Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu sözcüsü Abdullah Aysu, yaptığı basın açıklaması ile hükümetin “biz zamanında önlem almadığımız için hastalık yayıldı” diyemedikleri için tavukların hepsini (hastalıklı-hastalıksız) ayrımsız bir biçimde öldürdüğünü ve bu tutumun arkasında endüstriyel/fabrikasyon olarak üretilmiş tavuk eti ve yumurtaların üretimine destek olunması olduğunu söyledi. Hükümetin söz konusu entegre tesislerde üretilen tavukları tüketmenin uygun/doğru olacağını vatandaşa […]
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu sözcüsü Abdullah Aysu, yaptığı basın açıklaması ile hükümetin “biz zamanında önlem almadığımız için hastalık yayıldı” diyemedikleri için tavukların hepsini (hastalıklı-hastalıksız) ayrımsız bir biçimde öldürdüğünü ve bu tutumun arkasında endüstriyel/fabrikasyon olarak üretilmiş tavuk eti ve yumurtaların üretimine destek olunması olduğunu söyledi.
Hükümetin söz konusu entegre tesislerde üretilen tavukları tüketmenin uygun/doğru olacağını vatandaşa öğütleyerek niyetlerini ve politik tercihlerini açığa çıkardığını ifade eden Aysu, “bir yandan köylünün besin ve geçim kaynağı olan tavuklar, kazlar, ördekler, hindiler yok edilmekte, yoksul köylüyü daha da yoksullaştıracak tutumlar içine girilmekte, diğer yandan kuş gribinden köy tavukçuluğu yaparak geçinen ve beslenenlerin zararı yokmuş, olmayacakmış gibi bir tutum sergilenebilmektedir” diye açıklama yaptı.
KÖYLÜNÜN BESİN KAYNAĞI
Aysu, zarar gören kesimin sadece endüstriyel tavuk yetiştiricilik sektörüymüş gibi basın açıklamaları yapıldığını, köy tavukçuluğunun artık terk edilmesi gerektiğinin bakanlar düzeyinde açıklanabildiğim söyledi. Gezici köy tavukçuluğunun sürdürülmesi için köy tavukçuluğunun zararının karşılanmasının tavuk başına verilen tavuk parasına indirgendiğini, köylünün kaybolan kazananının yeniden oluşturulmasına yönelik çözüm arayışına gidilmediğini vurgulayan Aysu “Köylünün besin (protein ihtiyacını) ve geçimini sağlamak için serbest gezinen köy tavukçuluğunun sürdürebilirliğine çözüm üretmekle de yükümlü olanların, köy tavukçuluğunun sürdürülmesini ortadan kaldıracak yasal hazırlıklar içinde oldukları duyumlarını almaktayız.
Yetkililer endüstriyel tavukçuluk denilen binlerce tavuğu güneş görmez, ayağı toprağa değmez, dış dünya ile tanışmadan bıçak, ateş, tencere ile tanışan üretim sistemine koşar adım yönelmekte ve yönlendirmektedir. Oysa ki hükümetimizin koşar adım yöneldiği ve yönlendirdiği sistem, birçok gelişmiş ve az gelişmiş ülke ve çiftçileri tarafından kaçar adım terk etmeye başlamıştır” dedi.
BİRİNE ÜRET, ÖTEKİNE PAZAR OL
Abdullah Aysu, tarafsız bir şekilde vatandaşların hepsine aynı hizmeti ayrımsız olarak yapmakla görevli olanların böyle bir tercih kullanma arzusu içinde olmasının düşündürücü olduğunu söyledi. Ve şu çözüm önerilerini sundu:
“Öncelikle hastalığın yayılmasını engellemek için harcanan çabalar sürdürülmeli. Kuş konaklama alanları olan deltalar, göllerin çevresi hemen şimdi kanatlılardan arın-dırmalı ve kanatlılardan arındırılmış bir şerit oluşturulmalıdır. Kafes tellerin örnekleri devlet tarafından yapılmalı, tavuk yetiştiricilerine faizsiz ve uzun vadeli olarak destek verilmelidir. Bu şerit sadece kanatlılardan arınmamak, göç yolarındaki konaklama alanlarında endüstriyel değil, organik tarım yapılması zorunlu hale getirilmeli, tarımsal üretimde kimyasal gübre ile kimyasal ilaç asla kullanılmamalıdır.
Kuş konaklama alanlarının çevresinde yapılmış olan konutlar derhal kaldırılmalıdır. Tarım İl Müdürlükleri, tavuk hastalığında ve teşhisinde uzman olan elemanlarını köylere önden göndermeli; tavukların hastalıklı olup olmadıklarını bu uzmanlar belirlemeli, sağlıklı tavukların yaşatılmasına özel önem ve titizlik göstermelidir. Bütün köyler gezilerek tavuk besleyenler eğitilmeli, tavuk menşeimiz ve tavuk çeşitliliğimiz koruma altına alınmalıdır.”
SAĞLIKLI TAVUKLAR YAŞATILMALI
Sağlıklı köy tavuklarını yaşatmanın esas alınma gerektiğini söyleyen Aysu, Türkiye köylüsünün herkes kadar sağlıklı tavuk eti ve yumurtası ile beslenme ve bu yetiştiricilikten geçimini sağlama hakkı olduğunu ifade etti. “Bugün kuş gribi bahanesi üzerinden köy tavukçuluğunu, yarın herhangi başka bir hastalık bahanesi ile köy inekçiliği, koyunculuğu ve keçiciliğinin neslini mi tü-keteceğiz?”diye soran Aysu, “hükümetin sürdürülebilir köylü tarımını, zamanında önlem almayarak insan sağlığı ve hayvanların felaketi üzerinden bir propaganda yürüterek tasfiye edip, yerine şirket tarımcılığını ikame etmek istemesi bizi endişelendirmektedir. Hükümeti köylüden yana olmayacaksa da en azından üretici kesimler arasında tarafsızlığa, eşit davranmaya, doğru bilgilendirmeye davet ediyoruz” dedi.
ÇİFTÇİ SENDİKALARI RAPORUNDAN
Endüstriyel tavukçuluğa karşı organik tavukçuluk için talepler
• Gıda üretiminde, gıda işlemesinde ve ithalinde, genetik olarak değiştirilmiş unsurların yasaklanması,
Hayvan yemi olarak kabul edilebilir ürünlerin listesini çıkarıp, terkip ve menşeine dair etiketleme sistemi geliştirilmesi,
• Dioksin, nitrofüran, ağır metal ve antibiyotik gibi zehirli maddelerin gıdadaki mevcudiyetinin, daha yakından takip edilip uzun vadede yasaklanması,
Entegre gıda işleme tesislerinin sanayi işlemlerinin insan ve hayvan sağlığıyla, çevreye olan etkileri hakkında, hem hukuken hem de mali açıdan sorumlu hale getirilmesi,
o Uzun mesafeli taşımanın azaltılması, çevre ve gıda güvenliği açısından faydalı olduğu kabul edilmekte ve hayvancılık sektörlerinin bu kriterlere uygun yetiştiricilik yapıp yapmadığı ve kamu kontrolünün ve yönlendiriciliğinin yapılıp yapılmadığı izlenmektedir.
Kaynak: Birgün Gazetesi