19 Aralık Katliamı’nın 5. yıldönümünde protestolarla katliam lanetleniyor. İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’nin önündeki ilk eylem saat 12.00’de İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından yapıldı. Saat 13.00’deyse yaklaşık 250 kişilik Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği üyeleri, cezaevi önünde basın açıklaması yaparak katliamı lanetledi. “Diri diri yaktılar” yazılı fotoğraf ve dövizler ile “19-22 Aralık katliamcıları hala cezalandırılmadı” yazılı […]
19 Aralık Katliamı’nın 5. yıldönümünde protestolarla katliam lanetleniyor.
İstanbul
Bayrampaşa Cezaevi’nin önündeki ilk eylem saat 12.00’de İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından yapıldı. Saat 13.00’deyse yaklaşık 250 kişilik Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği üyeleri, cezaevi önünde basın açıklaması yaparak katliamı lanetledi.
“Diri diri yaktılar” yazılı fotoğraf ve dövizler ile “19-22 Aralık katliamcıları hala cezalandırılmadı” yazılı bir pankart açan açan 250 HÖC’lü adına açıklamayı Gül Bil okudu. Bil, “Onları evlerinde rahat ve elçi olsunlar diye değil, onları burada, bu yerde, suçlu ve hüküm giymiş olarak görmek istiyoruz” dedi.
Grup Yorum’un marşları ile destek verdiği açıklamada sık sık, “Yaşasın ölüm orucu direnişimiz”, “Kahramanlar ölmez, halk yenilmez”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak” sloganları atıldı. Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştiren HÖC’lüler, ellerindeki karanfilleri cezaevinin içine atarak eylemlerini sonlandırdı.
Akşam saat 19.00’daysa demokratik kurum temsilci ve üyeleri, Taksim Mis Sokak önünde bir araya geldi. Yoğun polis ablukası altında yapılan eylemde bir basın açıklaması okundu ve hücre karşıt mücadeelenin sürdürüleceği vurgulandı.
Ankara’da 19 Aralık Protestosu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, 19 Aralık 2000 tarihinde “Hayata Dönüş” adıyla cezaevlerine düzenlenen operasyonun beşinci yıldönümü nedeniyle Ulucanlar Cezaevi’nin önünde bir basın açıklaması yaparak operasyonda yaşamını yitiren mahkumların anısına Cezaevi’nin önüne karanfil bıraktı.
İHD Ankara Şube Başkanı Salih Karaaslan yaptığı açıklamada, 19 Aralık operasyonunun Türkiye cezaevleri tarihinin en büyük operasyonu olduğunu belirtti. 20 cezaevinde düzenlenen operasyonlarda 30 mahkumun yaşamını yitirdiğini kaydeden Karaaslan “Ölen mahkumlar için hazırlanan otopsi raporlarında operasyon sırasında yanıcı kimyasal maddelerin kullanıldığı, pek çoğunda darp izlerinin bulunduğu tespit edildi. Henüz 1996 Diyarbakır, 1999 Ankara Ulucanlar, 2000 Burdur unutulmamışken, Türkiye cezaevleri tarihinin en büyük katliamı ile binlerce tutuklu ve hükümlü F tipi cezaevlerine sevk edildi. On binlerce mahkum yakını haftalarca hastanelerde, cezaevi kapılarında yakınlarından bir haber almaya ve sağlık durumlarını öğrenmeye çalıştı. On binlerce kişi katliamı protesto etmek için eylemler yaptı” diye konuştu.
Karaaslan, dönemin Başbakanının ve Adalet Bakanının görevlerine devam ettiğini anımsatarak “Operasyon emrini veren ve yönetenlere değil, operasyondan sağ kurtulan mahkumlara davalar açıldı. Yargılamaları sürüyor” dedi. Karaaslan operasyonları protesto eylemlerine katılan 2145 kişinin gözaltına alındığını ve bir kısmına da dava açıldığını kaydederek “İHD olarak insan hakları belgelerinde güvence altına alınmış olan insan hak ve özgürlükleri ve devlet ile birey arasındaki tüm ilişkilerde evrensel ölçülerde hukuksal güvence altına alınıncaya, bütün cezaevleri katliamlarından sorumlu olanlar yargı önüne çıkarılıncaya kadar mücadelemizi sürdürme kararlılığımızı yineliyoruz” diye konuştu.
Adana
19 Aralık katliamını protesto etmek ve ceza evlerindeki baskıyı
kınamak için yaklaşık 300 kişi Adana Büyükşehir Belediyesi önünden
İstasyon meydanına yürüdü.Yaklaşık 1 saat süren miting yapılan konuşmalar ve çekilen halayların ardından aşırı yağış nedeniyle sona erdi. Miting de yapılan basın açıklamasında;”19 Aralık tarihizihinlere katliam günü olarak kazındı.Devletin adına Hayata Dönüş Operasyonu dediği saldırıda 28 devrimci öldürüldü ve yüzlercesi de sakat kaldı. Ceza evlerinde ki baskı zor aygıtına karşı başlatılan ve bugün de devam eden Ölüm Orucu direnişi sonucu 120 tutsak yaşamını yitirdi. Devletin zor aygıtı ceza evlerinin duvarlarını yıktı ama içerideki devrimci iradeyi karamadı…
5 yıldır F tiplerindeki zulüm arttırılarak sürüyor…Hücrelerde en temel insani ihtiyaçlar bile karşılanmıyor… Sağlık, beslenme, görüşme, adil yargılanma vb gibi haklar gasp edilerek hapishaneler birer Nazi kamlarına dönüştürülüyor.
Bugün ceza evlerinde yaptıklarıyla yetinmeyen Devlet Yeni Terörle
Mücadele Yasası ile bütün bir toplumsal yaşamı F tipleştirmeye
çalışıyor. Toplumsal muhalefetin susturulması hedefleniyor ama muhalefet tam aksine artarak sürüyor” dendi…
Eyleme: İHD, SDP, DTP, TAHAY_DER, PARTİZAN, TÖP, DHP, BARİKAT, ALINTERİ, İŞÇİ MÜCADELESİ, YDİ-ÇAĞRI katıldı.
Protestolar Pazar Günü Başladı
19 Aralık 2000’de, ülke çapında 20 cezaevinde ”Hayata Dönüş” adıyla eşzamanlı düzenlenen ve 2’si asker 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyon İzmir, Adana ve İstanbul’da protesto edildi.
Ankara
Ankara’da dün akşam saat 18:00’de Sakarya Caddesi’nde toplanılmasıyla başlayan eylemi ALINTERİ, BDSP, DHP, ESP, HKP, HÖC, KALDIRAÇ, PARTİZAN ve TÜM-İGD ortak düzenlediler. Eyleme Çağdaş Hukukçular Derneği’de pankartları ile katıldı. Sakarya Caddesi’nde toplanan yaklaşık 250 kişilik kitle, meşaleler ve sloganlarla Abdi İpekçi Parkı’nda ki ailelerin yanın da yapılacak basın açıklaması için yürüyüşe başladı. Yürüyüş sırasında Mithatpaşa Caddesi trafiğe kapatıldı. Abdi İpekçi Parkı’na varıldığında “Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak” sloganı hep birlikte atılarak kitle ailelerin çevresinde ki yerini aldı, daha sonra basın açıklanması okundu. Açıklamada, 19 -22 Aralık’ta sadece eşi görülmemiş bir katliamın yaşanmadığı aynı zaman da eşi görülmemiş bir direnişin de yaşandığı vurgulandı. 19 Aralık saldırısının yalnızca içeriye değil dışarıyı da kapsayan bir saldırı olduğu belirtildi. Tecrite karşı mücadeleye devam edildiği ve tecrit kalkana kadar da devam edileceği de söylendi.
ÇHD’de ayrıca kendi basın açıklamasını da okudu. ÇHD açıklamasında, 19 Aralık’ın bir katliam olduğu tutsakların yakılarak, kurşanlanarak ve kimyasal bombalarla katledildiği bunun hem hukuksal hem de siyasal açıdan hesabının sorulacağı belirtildi. Sorumluların bulunana kadar bu davanın peşinin bırakılmayacağı söylendi.
Daha sonra söz alan Av. Selçuk Kozağaçlı Sincan 1 No’lu F tipi Cezaevi’nde kalan Serdar Demirel adlı ölüm orucu eylemcisi tutsağın 18 Aralık gecesi kendini yakarak feda eyleminde bulunduğunu, Serdar Demirel’in şu anda revirde gözetim altında tutulduğunu belirtti. Ayrıca Abdi İpekçi Parkında ki 826. günlerini dolduran ailelerde bir açıklama yaptılar. Eylemlerinin süreceğini belirttiler. Eylem İdil Can Müzik Grubu ve kitlenin birlikte söylediği marşlarla sonlandırıldı.
Adana
Adana’da İnsan Hakları Derneği’nin öncülüğünde demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla düzenlenen yürüyüş sonundaki mitingde konuşan Cemal Doğan, halen süren ölüm oruçlarında 120 kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek ”Adına F tipi cezaevleri denilen proje ise devletin en kapsamlı ve en kanlı saldırılarından biridir” dedi.
İstanbul
İstanbul’da ise Galatasaray’da Mücadele Birliği Platformu, ve Demokratik Haklar Platformu operasyonlarda ölenleri anarken sorumluların cezalandırılmasını istediler.
Galatasaray Meydanı’nda toplanan Mücadele Birliği Platformu üyeleri, ”19 Aralık katliamını unutturmayacağız” yazılı pankart açtı. Grup adına yapılan açıklamada, ”19 Aralık katliamının üzerinden 5 yıl geçti. Tarih, d
evrimci tutsakların öleceklerini, ama asla teslim alınamayacaklarını bir kez daha yazdı” denildi.
İzmir
İzmir’de siyasi parti ve kurumlar bugün yaptıkları ortak eylemle 19 Aralık katliamını protesto etti. Eyleme 250 kişi katıldı.
Aralarında ESP, Partizan, ÖMP, HKP, İCİ, Mücadele Birliği, DHP, SDP, BDSP ve İzmir Cezaevi İnisiyatifi’nin bulunduğu kurumlar Konak eski Sümerbank açıklama yaptı. Konak Pier önünde bir araya gelen kurumlar, “19 Aralık katliamını unutmadık unutturmayacağız” ortak pankartını taşıdılar. Ayrıca 19 Aralık katliamında ve ölüm orucu eyleminde şehit düşen devrimcilerin resimleri ve “Üç kapı açılsın”, “F tipinden İmralı’ya tecride son”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” yazılı dövizler taşıdılar. Eylemciler, “Katil devlet hesap verecek”, “Devrimci irade teslim alınamaz”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep berabetr ya hiçbirimiz” sloganları ile Konak eski Sümerbank önüne yürüdü. Burada kurumlar adına basın açıklamasını ESP temsilcisi Hülya Gerçek yaptı.
19 Aralık 2000 yılında 20 hapishanede birden gerçekleştirilen operasyonda 28 devrimci tutsağın katledildiğini, yüzlercesininde sakat kaldığını hatırlatan Gerçek, “Tecrit gibi imha ve yola getirme yönteminin ve tecrit mekanı hapishanelerin lüks villa, beş yıldızlı otel olarak reklamının yapılıp, adeta pazarlandığı kaç ülke vardır. Şaka gibi bir isimle hayata döndürelemeyen 28 devrimcinin katledildiği hayata dönüş operasyonu ile yüzlerce devrimci F tipi hapishnelere götürüldü. 20 hapishanede eş zamanlı yapılan katliam devrimci tutsakların destansı direnişi ile tarihin onurlu sayfalarında yerini aldı” dedi. Devletin bugün de CİK ile tüm emekçilerin haklarına saldırdığını ifade eden Gerçek, “Devrimci tutsaklar kendileri ve hepimizin adına insanlığın onurunu ağır tecrit koşullarına rağmen koruyor” diyerek, “Taş duvarlara, son teknoloji güvenlik tedbirlerine rağmen, kitpa, gazete, mektup yasaklarına rağmen tutsakların gözü ve gönlü dışarı bakarken, milyonlarca gözümüzle biz görebiliyormuyz içeriyi” dedi.
F tipi hapishanelerde ve İmralı Ada tipi hapishanesinde kitlelerden gizlenen ağır tecrit uygulamalarıyla imha politikası geliştirildiğini belirten Gerçek, “Direnmeyi gelenek bilen devrimci tutsaklar insanlık onurunu kuşanaka direnilerini büyütüyor. Türk ve Kürt halklarının işçi ve emekçilerin yaşamına çekilemeye çalışılan tecrit duvarına karışı, bizim insanlığımıza sesleniyorlar, bu sesi duyup ses vermenin zamanıdır şimdi” dedi.
Gerçek’in ardında 19 Aralık 2000’de katliam sırasında Niğde hapishanesinde bulunan Asiye Güden tutsakların direnişlerini anlattı. Güden, “19 Aralık canıyla ve yüreğiyle devletin tüm insan üstü silahlarına karşı koyularak destansı bir direniş yazılan bir gündür” dedi. Yine katliama sırasında, Ümraniye hapishanesinde bulunan Cengiz Kılıç ise, katliamın ardından F tipi hapishaneler götürülen devrimci tutsakların fiziki olarak teslkim alınmış olabileceğini ancak hiç bir koşulda yüreklerinin ve beyinlerinin teslim alınamadığı-alınamayacağını belitti.
Tutsak anası Gülnaz Türkmen ise 19 Aralık katlimı sırasında hapishaneleri gezerek günlerce çocuklarını aradıklarını belirti. Devletin elbet birgün döktüğü kanların hesabını ödeyeceğini belirten Türkmen, “Benim çocukalarım daima beni onurlandırdı. onlarla onur duyuyorum” dedi.
Eylemde polisin tecavüz saldırısına uğrayan Ekin Sanat Merkezi çalışanı Sevda Aydın’ın yanında olduklarını yineleyen kurumlar, “Sevda Aydın yanlız değildir”, “Tecavüzcü polis hesap vercek” sloganlarını haykırdılar. Son olarak şiirlerin okunmasının ardından eylem, “Bıji bıratiya gellan”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Devrimci irade teslim alınamaz” sloganları ile sona erdi.
Kaynak: Sesonline / AA / Sendika.Org / Atılım