Oscar Olivera, Cochabamba (Bolivya) Fabrika İşçileri Federasyonu’nun başkanı. Bolivya’da ve bütün dünyada 2000 yılında Cochabamba’da suyun özelleştirilmesine karşı kahramanca savaşan halkın kazandığı zaferde Suyu Koruma Koalisyonu Başkanı olarak oynadığı rol ile tanınıyor. Olivera Green Left Weekly’den Federico Fuentes ile yaptığı söyleşide konuştu: O zamanki başkan Carlos Mesa’nın istifası ile sonuçlanan Mayıs-Haziran başkaldırı olayları ve sonuçlarını […]
Oscar Olivera, Cochabamba (Bolivya) Fabrika İşçileri Federasyonu’nun başkanı. Bolivya’da ve bütün dünyada 2000 yılında Cochabamba’da suyun özelleştirilmesine karşı kahramanca savaşan halkın kazandığı zaferde Suyu Koruma Koalisyonu Başkanı olarak oynadığı rol ile tanınıyor. Olivera Green Left Weekly’den Federico Fuentes ile yaptığı söyleşide konuştu:
O zamanki başkan Carlos Mesa’nın istifası ile sonuçlanan Mayıs-Haziran başkaldırı olayları ve sonuçlarını nasıl açıklıyorsunuz?
Mayıs-Haziran olayları bu ülkede devlet biçiminin artık çökmekte olduğunu açık bir şekilde ortaya çıkardı. Aynı zamanda toplumsal hareketlerin hedeflerine ulaşmasının olanaksızlığını gösterdi. Toplumsal hareketlerin artık, “seçilmiş bir iktidar kararları alır ve sonra biz hücum ederiz” şeklindeki düşünce tarzını değiştirmesi gerektiğine inanıyorum. Mayıs ve Haziran toplumsal hareketleri hidrokarbonların kamulaştırılması ve kurucu meclis ile ilgili karar verince, kabullendik. Devletin erken seçim kararı almasına engel olmayarak onun yaptırım gücünü, özellikle yasama gücünü kuvvetlendirdik. Erken seçim toplumsal hareketlerin istediği, talep ettiği bir şey değildi. Bu da gösteriyor ki bu kocaman hareketin bugün ve gelecek gelişmeler için karar verme yetkisini ele geçiren bir politik projeyi uygulamaya başlaması gerekiyor.
18 Aralık’ta yapılması kararlaştırılan seçimlerin yarattığı kriz hakkında ne düşünüyorsunuz?
Seçimler halkın politik ve ekonomik değişiklik için iki temel isteğini frenlemek üzere sağın – siyasi partiler, uluslararası şirketler- ortaya çıkardığı bir durum. Halkın istekleri uluslararası şirketlerin ele geçirdiği her şeyin geri alınması ve karar almada tekelci parti sisteminin kırılması.
Nasıl yorumlanırsa yorumlansın, seçimler halkın isteklerini karşılayacak bir çözüm değil. Ama seçimler karşımıza çıkartılan bir durum ve biz özerk toplumsal hareketler olarak, halkın bu iki yüce talebini karşılamak için köprüyü geçecek kuvvet toplamaya çabalıyoruz. Burjuvazinin kurallarını yazdığı bu oyun içinde tabii Sosyalizme Doğru Hareket (MAS) partisinin adayı Evo Morales’in seçimi kazanması bizim için olumlu olur. Bu durumda halkın temel iki isteğine geçiş daha kolay olacak.
Hedefimize ulaşmanın bize karşı yapılan hilelere veya hangi hükümet olursa olsun, hükümetin politik kapasitesine bağlı olmadığının bilincindeyiz. Temelde, birliğimizi devam ettirip geliştirmeye, örgütlenmeye, önerilerimize ve gelecek hükümete karşı toplumsal hareketlerin davranışlarına bağlı. Bunun son derece önemli olduğuna inanıyorum ve tekrar ediyorum seçimler sadece güçlerin toparlanması için bir olanak. Doğal olarak sağın devlet kontrolünü tekrar ele geçirmemesi için gereken her çabayı yapacağız. Ama her şeyden önce ilk olarak çokulusluların ele geçirdikleri her şeyi geri almaya, ikinci olarak emekçilerin politik katılımlarını sağlayacak bir duruma gelmeye hazırlanıyoruz.
Bizim politika anlayışımız, politikayı sadece bir yönetim biçimi sanan bazı kardeşlerimizden farklı. Bu kardeşlerimiz ne yazık ki insanlar arası ilişkileri ve doğa ile olan ilişkilerimizi büyük ölçüde değiştirebilecek toplu çalışma yerine, politik bir parti projesine bağlanmışlar. Her şeyden önce, politikanın iktidar olmak, başkalarını yönetmek yerine kendimizi toplum olarak güçlendirerek yaşamımızı değiştirmek olduğunu kabul etmek gerektiğine inanıyorum.
18 Aralıktan sonra sağın mecliste birleşerek kontrolü ele geçirmeleri olanağı var mı? Bu durumda senaryo ne olabilir?
Eğer sağ hükümeti kurmak için birleşirse bunun sağ için intihar demek olacağına inanıyorum. Sağın hükümeti kontrol etmesine izin vermeyeceğiz. Eğer Evo Morales tek bir oyla kazansa bile, halkın taleplerinin yerine gelebilmesi için bir köprü olarak o oyun sayılmasını sağlayacağız. Bu ülkede sağ geri gelmeyecek. Eğer gelirse senaryo halkın isteklerini, birçoklarının şimdi istediği gibi demokratik yolla değil, zorla kabul ettirmek olacak.
Birçokları MAS’ın kazanması durumunda toplumsal hareketler ve sağcı kanat arasında kutuplaşmanın artacağı ve sonuçta yabancı askeri müdahaleye yol açacak bir krizin olasılığından bahsediyor. Siz ne diyorsunuz?
Sağ’ın bir sürü planı var. Mayıs-Haziranda devlet yönetimini, 20 yıldır katlanmak zorunda kaldığımız ekonomik modeli sürdürmek için, Vaca Does ve Mario Cossio gibi uluslararası çıkarlarla yakın ilişkisi olan kişilere bırakmak istediler. Plan başarısızlıkla sonuçlandı. Bir başka plan, meclis sandalye dağıtımında çıkardıkları tartışma örneğin, seçimlere saldırmaktı. Santa Cruz oligarşisinin MAS’ın seçim zaferine karşı çıkma olasılığını göz ardı edemeyiz. Seçimlerden hemen sonra Santa Cruz’un özerklik ilan ederek kopmasını da bekleyebiliriz.
Değişik planlar olduğuna inanıyorum. Oligarşinin ülkedeki kargaşalığı yatıştırmak bahanesi ile Birleşmiş Milletler Barış Gücü istemesi, Kolombiya’da olduğu gibi sivil ve işçi liderlerini yok edebilmek için bir terör rejimi yaratmağa çalışması mümkün. Değişik olasılıklara karşı ne tedbir alabileceğimizi düşünüyoruz. Bu arada ABD’nin de vatanımızı istila etmesi olası. İmkanlarımızın kısıtlılığının bilincinde olan toplumsal hareketler bu olasılığı da göz önünde tutuyor. MAS’ın seçilmesinin ötesinde, seçimlerin de ötesinde, seçimlerden sonra olabilecek büyük olaylara, ülkenin parçalanmasına veya Haiti benzeri istilaya hazırlandığımızı içtenlikle söylemek istiyorum. Bolivya halkı kendini koruyacak toplumsal güce sahip olduğunu defalarca kanıtladı. Emperyalistler saldırıya geçmeden önce bunu dikkate alacaklardır diye düşünüyorum.
Morales konusuna gelince, bazıları başkan adayı olduğundan beri tutumunu ılımlaştırdığını, sağa kaydığına inanıyor. Ne diyorsunuz?
MAS programı, tutumu, Evo kardeşin lafları, çalışmaları, yani tümüyle önceki tutumundan kopup merkez-sola doğru kayıyor. MAS’ın kurduğu hükümet Arjantin’de Kirchner’in, Brezilya’da Lula’nın, Uruguay’da Tabare Vasquez’in hükümetleri gibi olacak. Bu hükümetin tutumu emperyalizme karşı olacak ama sonuçta sömürgeci, kapitalist ekonomik bağımlılık ilişkilerini değiştiremeyecek. Değiştireceğine inanmıyorum.
Venezüella Başkanı Chavez değiştiremedi, Lula, Kirchner veya Tabare Vasquez de değiştiremedi. Bu ilişkileri değiştirmenin yegane yolu ülke içinde politik güçlerin dayanışma ağı kurması ve bu güçlerin diğer ülkelerde bize yakın olan kardeş halklarla bir dayanışma ağı içinde birleşmesi. Halkın bu bilince varmasının gerekli olduğuna inanıyorum. Ülkelerin tek başlarına özerk devlet biçimleri, politikalar veya ekonomik modeller kurmaları çok zor ve karmaşık. Bu nedenle değişiklik getirmek için Latin Amerikanın birleşmesi zorunlu.
Green Left Weekly, 7 Aralık 2005
kaynak: Latinbilgi.Net