KESK, Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, TMMOB, TTB ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin yaptığı ortak açıklamada, Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki olayların sulandırılmasına, ötelenmesine, unutturulmasına, yönlendirilmesine, karartılmasına asla rıza gösterilmeyeceği ifade edildi. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak bir heyeti bölgeye gönderdiklerini, ancak olayların kamuoyuna aktarıldığı gibi olmadığını öğrendiklerini belirterek, “Çeşitli zamanlarda yasadışı ilişki ve […]
KESK, Hak-İş, DİSK, Memur-Sen, TMMOB, TTB ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin yaptığı ortak açıklamada, Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki olayların sulandırılmasına, ötelenmesine, unutturulmasına, yönlendirilmesine, karartılmasına asla rıza gösterilmeyeceği ifade edildi.
KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak bir heyeti bölgeye gönderdiklerini, ancak olayların kamuoyuna aktarıldığı gibi olmadığını öğrendiklerini belirterek, “Çeşitli zamanlarda yasadışı ilişki ve davranışların üzerine gitmek, deşifre etmek ve tasfiye etmek için yakalanan fırsatlar iyi değerlendirilememiştir. Hiç olmazsa bu kez bu vahim olay doğru değerlendirilsin” dedi.
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu da karanlık ilişkilerin ortaya çıktığını ifade ederek, “Devletin zaaf içinde olmadığını göstermesi için hukuk devletinin gücünü göstermesi gerekir” diye konuştu. TTB 2. Başkanı Metin Bakkalcı ise Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun acilen görevlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Hakkari’nin Şemdinli ılçesi’nde gerçekleşen olaylarla ilgili 7 sendika başkanı ortak bir basın açıklaması yaptı. Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleştirilen basın toplantısında KESK, Hak-İş, Memur-Sen, TMMOB, DıSK, TTB VE TDHB adına basın açıklaması yapan KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, sözkonusu olaylarda devlet görevlilerinin isminin geçmesi, kiminin ‘suçüstü’ yakalanması, kiminin de hala açıklığa kavuşmamış olmasının toplumun geniş kesimlerinde devlete ve demokratik geleceğe olan güveni ciddi ölçüde zedelediğini söyledi.
Tombul, adı ne olursa olsun, çeşitli devlet olanak ve ilişkilerini kullanarak anayasal ve yasal zeminler dışında ilişkiler ve kurumlar geliştirmenin demokratik toplumlarda görülmeyen ve olmaması gereken bir durum olduğunu dile getirdi.
Tombul, “Halkın söz ve karar alma süreçlerinde etkin biçimde yer aldığı demokratik yaşamda, halkla idare arasına girmeye çalışan toplumsal ilişkilere yabancı hiçbir olayın yeri olamaz. Zaten oldukça sorunlu ve zaaflı olan devlet-yurttaş ilişkisi ve demokratik yaşam bu ilişkilerle tamamen tahrip edilmektedir” dedi. Bu konudaki tartışmaların arkasının kesilmediğini belirten Tombul, “Çeşitli zamanlarda yasadışı ilişki ve davranışların üzerine gitmek, deşifre etmek ve tasfiye etmek için yakalanan fırsatlar iyi değerlendirilememiştir. Hiç olmazsa bu kez bu vahim olay doğru değerlendirilsin. Bütün toplum olarak bu noktada duyarlı davranmak zorundayız” diye konuştu.
Demokratik yaşama kast eden ilişkiler ağının hangi kişi ya da kuruma kadar uzanıyorsa, oraya kadar izlerini sürmek ve suçluların yargı önüne çıkmasını sağlamak gerektiğini de vurgulayan Tombul, “Bizler, bu olayın sulandırılmasına, ötelenmesine, unutturulmasına, yönlendirilmesine, karartılmasına asla rıza göstermeyeceğiz. Açıklamalarla, değişik yöntemlerle yargıyı baskı altına almaya, faillerin kimliğine göre çoklu hukuk normları yaratmaya kimsenin hakkı yoktur” açıklamasında bulundu. Her türden toplumsal sorunun demokratik zeminlerde çözümünün önünü açmak gerektiğini ifade eden Tombul, “Siyasal iktidar devlet içindeki bu yasadışı ilişkilerin ve davranışların tasfiyesini gerçekleştirmek durumundadır. Aksi takdirde daha önceki örneklerde görüldüğü üzere, bu türden davranış ve ilişkiler, siyasetin ve dolayısıyla toplumun etkinliğini azaltmakta, parlamenter yaşamın, siyasal iktidarların sonunu getirmekte önemli rol oynamaktadır” dedi.
Tombul, başta hükümet olmak üzere, tüm parlamentonun bu ilişkileri açığa kavuşturması gerektiğini dile getirdi.
HALKIN İRADESİNE UYACAĞIZ
Hak-iş Genel Başkanı Salim Uslu ise Susurluk olayında toplumun sivil bir refleksinin oluştuğunu belirterek, bu olayların ardından da aynı refleksin gelişmesi gerektiğini söyledi. Uslu, sürekli bir eylem kararları olmadığını ancak, halkın kendi iradesiyle başlayan bir eylemde de sivil toplum örgütleri olarak dışında kalmayacaklarını söyledi. Toplumun tepkilerini herkesin anlayışla karşılaması gerektiğini belirten Uslu, “Serinkanlı bir duyarlılığın devam etmesi, zanlıların hiçbir şekilde korunmaması, delilleri karartma girişimi varsa bunun önlenmesi ve yargı üzerindeki baskıların kaldırılması talebimizdir” açıklamasında bulundu. KESK olarak Şemdinli’ye olay günü bir heyet gönderdiklerini ve heyetin bir rapor hazırladığını da bildiren Tombul, “Bu olaylarla birlikte sanki Türkiye’nin demokratikleşmesi ve halkların kardeşçe yaşamasına engel kimi olaylar gerçekleştirilmek isteniyor. Kamuoyuna aktarılanların dışında başka gerçeklerin olduğu heyet raporunda görülüyor” dedi.
TEFTİŞ KURULU GÖREVE ÇAĞRILDI
Halkın sağduyulu olması gerektiğini belirten Tombul, bölgede “karşılıklı çatışma” olarak adlandırılan durumun da gerçek olmadığını ve olaylara tepki gösteren halkın üzerine saldırılar olduğunu ve ateş açıldığını savundu. Tombul, silahların susması ve Kürt sorunu dahil tüm sorunların demokratik yollarla çözümlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Hak-iş Genel Başkanı Salim Uslu da yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olayların açığa kavuşmasıyla ilgili yaptığı açu. Bütün toplum olarak bu noktada duyarlı davranmak zorunıklamaları doğru ve yerinde bulduklarını, ancak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın olaylarda adı geçen subaylara “ıyi çocuklardır” açıklaması ve avukatlarının da helikopterle taşınması gibi olayların çelişki yarattığını söyledi.
Uslu, toplumda kutuplaşma yaratılmasını, huzursuzluk çıkmasının ve şiddet yanlılarına zemin hazırlanmasını istemediklerini dile getirdi. Uslu, “Ortada bir sorun varsa ki var. Bu ya üstlenilmeli, kabul edilmeli ya da reddedilmelidir. Avukatlar helikopterle taşınıyorsa, zanlılar askeri birlikte korunuyorsa, kamuoyuna şeffaf bilgi verilmiyorsa, toplum kaygı duymakta haklıdır. Asker gerçekten olayın dışında ise bu tür karanlık ilişkilerin içinde olmadığını ispat etmenin tam zamanıdır” diye konuştu.
TTB 2. Başkanı Metin Bakkalcı da Meclis Araştırma Komisyonu’nun bu konuda araştırma yapma yetkisi olmadığını ifade ederek, “Başbakanlık Teftiş Kurulu derhal görevlendirilmelidir” dedi.