Üniversite hastanesinde yaklaşık iki aydır sendikal faaliyet yürüten DİSK’e bağlı DEV SAĞLIK-İŞ’in örgütlenmesi engellenmeye çalışılıyor. Dev Sağlık-İş’e üye oldukları gerekçesiyle 5 personelin işine son verilmesi çalışanlar tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Üyelik çalışmalarının sürdüğü sırada gelen işten atma haberi, işçilerde üyelik seferberliğine yol açtı. Yarım saat içerisinde baş hekimliğin önünde yaklaşık 400 işçinin katılımıyla etkili […]
Üniversite hastanesinde yaklaşık iki aydır sendikal faaliyet yürüten DİSK’e bağlı DEV SAĞLIK-İŞ’in örgütlenmesi engellenmeye çalışılıyor.
Dev Sağlık-İş’e üye oldukları gerekçesiyle 5 personelin işine son verilmesi çalışanlar tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Üyelik çalışmalarının sürdüğü sırada gelen işten atma haberi, işçilerde üyelik seferberliğine yol açtı. Yarım saat içerisinde baş hekimliğin önünde yaklaşık 400 işçinin katılımıyla etkili bir protesto eylemi gerçekleştirildi. Büyük bir öfkeyle “sendikal hakkımız engellenemez” “iş ekmek yoksa barışta yok” “susma sustukça sıra sana gelecek” sloganlarının atıldığı iş bırakma eyleminde TTB,SES, ve Halkevleri de Dev Sağlık İş’in yanında yer aldı. Dev Sağlık-İş adına konuşan Zeynep Çelik ;
“DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş sendikası olarak uluslar arası sözleşmeler ve anayasa tarafından güvence altına alınan haklarımızı kullanmaya kararlıyız. Üniversite hastanelerinde taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalıştırılmaya karşı; en temel çalışma standartlarının uygulanması için tüm sağlık çalışanlarıyla birlikte mücadele ediyoruz.
Balcalı Tıp Fakültesi Hastanesinde de yaklaşık 2 aydır süren sendikal faaliyetimiz dün sendika üyesi 5 arkadaşımızın hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılmasıyla engellenmeye; ekonomik demokratik ve özlük haklarımız gasp edilmeye çalışılıyor.
Şimdiye kadar sendikal çalışma yürüttüğümüz hiçbir üniversite hastanesinde işçilerin en temel hakkı olan örgütlenme özgürlüğüne yönelik açıktan bir saldırıyla karşı karşıya gelmedik. Bilimsel çalışmalarıyla insanlığın yararını gözeten ve bu anlamda faaliyet yürüten üniversitenin işçilere yönelik bu saldırgan tutumu; taşımış olduğu tarihsel misyonla bağdaşmamaktadır.” diyerek atılan işçiler işlerine geri alınana dek yılmadan usanmadan fiili ve hukuksal bütün mücadeleleri yürüteceklerini vurguladı. Adana Tabip Odası adına konuşan Osman Küçükosmanoğulları da sorunun sözleşmeli-kadrolu sorunu ya da işçi-memur sorunu olmadığını, emeğe karşı topyekün bir saldırı olduğunu bunun içinde örgütlü ve bütünlüklü mücadele etmek gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde işçilerin işlerine geri alınmasına kadar mücadelenin birer yürütücüsü olacaklarını belirtti.
Yaklaşık 100 e yakın hasta yakının da katıldığı eylem 1.12.2005 te saat 9’da tekrar buluşmak ve sendikaya üye olmak üzere sona erdi.
Eylem Bugünde Sürdü, Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!
Dev Sağlık-İş’e üye olmaları yüzünden işlerine son verilen 5 personelin mücadele arkadaşları bugünde yanlarındaydı.
Yaklaşık 300 kişinin olduğu iş bırakma eylemi Balcalı Üniversite Hastanesi Baş Hekimliğinin önünde yapıldı. Üniversite öğrencileri, SES, Genel İş ,TTB , Halkevleri ve hasta yakınlarının destek verdiği eylem rektörlüğü yuhalamakla başladı. Sendikal faaliyet yürütmenin anayasal bir hak olduğunu ifade eden Dev Sağlık-İş Örgütlenme Daire Başkanı Zeynep Çelik, bu haktan kimsenin mahrum bırakılamayacağını bırakılmak istense de güçlerinin yetmeyeceğini söyledi. Yıllardır bu alanda mücadele ettiklerini belirten Çelik; mücadeleyi fiili ve hukuki boyutlarda ilerleteceklerinin sözünü verdi. Rektörlüğün anayasal bir suç işlediğini, verilen yanlış karardan derhal geri dönülmesi gerektiğini vurgulayan Zeynep Çelik, yönetimin zaten tıbbi hizmetleri taşeronlaştırarak yasaları ihlal ettiğini; sendikal örgütlenme hakkına saldırının bu olumsuzluğu daha da derinleştirdiğini söyledi.
Tabipler birliği ve SES’in işçilerin işlerine geri dönmesi için hazırladıkları imza föylerinin şimdiden 100’lere ulaştığını belirten TTB Başkanı’da rektörlüğü verdiği karardan derhal geri dönmesi için
uyardı.
Noterin de hazır bulunduğu eylem işçilerin sendikaya üye olmasıyla devam etti. Saat 11.00 civarında 100’ü bulan üye sayısının artması bekleniyor.
Çelik konuşmasının sonunda yarın(2.12.2005)saat 9.00’da iş bırakma
eylemlerinin olduğunu ve saat 12.00 de rektörlüğe bir yürüyüş düzenleyeceklerini belirtti.
basın açıklamasının tam metni:
BASINA VE KAMUOYUNA
TAŞERON ÇALIŞMA İŞÇİ HAKLARININ GASP EDİLMESİDİR
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 22. maddesinde herkesin sosyal güvenliğe sahip olma hakkının olduğu, herkesin ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını devletin teşkilat ve kaynaklarına uygun olarak gerçekleştirme hakkı olduğu, 23. madde ile herkesin çalışma hakkına, adil ve elverişli çalışma şartlarına, işsizlikten korunma hakkına, eşit iş karşılığında eşit ücret alma hakkına, adil ve elverişli bir ücret alma hakkına, 24. maddede dinlenme hakkına çalışma surelerinin makul suretle sınırlandırılması hakkına, ücretli tatil hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti tarafından imza altına alınan bu sözleşmenin yanı sıra anayasamızın belirttiği her işçinin sendika kurma veya kurulu olan sendikaya üye olma hakkı da bulunmaktadır.
DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş sendikası olarak uluslar arası sözleşmeler ve anayasa tarafından güvence altına alınan tüm bu hakları kullanmak üzere üniversite hastanelerinde taşeronlaştırmaya, güvencesiz çalıştırılmaya karşı; en temel çalışma standartlarının uygulanması için tüm sağlık çalışanlarıyla birlikte mücadele etmekteyiz.
Balcalı Tıp Fakültesi Hastanesinde de yaklaşık 2 aydır süregelen sendikal faaliyetimiz dün sendika üyesi 5 arkadaşımızın hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarılmasıyla engellenmeye, ekonomik demokratik ve özlük haklarımız gasp edilmeye çalışılıyor.
Şimdiye kadar sendikal çalışma yürüttüğümüz hiçbir üniversite hastanesinde işçilerin en temel hakkı olan örgütlenme özgürlüğüne yönelik açıktan bir saldırıyla karşı karşıya gelmedik. Bilimsel çalışmalarıyla insanlığın yararını gözeten ve bu anlamda faaliyet yürüten üniversitenin işçilere yönelik bu saldırgan tutumu; taşımış olduğu tarihsel misyonla bağdaşmamaktadır.
Buradan Üniversite yönetimine sesleniyoruz:
Sağlık hizmeti kamusal bir hizmettir, taşeron firmalar aracılığıyla sağlık personeli çalıştırılamaz!
En son kamuoyunda da bilindiği üzere Türk Tabipler Birliği’nce sağlık hizmetlerinin satın alma yolu ile (taşeronlaştırma)gördürülmesine ilişkin açılan davada işlemin yürütmesinin durdurulmasına ve yasanın anayasaya aykırılığına Yargıtay tarafından karara bağlanmıştır. Kısacası taşerondan sağlık personeli çalıştırılması anayasal bir suç haline gelmiştir.
Üniversite yönetimi taşeron firma aracılığıyla sağlık personeli çalıştırarak ve işçilerin anayasal hakkı olan örgütlenmesinin önüne geçerek suç işlemektedir.
Bizler buradan uyarıyoruz:
*Sendikamızın üyesi olan 5 arkadaşımızın işe geri alınmasını
*İşçilerin örgütlenme hakkına yönelik saldırıların derhal durdurulmasını
*Bütün sağlık çalışanlarının tek ve güvenceli statüye kavuşturulması; yani taşeron şirketlerden çalıştırılan işçilerin devlet memuru veya kamu işçisi olarak istihdam edilmesini
*Bütün sağlık çalışanları için özgür, grevli, toplu sözleşmeli sendikal örgütlenme hakkının güvence altına alınmasını istiyoruz
Arkadaşlarımız işe geri alınana kadar uyarı eylemelerimiz ve hukuksal mücadelemiz sürecektir.
DİSK / DEVRİMCİ SAĞLIK