Haftada bir defa sinemaya giden bir birey, 1001 adet filmi ancak 20 yıllık bir sürede izleyebilir, o da her film için ünlü bir eleştirmenin yorumunu alamadan. Şimdi bir şansımız var; ”Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film” adlı, 58 yazar tarafından yazılmış ve Steven Jay Schneider tarafından derlenmiş olan dev eser – İzettin Önder
İzzettin Önder – Cumhuriyet (8 Kasım 2005)
İçeride, iki bayramı ve YÖK’ün kuruluş gününü geride bıraktık. Önümüzde 2006 Bütçesi ve 9 Kasım’da kopacak kıyamet var. Dış dünyada, Paris yanıyor; Bush , Pan-Amerika serbest ticaret ilkesini zorlayarak, yeni başarı ufuklarına(!) yelken açıyor. Bu konular konjonktürel değil, kroniktir ve tartışmak için çok zamanımız var. Bugün, izninizle, bayram havasını sürdürerek, başka bir dünyada gezinti yapmak ve bir yapıtı tanıtmak istiyorum.
Belki, Alfred Hitchcock ‘un ünlü ”Psycho” filmini ya da Victor Fleming ile George Cukor ‘un yönetmenliğini yaptığı, 1939 yapımı ”Rüzgâr Gibi Geçti” filmini göremediniz. Belki de ünlü yönetmen Akira Kurosawa ‘nın 1950 yapımı ”Rashomon” filmini veya Orson Welles ‘in 1941 yapımı ”Yurttaş Kane”in i gördünüz ve şimdilerde hayalinizde nostalji yaşıyorsunuzdur. Yılmaz Güney ‘in tutuklu olduğu dönemde yazdığı senaryo üzerine, Şerif Gören ‘in 1982 yapımı ve birçok ödül almış olan ”Yol” filmini belki de görme şansınız hiç olmadı. Bunları ve daha bunlar gibi 1001 adet ünlü filmi, senaryoları ve ünlülerin yorumu ile şimdi bize sunan bir eser olsa ne iyi olur, diye düşünüyorsunuzdur!
Sinema günleri hariç, en sıklıkla, haftada bir defa sinemaya giden bir birey, 1001 adet filmi ancak 20 yıllık bir sürede izleyebilir, o da her film için ünlü bir eleştirmenin yorumunu alamadan. Şimdi bir şansımız var; ”Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film” adlı, 58 yazar tarafından yazılmış ve Steven Jay Schneider tarafından derlenmiş olan dev eser, Belma Baş ‘ın editörlüğü altında Türkçeye kazandırılmış bulunmaktadır.(*)
Artık sıcak koltuğumuzda, içinde bulunduğumuz atmosfere göre ”Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film” den birini yaşama olanağımız var. Eserde, belgeselden maceraya, müzikalden polisiyeye, özenle seçilmiş ve konularına göre 24 başlık altında tasnif edilmiş 1001 film, konusu ve ünlü eleştirmenlerin yorumu ile verilmiş. Eser Türkçeye çevrilirken ”Yol” filmi de eklenmiş. Böylece, geçmişte görmüş olduğumuz harika filmlerin ya da çok görmek istediğimiz halde, bir türlü görme şansını yakalayamadığımız filmlerin hikâyelerini çok akıcı bir dilde yazılmış metinlerde okuyabilme şansına sahibiz artık.
Örneğin, 1925 yapımı ”Altına Hücum” filmiyle ilgili şu açıklama, ”19. yüzyıl öncülerinin tarihi açlık dehşeti, Charlie ve ortağı Koca Jim’in kar altında mahsur kalıp kurt gibi acıktığı sekansa esin kaynağı olmuştur. Charlie bir gurmenin afra tafrasıyla postalını pişirir. Açlık başına vuran Big Jim belli aralıklarla Charlie’yi tam fırınlanacak bir piliç olarak görür. Hem bu zahmetli hileyi tamamen kamerada çözmek zorunda olan kameramanın hem de bir kuşun davranışlarını büyüleyici bir şekilde canlandırmayı başaran Chaplin’in büyük zaferi!” ; ya da 1953 yapımı ”Erkekler Sarışınları Sever” filmiyle ilgili şu satırlar, ”Russell’ın canlandırdığı karakter edepsizlik ve pratikliği bir arada barındırıyor. Monroe ; ustaca bir manipülasyonla süslenmiş şuh bir erotizmle çocuksu masumiyetin etkili bir karışımı. Komedi unsuru, Dorothy’nin mahkemede cüretkârca Lorelei’yi taklit ettiği rol değişimiyle doruğa ulaşıyor” ; veya 1983 yapımı, ünlü Japon yönetmen Imamura ‘nın ölümsüz ”Narayama Türküsü” filmine ait satırlar, ”Bu tuhaf film, 19. yüzyıl Japonya’sında, medeniyetten uzak, dağlık bir bölgede saklı kalmış bir köy halkının yaşamlarını ve ölümlerini anlatır. 70 yaşına gelen her köylünün, erkek akrabalarından birinin sırtında, engebeli bir dağ patikasından, Narayama’daki mezar alanına taşınması ve orada ölüme terk edilmesi gerekir” ; yahut 1982 yapımı ”Yol” filmiyle ilgili, ”Yol’un çekim öyküsü neredeyse filmin kendisi kadar ilgi çekici. Film, o sıralarda hapiste olan Yılmaz Güney’in hücresinde yazdığı ayrıntılı senaryoya ve talimatlara göre asistanı Şerif Gören tarafından çekildi. Güney daha sonra hapisten kaçarak montaja ve yapım sonrası işlemlerine nezaret etti. Yol, Cannes Film Festivali’nde büyük ödülü kazandı ve dünyanın dikkatini Türkiye’deki cunta yönetimi sırasında siyasi tutukluların uğradığı insan hakları ihlallerine çekti” gibi açıklamalar, hafızamızda hoş çağrışımlar yapmaz mı!
Sanat değeri yüksek olan filmlerin zamanı geçmeyeceğine göre 1001 seçilmiş film ve Yol’un anlatıldığı ve eleştirilerinin verildiği 960 sayfalık bu dev eser de zamana meydan okurcasına, modası geçmeyecek bir kaynak olarak kütüphanelerimizdeki nadide yerini korumaya adaydır. Bu dev eseri Türkçeye kazandıranlara teşekkürler!
(*) Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film, Caretta Reklam ve Halkla İlişkiler Tic. Ltd. Şti. Tlf: 0212 231 29 43.