Gözümüz aydın!.

Sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarını daha da kısacağımızı taahhüt edince…. IMF İcra Direktörleri Kurulu yeni niyet mektubunu da onayladı. 1.6 milyar dolarlık kredi dilimi serbest kaldı.

Böylelikle Türkiye, hizmetler sektörünün iki temel ayağını bu yıl iyice piyasaya açtığını IMF kanalıyla küresel sermayeye ilan etti. Hem de Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) yarın başlayacak olan 6. Bakanlar Konferansı öncesinde!

Malum, 6. Bakanlar Konseyi küreselleşme için tarihi bir aşama. Zira:

I- Öncelikle 2006 tüm dünyada küresel yasaların ülke yasalarına geçtiği ve uygulama bulmaya başladığı yıl.

II- WTO Bakanlar Kurulu küresel anlaşmaların temel ayaklarından olan Hizmet Ticareti Genel Anlaşması’na (GATS) bu toplantıda nihai şekli verecek!..

III- GATS süreci bundan böyle üyeler arasındaki ”ekseriyetli” müzakerelere göre şekillenecek.

İçinizden, ”Nasıl olur da enerji, ulaşım, sağlık gibi temel alanlarda WTO bakanlarının verdiği kararlar dünya hizmet ticaretinin belirleyicisi olur? Bunlar ülkelerin doğrudan ulusal çıkarlarıyla ilgili olduğu için karşılıklı müzakereler sonucu belirlenmesi gereken maddelerdir” diye boşuna söylenmeyin.

Malum WTO, uluslararası alanda bir tüzelkişilik ve

* Bakanlar Konferansı’nda alınacak kararlara göre, üyeler arasındaki müzakere sonuçlarının uygulanması için bir çerçeve oluşturmak,

* Nihai senedin ekinde yer alan GATS ve TRIPS anlaşmaları ile konulmuş ilke ve kurallar gereğince mallar, hizmetler, fikri mülkiyet haklarında ticari yaptırımlar konulması ve..

* Tüm ticari hakların uluslararası düzeyde korunmasının sağlanmasıyla görevli.

Üyeleriyse Türkiye de dahil olmak üzere ticaret politikalarını uygulamakta tam özerkliğe sahip herhangi bir devlet ya da gümrük sahası. Üye sayısıysa bugün Suudi Arabistan’ın katılımıyla birlikte 149’a ulaştı.

Tabii ki, üye sayısının artması WTO’yu daha demokratikleştirmedi. Aksine, gelişmiş ülkelerin yönlendirmesiyle hizmet ticareti sırasındaki teklif ve taahhütlere dayalı süreci kaldırıp; yerine üyelerin ekseriyetinin kararına dayalı ”ekseriyetli yaklaşım” ı koyduğu için daha da antidemokratik bir ticaret biçimine yöneldi.

Kısacası, ticaretin kaymağı ”ekseriyetli yaklaşım” adı altında yine gelişmiş ülkelerin ulusötesi firmalarına kaldı!

Hal böyle olunca… Bırakın, Hong-Kong’daki toplantıda üyelerin katılımının dikkate alınmamasının yaratacağı sorunları!.. 6.Konferans üyelere yeni taahhütler yükleyerek süreci daha sorunlu hale getirecek!.. İnanmayanların

www.wto.org
‘da Draft Ministerial Text başlığı altında yayımlanan taslak metne bakmasında yarar var. GATS’tan yeni taahhüt listesi…

13-16 Aralık gündemindeki hiçbir madde GATS maddesi gibi sonuca odaklanmış değil. Tabii ki diğer maddelerle ilgili görüşmelerin GATS gibi dayatmacı olmayacağı anlamına gelmemekte. Aksine, gündemin diğer maddeleri olan:

– Tarım Dışı Piyasalara Giriş Anlaşması (NAMA)

– Tarım Anlaşması (AOA)

– Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Anlaşma

– Kalkınma konuları hizmet sektörüne girdi veren ve sektörden girdi alan sektörlerle ilgili olduğu için tartışılması da, ülkelere taahhüt yüklenmesi de kolaylaşmakta.

6. Konferans sonrasında gelecek taahhütlerin başında da taslak metinde açıkça vurgulandığı gibi finans, enerji, ulaşım, sağlık gibi hizmetlerin temel sektörlerinde:

* Hükümetlerin yaptığı satınalmalarda yabancıların piyasaya girişi,

* sınır ötesi hizmet arzı ve tüketimi,

* yabancıların ticari varlık oluşturması,

* yabancı hissedarların katılımıyla ilgili taahhütler gelmekte.

Taahhütler listesine bakınca hemen aklınıza yol ve ardı sıra gelen tarım alet ve makine kredileriyle girdiğimiz dış borç kapanı ve!.. Bir de Adnan Menderes ‘in ”Amerika ne verirse alacak, ne yaparsa kabul edeceğiz” sözleri geldi değil mi?

Şimdi gelin de bizimkilerin 6. Bakanlar Konferansı’nda bu taahhütler karşısında ne yaptıklarını merak etmeyin! Mümkün mü?

[email protected]

www.turkelminibas.net