Kontrgerilla operasyonlarında bulunan, Gazeteci Abdi İpekçi’yi Öldüren, Papa’ya suikast düzenleyen Ağca cezasını tamamladığı gerekçesiyle Kartal H Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. Türkiye Seninle Gurur Duyuyor Ekibi Sahnede Ağca tahliyenin hemen ardından sivil plakalı beyaz otomobille polisler eşliğinde Pendik Devlet Hastanesi’ne, oradan da Pendik Askerlik Şubesi’ne götürüldü. Burada Ağca’nın askerlik sorunu nedeniyle gerekli işlemleri yapıldı. Ağca’nın çıkışı […]
Kontrgerilla operasyonlarında bulunan, Gazeteci Abdi İpekçi’yi Öldüren, Papa’ya suikast düzenleyen Ağca cezasını tamamladığı gerekçesiyle Kartal H Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi.
Türkiye Seninle Gurur Duyuyor Ekibi Sahnede
Ağca tahliyenin hemen ardından sivil plakalı beyaz otomobille polisler eşliğinde Pendik Devlet Hastanesi’ne, oradan da Pendik Askerlik Şubesi’ne götürüldü. Burada Ağca’nın askerlik sorunu nedeniyle gerekli işlemleri yapıldı. Ağca’nın çıkışı sırasında, ellerinde Türk Bayrakları bulunan bir grup faşist çiçeklerle karşıladıkları Ağca’ya “sevgi gösterisinde” bulundu.
Akmercan’da Destek İçin Geldi
Malta Havayollarına ait Boeing tipi yolcu uçağını 9 Haziran 1997’de Malta-İstanbul seferi yaparken bir başka kişi ile Köln’e kaçıran ve 5 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Nusret Akmercan da, cezaevinin önüne geldi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akmercan, “Mehmet Ali Ağca’yı görmek için ve kendisine destek olmak amacıyla buradayım. Daha önceden 1997 yılında kendisine destek vermek,serbest bırakılması veya Türkiye’ye iade edilmesi için uçak kaçırmıştık. Uçağı Malta Adası’ndan Almanya’ya kaçırmıştık. Başarılı bir eylem yaptık o zaman. Kendisi için elimizden ne gelirse her zaman yaparız veyapmaya da hazırız” dedi.
Tepkiler…
TKP’den Protesto
Ağca’nın destekçileri tahliyeyi kutlarken, karar ilerici güçler tarafından protesto edilmeye başlandı. Mehmet Ali Ağca’nın GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi’ndeki muayenesi sırasında, yaklaşık 200 kişilik Türkiye Komünist Partisi üyesi, protesto gösterisi yaptı.
Ağca’nın, hastanenin acil servis girişinden içeriye girmesinden bir süre sonra TKP’li bir grup, öldürülen Kemal Türkler, Nejdet Bulut ve Bedrettin Cömert’in fotoğraflarını da taşıyarak hastane önüne doğru yürüyüşe geçti.
Polis, grubu, hastaneye yaklaşık 100 metre mesafe kala durdurdu.
“Katillerden hesabı emekçiler soracak” ve “Ağca halka hesap verecek” şeklinde sloganlar atan grup, TKP Merkez Komite Üyesi Erkan Baş’ın yaptığı basın açıklamasının ardından da tepkisini sürdürdü.
Gruptakiler, bir süre sonra eylemi sona erdirerek dağıldılar.
Çağdaş Gazeteciler Derneği: Suçlu Ödüllendirildi
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Mehmet Ali Ağca’nın serbest bırakılmasının, suçlunun ödüllendirilmesi, mağdurların cezalandırılması anlamına geldiğini savundu.
Abakay, yaptığı yazılı açıklamada, gazeteci-yazar Abdi İpekçi’nin katili olarak hüküm giyen ve cezasını çekmekte olan Ağca’nın, ”birtakım masa başı hesaplarıyla serbest bırakılmasının önüne geçilmesi gerektiğini” belirtti. Abakay, bu konunun yalnızca İpekçi ailesinin sorunu değil, başta basın dünyası olmak üzere adaletten yana olan herkesin sorunu olduğunu kaydetti.
”Türkiye’de karanlık bir döneme damgasını vuran örgütlü terörün yaratıcılarının tetikçilerinden biri olan Ağca’nın serbest bırakılması, suçlunun ödüllendirilmesi, mağdurların cezalandırılmasıdır” görüşünü dile getiren Abakay, açıklamasında şunları kaydetti:
”Bu olay ülkemizde adalet ve yargı için önemli bir sınav niteliğindedir. Adalet Bakanımız bu olaya el koyarak, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğü ilkesini yok eden masa başı oyunlarını bozmalıdır.
Hikmet Sami Türk:”Adalet İktidara Göre Değişir
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Ağca’nın cezasını bakan olduğu sırada hesapladıklarını, cezasının 2012’de dolacağını söylemektedir. Bu adalete olan güveni sıfıra indirir, suçluların hukuka egemen kurumlarca nasıl korunduğunu ortaya koyar. Adaletin, kişilere ve iktidara göre nasıl değiştirilebileceğini gösterir.”
Ağca’nın Dosyası
Kartal H Tipi Cezaevi’nden tahliye olan Ağca’nın, gazeteci-yazar Abdi İpekçi’nin 1 Şubat 1979’da öldürülmesi olayına ilişkin çarptırıldığı idam cezası, 10 yıl hapse dönüştü. Cezaevinden kaçtıktan sonra 13 Mayıs 1981’de Papa 2. Jean Paul’e suikast girişimi sonrası yakalanan Ağca, müebbet ağır hapis cezasına mahkum edildi. Ağca, önce Papa, sonra İtalya Cumhurbaşkanı tarafından affedildi. 2000 yılında Türkiye’ye iade edilen Ağca, “gasp” suçundan 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İpekçi’nin 1 Şubat 1979’da öldürülmesi olayıyla ilgili 25 Haziran 1979’da gözaltına alınan Ağca, 11 Temmuz 1979’da tutuklandı. Ağca, 25 Kasım 1979 tarihinde ise tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi’nden firar etti. İpekçi’nin öldürülmesine ilişkin İstanbul 1 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde gıyabında yargılanan Ağca’ya, 28 Nisan 1980’de idam cezası verildi.
Papa 2. Jean Paul’e yönelik 13 Mayıs 1981’de Saint Pierre Meydanı’nda suikast girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca, olay sonrası yakalanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olaydan sonra Ağca’yı “vicdanen affettiğini” belirten Papa 2. Jean Paul, 27 Aralık 1983’te de Ağca’yı hücresinde ziyaret etti.
Ağca, 1996 yılında bir İtalyan televizyonuna verdiği röportajda, 15 yıldır tutuklu bulunduğunu, Vatikan’dan kendisini affetmesini ve serbest bırakmasını istediğini söyledi. Vatikan’ın ise bu röportaja ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Mehmet Ali Ağca’nın salıverilmesi için herhangi bir girişim olmadığı belirtilerek, Papa 2. Jean Paul’un Ağca’yı zaten affettiği kaydedildi.
Ağca’nın avukatları Marina Magistrelli ve Gianni Marasca, 1996 yılının Eylül ayında İtalyan Adalet Bakanlığı’na resmen başvurarak, Ağca’nın Türkiye’ye iadesini talep etti. Ağca’nın avukatları, taleplerini, İtalyan Anayasası’nda da yer alan “Bir tutuklunun, cezasını ileride kendi toplumuna yeniden katılabileceği bir çevrede, özellikle de cezasının son kısmını ailesine yakın geçirmesi” prensibine dayandırdı.
Avukatlar, aynı zamanda dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro’ya gönderdikleri bir dilekçeyle de Ağca için af veya ceza indirimi istedi. Bu talebin ardından Ağca ve avukatları, çeşitli şekillerde bu isteklerini tekrarladı. Ağca da birçok kez Papa 2. Jean Paul’e bu konuya ilişkin mektup gönderdi. Ağca’nın, Mart 1999’da Papa’ya bir mektup yazarak, 2000 yılı kutlamaları nedeniyle affını, hiç olmazsa Türkiye’ye iadesini istemesi üzerine 18 Mart 1999’da bir açıklama yapan Vatikan Sözcüsü Joaquin Navarro Valls, Papa’nın, Ağca’nın affına veya Türkiye’ye iadesine karşı olmadığını belirterek, dönemin Adalet Bakanı Oliviero Diliberto’nun bu konuda karar vermesi gerektiğini ifade etti.
Vatikan’ın 2000 yılının Mayıs ayında yaptığı açıklamada, “1917 yılında Portekiz’in Fatima Köyü’nde göründüğü 3 çoban çocuğa 3 sır veren Meryem Ana’nın verdiği son sır, Papa suikastıydı” denilmesinden sonra Ağca ile görüşen avukatı Marina Magistrelli, “Ağca, 1985 yılında Fatima’nın üçüncü sırrının açıklanmasını istiyordu. Bu olaya alet olduğundan dolayı oldukça şüpheliydi. Ondan dolayı da (Meryem Ana’yı gören 3 çocuktan şu anda hayatta olan Lucia Santos tüm bunları biliyordu. Silahı elime Şeytan verdi) diye söyledi” açıklamasını yaptı.
İtalya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, 13 Haziran 2000’de Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi’nin Mehmet Ali Ağca’nın affını, Adalet Bakanı Piero Fassino’nun ise Türkiye’ye iade kararını imzaladığını açıkladı.
Ağca 2000 yılında Türkiye’ye iade edildi. Ancona Cezaevi’nde 19 yıl tutuklu kalan Ağca, 14 Haziran 2000 tarihinde özel bir uçakla İstanbul’a getiri
lerek, hakkındaki yakalama emri uyarınca Kartal H Tipi Cezaevi’ne konuldu.
Ağca, birleştirilen 2 ayrı dava kapsamında Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 3 Nisan 1979’da Cengiz Aydos’un sahibi olduğu 34 EL 919plakalı taksinin gasp edilmesi, 4 Nisan 1979’da Koşuyolu Fruko Gazoz deposundan para alınması, 22 Mart 1979’da Kızıltoprak’taki Yıldırım Kuyumcusu’nun soyulması olaylarına ilişkin yargılandı. Mahkeme heyeti, 18 Aralık 2000 tarihinde davayı karara bağlayarak, Kızıltoprak’taki Yıldırım Kuyumcusu’nun soyulması ve 6136 sayılı “Ateşli Silahlar Kanunu’na muhalefet” suçlarından açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, Ağca’yı, Cengiz Aydos’un kullandığı ticari otomobilin gasp edilmesi ve Fruko Gazoz Deposu’nun kasasından para alınması olaylarına ilişkin ise toplam 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı.
Ağca’nın avukatlarının, müvekkillerinin 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa’dan faydalanması ve bu kapsamda serbest bırakılması için 2000 yılı Aralık ayında yaptıkları başvuru, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Avukatlar, bu karara yaptıkları itirazlardan da sonuç alamadı.
Mehmet Ali Ağca’nın, gazeteci-yazar Abdi İpekçi’nin öldürülmesine ilişkin çarptırıldığı idam cezasının infazı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın geçici 1. maddesinin “8 Nisan 1991 tarihine kadarişlenen suçlarda verilen idam cezalarının uygulanamayacağını, bunun yerine 10 yıl boyunca hapiste kalmayı” öngörmesi nedeniyle 10 yıl hapis cezası haline geldi.
Ağca’nın “gasp” suçundan aldığı 36 yıllık ağır hapis cezasının infazı da 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın ilgili maddesi uyarınca 7 yıl 2 aya dönüştü.
Mehmet Ali Ağca, yeni TCK’daki lehine olan hükümler de göz önüne alınarak yaklaşık 5.5 yıldır hükümlü bulunduğu Kartal H Tipi Cezaevi’nden 12 Ocak 2006 günü tahliye edildi.