DİE’nin önerdiği net 508 milyon liraya rağmen, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 30 milyon zam ile 380.46 YTL olarak belirlediği asgari ücrete sendikalardan tepki geldi. Birleşik Metal İş Sendikası İşgücünü Ucuzlatıyorlar Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısını bitirdi ve kararı açıkladı: 1 Ocak 2006’dan itibaren geçerli olacak asgari ücret brüt 531 YTL, net 380,46 YTL’dir. Bu kararla […]
DİE’nin önerdiği net 508 milyon liraya rağmen, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 30 milyon zam ile 380.46 YTL olarak belirlediği asgari ücrete sendikalardan tepki geldi.
Birleşik Metal İş Sendikası
İşgücünü Ucuzlatıyorlar
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısını bitirdi ve kararı açıkladı: 1 Ocak 2006’dan itibaren geçerli olacak asgari ücret brüt 531 YTL, net 380,46 YTL’dir. Bu kararla asgari ücrete yüzde 8.65 zam yapıldığı açıklanmış oldu. Tespit Komisyonu toplantısına katılanlar mutluydular; işlerini yaparak AKP ile anlaşmaya varmış ve bir rakam belirlemişlerdi. Yaşamak için çalışmak zorunda olan işçiler ise, iş buldukları durumda bile bu ücretle nasıl yaşayabileceklerini hesaplamaya başladı.
AKP, işçiler için en önemli ücret olan asgari ücrete yüzde 8,65 zam yaparken işverenlerin ödeyeceği vergilerde indirime gidiyor. Vergi indirimleri ile geliri zaten yüksek olanların devlete ödemesi gereken az yüzde 15’lik bir miktar armağan edilirken, asgari ücretlilere yalnızca 30YTL’lik artışı reva görüyor.
Sonuç, AKP’nin ülkemizde zaten kötü durumda olan gelir dağılımını daha da bozacak uygulamaları gerçekleştirerek, işçileri açlığa ve yoksulluğa mahkum ederken, zenginleri daha zengin edecek reçeteyi hazırlamasıdır.
Asgari ücret, işçi ve ailesinin ekonomik, sosyal, kültürel gereksinimlerini asgari düzeyde karşılayacağı varsayılan ücret düzeyini gösterir. Ancak, tartışmasız bir biçimde ortadadır ki, belirlenen asgari ücret ile bırakın aileyi bir kişinin geçinmesi bir mümkün değildir.
Asgari ücretin bu kadar düşük olması AKP’nin bütünsel siyasetinin sonuçlarından biridir. Ülkemizdeki emek gücü ucuzlaştırılmaya çalışılmaktadır. Ülkemizi pazarladığını söyleyen Sayın Başbakan, işçileri de ucuz emek gücü olarak pazarlamak istemektedir.
2006 yılında ülkemizde pek çok işkolunda grup toplu iş sözleşmeleri gerçekleştirilecektir. Açıklanan bu rakam ile farklı işkollarındaki işçilerin ücret taleplerinin üzerindeki baskının artması gündeme gelebilecektir. Ülkemiz işçilerinin bir bütün halinde ucuz işçiler olmaması önümüzdeki dönem gelişmelerle yakından ilgilidir.
İşgücünün ucuzlaması ile işçilerin bırakın sefalet ücreti ile yaşamaya çalışmasını, işçiler modern köleler haline getirilecektir. Bu yönelimin etkisi ile öyle bir hava oluşturulmuştur ki, ülkemizde yatırım yapılmasının şartı ucuz işçilik olmuştur. Ve AKP bunun için elinden geleni ardına koymamaktadır.
Biz Birleşik Metal-İş Sendikası olarak asgari ücretin belirlenme yönteminin işçiler lehine değiştirilmesini, toplumsal refahın en önemli göstergelerinden olan gelir dağılımını yüksek gelir grupları lehine bozucu politikalardan vazgeçilmesini, işçilerin insanca bir ücret alarak insanca yaşamasını talep ediyoruz.
Artık emekçiler her sene oynanan bu gölge oyununun zaman zaman yaşanan kayıkçı kavgalarının işçi tarafını temsil eden ve bu oyunun figüran olarak parçası haline gelen Türk-İş Konfederasyonunun ortaya koyduğu tavrı bir daha yaşamak istemiyor.
Emekçiler, toplantı sonunda Asgari Ücret açıklanırken yüzlerine acıklı bir ifade verilerek “biz de yeterli görmüyoruz ama ne yapalım koşullar bu” gibi safsataları dinlemek istemiyor.
Tarih emekçilerin AKP gibi emekçi düşmanı ve onun baston değneği haline gelen yandaşlarına verdiği derslerle doludur.
Akibet aynı olacaktır.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI
Genel Yönetim Kurulu
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin Asgari Ücret ile ilgili basın açıklaması.
Hükümet asgari ücretle çalışan milyonları açlığa mahkum ediyor. 2006 yılındaki asgari ücretin 380 milyon lira olarak açıklanması, bu halka açlığın, sefaletin ve yoksulluğun dayatılması demektir.
Asgari ücretin insanca yaşamaya yeterli bir düzeyde, açlık ve yoksulluk sınırları olarak belirlenen miktarlarla bağlantılı olarak tartışılması ve değerlendirilmesi gerekirken, ortaya çıkan sonuç, ulusal gelirin arttığı söylenen ülkemizde, artışın kimlere aktarılacağının da kanıtıdır. Hükümet çalışanlar için yoksulluğu uygun görmekte, üretilen değeri de bir avuç mutlu azınlığa aktarmaya aracılık etmektedir.
Asgari ücret, işçi ve ailesinin ekonomik, sosyal, kültürel gereksinimlerini asgari düzeyde karşılayacağı varsayılan ücret düzeyini gösterir. Başka bir ifade ile asgari ücret, bir işçi ailesine yeterli olan ücreti değil, “İnsaf” çizgisini belirler. Çünkü zaten devletin istatistik kurumları bir aile için açlık ve yoksulluk sınırını düzenli olarak belirlemektedirler.
Bu tespitler Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine dayandığına göre, bu veriler esas alınarak açlık sınırının altında kalan bir asgari ücret komedisine son verilmelidir. Asgari ücretin net olarak belirlenerek, vergi dışı kalması sağlanmalıdır. Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi Türkiye’de de asgari ücret belirlenirken fiyat artışları değil, “Ücretliler Geçinme Endeksi” göstergelerden birisi olarak dikkate alınmalıdır.
Türkiye genelinde tek asgari ücret belirlenmelidir. Asgari ücret gelir dağılımını düzenleyici yönde belirlenmeli ve ülke gelirinin büyümesine paralel olarak refah artışından pay almalıdır. AB ülkelerinde olduğu gibi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na ayrımsız olarak tüm işçi ve kamu çalışanları lehinde değiştirilerek, demokratikleştirilmelidir.
Türk-İş Yönetim Kurulu’nun Açıklaması
“Asgari ücretin ‘sosyal ücret’ kavramına yaraşır, insanca yaşama düzeyini sağlayacak, gelir dağılımındaki adaletsizliği ve yoksulluğu azaltacak, çalışanların istismarını önleyecek düzeyde belirlenebilmesi temel alınmalıdır. Türkiye’de bazı kesimlerin, yatırımların önündeki engel olarak işgücü maliyetinin yüksekliğini ileri sürmesi ve asgari ücret artışını sınırlandırmak istemesi yönündeki talipleri, ülke gerçekleriyle ve bilimsel doğrularla bağdaşmamaktadır. Ülkemizde, istihdam vergisine dönüşen ücretler üzerindeki ilave yükler düşürülmeli ve AB ülkeleri düzeyine getirilmelidir. Hükümet, asgari ücretten vergi alınmaması yönünde sosyal kesimler arasında oluşan görüş birliğini dikkate alarak bu konuda yeni bir düzenlemeyi yapmak yerine, sermaye kesiminin vergi yükünü daha da düşüren düzenlemeler yapmaktadır.”
KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul’un açıklaması
“Asgari ücretin 30 YTL gibi komik bir oranda artırılmış olması kabul edilebilir bir durum değildir. Biz yıllardır asgari ücretin insanca yaşayabilecek bir düzeye çıkarılması için mücadele ediyoruz. Asgari ücret tespit edilirken bir çalışanın tek başına ihtiyaçları değil, dört kişilik bir ailenin ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak yıllardır bu konuda bir oyun oynanıyor. Bu da bir komedidir. İşçilerin bunu kabul etmesi ve bununla yaşaması mümkün değildir.”
Mersin Demokrasi Platformu
ÜLKEMİZ EMEKÇİLERİ İÇİN SEFALET ÜÇRETİ BELİRLENDİ
23.12.2005
Asgari ücretin insanca yaşamaya yeterli bir düzeyde, açlık ve yoksulluk sınırları olarak belirlenen miktarlarla bağlantılı olarak tartışılması ve değerlendirilmesi gerekirken, ortaya çıkan sonuç, ulusal gelirin arttığı söylenen ülkemizde, artışın kimlere aktarılacağının da kanıtıdır. Hükümet çalışanlar için yoksulluğu uygun görmekte, üretilen değeri de bir avuç mutlu azınlığa aktarmaya aracılık etmektedir.
Asgari ücret, işçi ve ailesinin ekonomik, sosyal, kültür
el gereksinimlerini asgari düzeyde karşılayacağı varsayılan ücret düzeyini gösterir.
“Asgari ücretin ‘sosyal ücret’ kavramına yaraşır, insanca yaşama düzeyini sağlayacak, gelir dağılımındaki adaletsizliği ve yoksulluğu azaltacak, çalışanların istismarını önleyecek düzeyde belirlenebilmesi temel alınmalıdır. Türkiye’de bazı kesimlerin, yatırımların önündeki engel olarak işgücü maliyetinin yüksekliğini ileri sürmesi ve asgari ücret artışını sınırlandırmak istemesi yönündeki talipleri, ülke gerçekleriyle ve bilimsel doğrularla bağdaşmamaktadır.Siyasi iktidar; asgari ücretten vergi alınmaması yönünde sosyal kesimler arasında oluşan görüş birliğini dikkate alarak bu konuda yeni bir düzenlemeyi yapmak yerine, sermaye kesiminin vergi yükünü daha da düşüren düzenlemeler yapmaktadır.
Unutulmamalıdır ki bir ülkede ücretler düşükse teknoloji ve yatırım artmadığı gibi o ülkenin insanının da değeri düşüktür.Bu ülkenin insanlarına sefaletin layık görülmesini ve dünyada 2.sınıf insan olmayı hak etmiyor.
“Gönlümüzden geçen, istenilen rakam olmadığı bir gerçek”diyen sayın bakana bu kararı işverenlerle belirleyen siz değilmisiniz diye sormak gerekmiyor mu?gönlünüzden geçen neydi?
Türk-İş in Kasım 2005 ayı hesaplamalarına göre, insan onuruna yaraşır bir yaşantı sürdürebilmek için yapılması gereken asgari aylık harcama tutarı 1 milyar 610 milyon 300 bin lira. Sağlıklı ve dengeli beslenebilmek için sadece gıdaya harcanması gerekli miktar yani açlık sınırı ise 529 milyon 790 bin lira.
Kamu oyuna saygıyla duyurulur.
Mersin Özelleştirme karşıtı platform
Adına
Adil ALAYBEYOĞLU
Petrol-iş şube Başkanı
Yeni Asgari Ücret
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 1 ocak 2006’dan itibaren geçerli olacak asgari ücreti net 380.46 YTL olarak belirledi. Brüt 531 YTL olarak belirlenen asgari ücrete yapılan artış yüzde 8.6 oldu.
Asgari ücrete sadece 30 YTL artış yapılırken DİE’nin önerdiği net 508 YTL uyulmadı. Komisyonun 1.5 saatlik toplantısı sonrasında yeni rakamı açıklayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, enflasyonun üzerinde artış yaptıklarını savundu.
Yeni rakamın iş verene maliyetinin 645.17 YTL olduğunu belirten Başesgioğlu 2005 Aralık ayı verilerine göre yüzde 8.65 oranında artış yaptıklarını söyledi. Enflasyon hedeflerinin TÜFE’de yüzde 5 olduğunu belirten Başesgioğlu, enflasyon oranından fazla artış yaptıklarını iddia etti. Kasım 2002 de 184 milyon 250 bin lira olan asgari ücretin 380.46’ya yükseldiğini belirten Bayşesgioğlu, yüzde 106’lık artış yaptıklarını dile getirdi. Asgari ücreti dolar bazında da değerlendiren Başesgioğlu, 1 Temmuz 2002 de 116.56 dolar olan asgari ücretin şimdi 282 dolara çıktığını söyledi. “Gönlümüzden geçen, istenilen rakam olmadğı bir gerçek” diyen Bakan Başesgioğlu, ama asgari ücretin yanlızca işçilere verilen ücret olmadğını SSK pirimleri ve para cezalarını da etkilediği için bu şekilde taktir edildiğini dile getirdi.
TİSK temsilcisi Ali Nafiz Konuk da politikalarına ve taleplerinin üzerinde bir artış olduğunu ancak fedakarlık yaparak kabul ettiklerini ileri sürdü. Bu rakamın küçümsenmemesi gerektiğini savunan Konuk, Türkiye’nin rekabet etmek zorunda olduğu ülkelerdeki ücret dikkate alındığında küçümsememek gerektiğini ifade etti.
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Türkel ise belirlenen rakama muhalefet şerhi koyduklarını vurguladı. Önceliklerinin işçinin eline net geçmesi olduğunu belirten Türkel, rakamın belirlenmesinde kıstaslarının açlık ve yoksulluk sınırı, en düşük devlet memuru maaşı ve DİE’nin önerdiği rakam olduğunu söyledi.
DİE’nin geçtiğimiz yıl 422 milyon lira net bu yılda net 508 milyon lira önerdiğini belirten Türkel, bu rakamın kabul edilmediğini söyledi. asgari ücret üzerindeki vergi ve sigorta pirimi yüküne işaret eden Türkel, “Kurumlar vergisinde atılan adımı taktirle karşılıyoruz. Hükümetin asgari ücrette de sürpriz yaparak vergi yüklerinde 5 puanlık indirim bekliyorduk ama olmadı” dedi. DİE’nin önerdiği rakamın çok altında bir rakam belirlendiğini işçilerin bununla geçinmesinin çok zor olduğunu belirten Türkel, “Asgari ücrette çalışanların Allah yardımcısı olsun” dedi.
Yeni asgari ücret 16 ve üzeri işçiler için net 380.46 YTL 16 yaşını doldurmamış işçiler için ise 322.43 YTL oldu. Yeni rakkamdan yapılacak kesintiler toplamı ise işçi için 150.54 YTL 16 yaşından küçükler için 127.57 YTL olacak.
ILO’da asgari ücret
Asgari ücret ILO Anayasası, 26 ve 99 No’lu sözleşmelerinde de tanımlanıyor. ILO normlarında asgari ücret, “işçinin ve ailesinin yalnızca geçimini temin eden ücret, insanca yaşamaya yeterli bir ücret değildir. Halbuki işçinin insanca yaşaması için yeterli ücrete sahip olması gerekir” ifadesiyle yer bulurken, “fiilen ödenen ücretlerin uygulanacak asgari miktarların altına düşmemesi için, bir kontrol ve müeyyide sistemi ihdas etmek suretiyle gerekli tedbirleri” alması konusunda da üye devletlere yükümlülük getiriyor.
Açlık ve yoksulluk sınırı
Türk-İş’in Kasım 2005 ayı hesaplamalarına göre, insan onuruna yaraşır bir yaşantı sürdürebilmek için yapılması gereken asgari aylık harcama tutarı 1 milyar 610 milyon 300 bin lira. Sağlıklı ve dengeli beslenebilmek için sadece gıdaya harcanması gerekli miktar yani açlık sınırı ise 529 milyon 790 bin lira.
Asgari ücretten kesintiler yüksek
Net aylık asgari ücretten 2005 yılı itibariyle yapılan kesinti oranı yüzde 28.4. Halen uygulanan net 350 milyon lira olan asgari ücretin brütü ise 488 milyon 700 bin lira. Yani asgari ücret üzerinden vergi ve SSK primleri için kesilen miktar yüzde 28.4 oranında olup bu, 138 milyon 55 bin liraya denk geliyor.
DİE’nin rakamları uygulanmadı
Asgari ücret belirlenirken, DİE’nin, şimdiki adıyla Türkiye İstatistik Kurumu’nun günlük 3 bin 500 kalori besin ihtiyacı ile gıda içi harcamalar baz alınarak yaptığı hesabın dikkate alındığı izlenimi yaratılıyor. Oysa, asgari ücret bugüne kadar DİE’nin önerdiği rakamın çok altında ve brüt olarak belirlendi. DİE Temmuz 2004’te asgari ücretin net 395. 206.957 olmasını istemişti ancak rakam net 318.233.475 TL oldu. Ocak 2005’te DİE’nin önerdiği rakam net 422.059.064 iken, belirlenen rakam net 350.153.550 oldu.
Kaynak: AA / Evrensel / DİE