Eğitim sisteminin temel taşı konumda bulunan öğretmenler, “Öğretmenler Günü”nü yoksulluk sınırının hayli altında kalan ücretleri ile bir kere daha buruk ve hüzünlü bir şekilde geçiriyor. Eğitim Sen, Avrupa Birliği AB üyesi İspanya, Danimarka, Almanya, İrlanda, Portekiz, İsveç, Hollanda Yunanistan, Türkiye’de öğretmenlerin yıllık toplam çalışma saatleri, yıllık ücretleri ve saat başına aldıkları ücret ile ilgili olarak […]
Eğitim sisteminin temel taşı konumda bulunan öğretmenler, “Öğretmenler Günü”nü yoksulluk sınırının hayli altında kalan ücretleri ile bir kere daha buruk ve hüzünlü bir şekilde geçiriyor.
Eğitim Sen, Avrupa Birliği AB üyesi İspanya, Danimarka, Almanya, İrlanda, Portekiz, İsveç, Hollanda Yunanistan, Türkiye’de öğretmenlerin yıllık toplam çalışma saatleri, yıllık ücretleri ve saat başına aldıkları ücret ile ilgili olarak araştırma yaptı.
TÜRKİYE ÖĞRETMENLERİ EN ÇOK ÇALIŞTIRAN ÜLKE
Araştırma, 9 AB ülkesi arasında öğretmenler açısından en uzun çalışma saatlerine sahip ülkenin 1816 saat ile Türkiye, en az çalıştıran ülkenin ise 915 saatle İrlanda olduğunu ortaya koydu. Öğretmenler İspanya’da 1425 saat, Portekiz’de 1526 saat, Hollanda’da 1659 saat, Danimarka’da 1680 saat, Almanya’da 1708 saat, Yunanistan’da 1762 saat, İsveç’te 1800 saat çalışıyor.
İLKOKULDA EN YÜKSEK MAAŞI ALMANYA VERİYOR
İlköğretim okullarında ve devlet liselerinde göreve yeni başlamış ve 15 yıl görev yapmış öğretmenlerin yıllık toplam maaşları karşılaştırıldığında, en yüksek öğretmen maaşının Almanya’da en düşük maaşın ise Türkiye’de ödendiği belirlendi. Almanya’da göreve yeni başlayan bir ilkokul öğretmeni yılda 38 bin 412 dolar gelir elde ediyor. Bu rakam, Yunanistan’da 20 bin 86 dolara çıkarken, Türkiye’de 6 bin 358 dolarda kalıyor.
Almanya’da 16 yıl ilköğretimde görev yapan bir eğitim çalışanının yıllık geliri 46 bin 459, Yunanistan’da 24 bin 668 dolar iken, Türkiye’de 7 bin 191 doları zor buluyor.
Araştırmaya göre, devlet liselerinde göreve yeni başlamış bir eğitmen Almanya’da yılda toplam 43 bin 100, Yunanistan’da 20 bin 83, Türkiye’de ise 6 bin 7 dolar kazanıyor. On beş yıllık deneyimi olan bir lisese öğretmeninin ise Almanya’da 52 bin 839, Yunanistan’da 24 bin 686 dolar olan yıllık kazancı Türkiye’de sadece 7 bin 343dolarda kalıyor.
ÖĞRETMENİN SAAT BAŞI ÜCRETİ 4.45 DOLAR
Araştırmada öğretmenlerin saat başına aldıkları ücrette dolar bazında hesaplandı. Buna göre, İrlanda’da ilköğretimde göreve yeni başlamış bir öğretmenin saat ücreti 24.8, İsveç’te 12, Yunanistan’da 11.4, Türkiye’de ise 4.45 dolar düzeyinde bulunuyor. İlköğretimde 15 yıl hizmet vermiş bir öğretmense İrlanda’da saat başına 40.2, İsveç’te 14.3, Yunanistan’da 14, Türkiye’de ise sadece 4.95 dolar alıyor.
Devlet liselerinde göreve yeni başlamış bir öğretmenin İrlanda’da bir saatlik hizmetinin karşılığında eline geçen para 26, Almanya’da 25, İsveç’te 12.8, Yunanistan’da 11.4 dolar olarak hesaplandı. Bu rakam Türkiye’de 4.6 dolara düşüyor. Aynı alanda 15 yıllık deneyimi bulunan bir öğretmen ise; İrlanda’da saatte 40.6, Almanya’da 31, Hollanda’da 29.5, Yunanistan’da 14, Türkiye’de ise yalnızca 5.06 dolar kazanıyor.
KUTLANACAK GÜN GÖREMEYİNCE, TALEPLERİNİ HAYKIRACAKLAR
Türkiye’de 24 Kasım günü, 12 Eylül Anayasasına göre Öğretmenler Günü olarak adlandırılıyor.
Türkiye’de Eğitim-Sen’e üye öğretmenler ise,sadece adı olan bu Öğretmenler Günü’nü kutlamak yerine, “yoksullaşmak sürecine dur” demek için alanlara çıkacak.
Eğitim Sen Eylem Takvimi
# 24 Kasım 2005 Perşembe günü İstanbul’dan Ankara’ya binlerce eğitim ve bilim emekçisinin katılacağı yürüyüş,
# 25 Kasım 2005 Cuma günü Türkiye genelinde eğitim ve bilim hizmeti üretmeme sevk alarak gerçekleştirilecek ve alanlara çıkılacaktır,
# 26 Kasım 2005 Cumartesi günü Türkiye’nin dört bir yanından gelen eğitim ve bilim emekçileri Ankara’da eğitimcilerin büyük buluşmasını gerçekleştireceklerdir.
Türkiye’de eğitim emekçilerinin yıllardır, ciddi ekonomik ve sosyal sorunlar ile yaşamaya çalıştığı bilinen bir gerçektir. Eğitim emekçilerinin ekonomik, özlük ve demokratik sorunları her yıl birikerek büyümektedir. Ekonomik açıdan çökertilen öğretmenler, memur ve hizmetliler geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda kalmaktadır.
Eğitim Sen, eğitim işkolunda çalışan eğitim ve bilim emekçilerinin sorunlarının, ülkenin genel sorunlarından ayrı ve bağımsız olmadığını düşünmektedir. Eğitimin ve eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunların çözülebilmesi için gerekli olan ekonomik koşulların düzeltilmesi yanında, demokratikleşme yönünde de acil adımların atılması gerekmektedir.
Dünyanın pek çok ülkesinde eğitim, tüm insanlar için temel bir hak olarak kabul edilmektedir. Devlet, tüm yurttaşlarına ayrım gözetmeksizin eşit ve parasız olarak eğitim olanağı sağlamak zorundadır. İnsan gelişiminin tüm yönleri ile olanaklı kılınması için eğitimin birincil amaç olarak algılanması gerekir. Yasalarla tanınmış olsun yada olmasın tüm insanların sahip olduğu eğitim hakkı, pratikte bireylere bu hak tanınmadığı veya bireyler bu haklarının farkında olmadığı zaman ortadan kalkmaz.
Herkes için temel bir insan hakkı olarak kabul edilen eğitim hakkı, bugünün Türkiye’sinde sadece ekonomik gücü olanların yararlanabildiği bir fırsat haline getirilmiştir. Eğitim Sen, eğitimin bir insan hakkı olduğu gerçeğinden hareketle, herkese eşit ve parasız eğitim talebini ısrarla savunmaktadır.
Hükümetler yıllardır uygulamaya koydukları neoliberal politikalarla, halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin ekonomik, sosyal, demokratik taleplerin görmezlikten gelmiştir.
DTÖ, DB, IMF üzerinden yürütülen politikalar derin ekonomik, sosyal ve siyasal tahribatlar yaratmıştır.
Bu sermaye örgütlerinin girdiği her ülke sürekli krizlerle yüz yüze kalmış, ekonomik, sosyal ve siyasal yönden çökertilmişlerdir.
Diğer yandan ülkemizde, 1996 yılında Susurluk’ta yaşanan kamyon kazasında ortaya çıkan kirli ilişkiler, bugün de Şemdinli’de bir başka biçimde kendini ele vermiştir. Şemdinli’de yaşananlar sendikamızın sürdürdüğü “Demokratik Türkiye” mücadelesinin ne denli yerinde ve haklı olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Barışın egemen ve kalıcı olması konusunda yürüttüğümüz mücadele; silahların susmasına, anaların ağlamamasına, ölümlerin son bulmasına hizmet edeceği gibi, savaş araçlarına yatırımı da engelleyecektir.
Hükümet sermaye temsilcileriyle birlikte AB müzakerelerini görüşürken; sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin ve halkın taleplerini görmezlikten gelmektedir. 35 başlık altında tartışmaya açılan konular toplumsal tüm kesimleri yakından ilgilendirmektedir.
Eğitim Sen;özgürlükler önünde engel teşkil eden ve yasaklar manzumesi olan 12 Eylül ürünü Anayasa’nın yürürlükten kaldırılmasını, özgürlükçü, demokratik, insanı merkeze koyan bir Anayasa’nın hazırlanmasını, 4688 sayılı kamu görevlileri sendika yasası yerine, Grev ve Toplu Sözleşme Hakkı olan, özgürlükçü bir sendika yasası için mücadele yürütmektedir.
Eğitim Sen;olumsuz koşullarda ve fazla çalıştırmayı esas alan çalışma yasaları yerine, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, haftada 40 saat çalışanların çalışma saatlerinin 35 saate indirilmesini esas alan bir düzenleme yapılması için mücadele yürütmektedir.
Eğitim Sen; kamu mallarının piyasalaştırılmasına, çalışanların güvencesiz çalıştırılmasına karşı, kamusal alanın genişletilmesini, toplumsallaştırılmasını ve demokratikleştirilmesini, kadrolu çalıştırmanın esas alınmasını, eğitimin kamusal ve evrensel bir hak olduğundan hareketle, okullarda parasız ve nitelikli olması için mücadele yürütmektedir.
Eğitim Sen;bütçenin rantiyeye, fa
ize, silahlanmaya değil, eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe ayrılması ve bu payın arttırılması için mücadele yürütmektedir.
Eğitim Sen; Öğretmen açıklarının kadro dışı (Sözleşmeli) öğretmen çalıştırılarak kapatılmasının değil, kadrolu çalıştırmanın, ikili değil tekli eğitimin, 60 öğrencili değil 24 öğrencili sınıfların oluşturulması ve nitelikli, bilimsel eğitim verilmesi için mücadele yürütmektedir.
Eğitim Sen; TÖS’den TÖB-Der’den, Eğit-Der’den, Eğitim İş ve Eğit-Sen’den devralmış olduğu Türkiye’yi aydınlatma ve geleceğe taşıma görevini, “Örgütlü Toplum, Demokratik Türkiye, İnsanca Yaşam” mücadelesiyle kesintisiz sürdürecektir.