza virüslerini, muhtemelen yüzyıllar boyu görünüşte bir zarar olmaksızın taşıdılar ve yabani su kuşlarının bu virüslerin daha ilerilere taşınmasındaki etkenler olmadığına inanıldı. Ne var ki son gelişmeler bazı göçmen kuşların yüksek derecede patojenik yeni kuş gribi virüsünü diğer kuşlara şu anda doğrudan yaymakta olduğunu ortaya çıkardı. Hastalığın yeni alanlara doğru daha da yayılması bekleniyor.
İnsanlara Dönük Tehdit
H5N1’in kümes hayvanı popülasyonlarındaki yaygın varlığı insan sağlığı açısından iki temel risk teşkil ediyor. Birincisi virüsün kümes hayvanlarından insanlara geçtiği doğrudan enfeksiyon riski, ki çok tehlikeli bir hastalık durumu açığa çıkarıyor. İnsanlara bulaşma yeteneği kazanan birkaç kuş gribi virüsü içinden H5N1 en yüksek sayıda ağır hastalık ve ölüm vakasına neden oldu. Enfeksiyonun sadece basit solunum yolu rahatsızlıklarına yol açtığı normal mevsimlik gripten farklı olarak, H5N1’in yol açtığı hastalık hızlı bir gerileme ve yüksek ölüm riski içeren sıra dışı riskli bir klinik seyir izliyor. Mevcut salgın içinde virüs kapanların yarısından çoğu öldü. Çoğu vaka öncesinde sağlıklı olan sağlıklı çocuk ve genç yetişkinler içinde görüldü. Yine de, mevcut salgında insanlar içinde yalnızca yaklaşık 100 kuş gribi vakası tespit edildi; ki bu, virüs kapan kuş sayısının yüksekliğiyle ve insanların virüs kapmasına yol açabilecek olasılıkların çokluğuyla karşılaştırıldığında çok küçük bir sayı. Hastalıklı kümes hayvanlarına, ya da hayvan dışkısının bulaştığı yüzeylere ya da nesnelere doğrudan temas insanların virüs kapmasının mevcut koşullardaki temel yolları olarak kabul ediliyor. Diğer iyi haberlerse H5N1 virüsünün insandan insana geçişinin henüz olağandışı olması ve virüsün birinci kuşak yakın temaslarla yayılmaması ya da toplum genelinde hastalığa yol açmaması.
Fakat gerçek tehlike virüsün verili yeterli koşullar altında insanlar açısından yüksek derecede bulaşıcı ve insandan insana kolayca yayılabilir bir forma dönüşmesi [ki ileride gerçekleşmesi olası] olasılığında yatmaktadır. Böylesi bir değişim küresel bir salgının (pandemi) başlangıcını fişekleyecektir. Bir pandemi şu üç koşul bir araya geldiğinde başlayabilir: yeni bir grip (influenza) virüsü alttürü açığa çıkar; insanlara bulaşır ve riskli hastalıklara yol açar; ve insanlar arasında kolayca ve sürekli biçimde yayılır. H5N1 virüsü ilk iki koşulla buluştu -bir pandemi başlaması için geriye sadece bir tek önkoşul kaldı: virüsün insandan insana etkin ve sürekli biçimde bulaşmasını sağlayacak dönüşümün gerçekleşmesi. H5N1 virüsünün bu olasılığı gerçekleştirme riski, virüs kapmış insan vakaları görülmeye devam ettiği süre boyunca ısrarla var olacak. Bu olanaklar, sırasıyla, virüs kuşlar arasında dolaşmaya devam ettikçe var olacak ve bu durum -bir süre- önümüzdeki yıllar boyunca daimi kalabilir.
Roche Kar Derdinde
Bir aşı geliştirmek üzere kimi çabalar sürdürülüyorsa da, faydalı bir aşının yakın zamanda bulunabilmesi pek mümkün görünmüyor. Hastalığı önleyemese de, hastalığın tehlikelerini hafifleten anti-viral ilaçlar var. En etkilisi de oseltamivir denen yeni bir ilaç (ticari olarak biline ismiyle Tamiflu). Tamiflu şu anda, bu ilacın patentini 2016 yılına kadar elinde bulunduran Roche tarafından pazarlanıyor. Roche diğer şirketlere ilacın üretimi için gönüllü olarak lisans varmeyi reddediyor. Şirketlerin gerçekte ilgilendiği şeyin milyonları ölümle tehdit eden durum olmadığı açık. Son olarak Hindistanlı şirket Cipla, ilacın jenerik versiyonunu, dünyanın bu jeneriğin pazarlanmasına izin verilen her yerinde piyasaya sürmeye hazır olduğunu ilan etti. Roche da buna karşılık olarak yeni bir şirketin bu üretim sürecini geliştirmesinin yıllar süreceğini söyledi, fakat çok geçmeden bu açıklamayı geri aldı. Açık ki, eğer Roche pes etmezse, ilacın üretimi için gerekli “zorunlu lisans”ları gündeme getirme davası kapanmış olacak. Ve son olarak da Hindistan hükümeti gerekli lisansı çıkarma noktasında tereddüt etmeyeceğini açıkladı, ve sözünü icraatlarıyla sürdüreceği umuluyor. [Bu yazının yayınlandığı tarih üzerinden çok geçmeden ve felaket tüccarlığıyla epey bir kar ettikten sonra Roche beklenen açıklamayı yaptı ve zorunlu lisansları gerekli koşullara sahip şirketlere vereceğini ilan etti; ç.n.]
Bu arada dünya nefesini tutmuş bekliyor. Bilim camiası dünya çapında yeni bir grip salgının eşikte olduğunu uzun süredir söylüyordu. Hala bilmediğimiz şeyse o salgının bu olup olmadığı. [Ekim salgını o salgın değildi, ama aynı kaygıyı bugün Türkiye’de dile getirmek için çok sebebimiz var: bugünkü durum büyük salgına yol açacak mı…; ç.n.]
*Yazının İngilizce orijinali, Hindistan Komünist Partisi (Marksist)’in Haftalık Yayın Organı Halkın Demokrasisi’nde (People’s Democracy) 30 Ekim 2005 tarihinde “Ölümün Kuş Gribi” başlığıyla yayınlanmıştır.
[Sendika.Org tarafından çevrilmiştir.]