Kocaeli KESK Şubeler Platformu, Şemdinli de ki kontrgerilla faaliyetlerini protesto eden ve faillerinin derhal yakalanmasını isteyen bir basın açıklaması yaptı. Bugün saat 12:30 da BES Kocaeli Şubesi’nde yapılan basın açıklamasını KESK Kocaeli Dönem Sözcüsü ve BES Yönetim Kurulu üyesi Akın Şişman okudu. Basın açıklamasına KESK ve DİSK’e bağlı sendikaların temsilcileri, Halkevleri, ESP ve Emep de […]
Kocaeli KESK Şubeler Platformu, Şemdinli de ki kontrgerilla faaliyetlerini protesto eden ve faillerinin derhal yakalanmasını isteyen bir basın açıklaması yaptı.
Bugün saat 12:30 da BES Kocaeli Şubesi’nde yapılan basın açıklamasını KESK Kocaeli Dönem Sözcüsü ve BES Yönetim Kurulu üyesi Akın Şişman okudu.
Basın açıklamasına KESK ve DİSK’e bağlı sendikaların temsilcileri, Halkevleri, ESP ve Emep de destek verdi.
Basın açıklamasının tam metni:
Bugün bütün toplum, Susurluk kazasından tam dokuz yıl sonra yeniden karanlık ilişkilerle ve bilinmezlerle dolu bir yumağın çözülmesini bekliyor. Son günlerde başta doğu, güneydoğu bölgesinde olmak üzere ülkemizin çeşitli yerlerinde yaşanan saldırı ve bombalama olayları bütün toplumda derin kaygılara yol açıyor. Bu olaylar yumağı içinde kimi devlet görevlilerinin isminin geçmesi, kiminin “suçüstü” yakalanması kiminin de hala açıklığa kavuşmamış olması, toplumun geniş kesimlerinde devlete ve demokratik geleceğe olan güveni ciddi ölçüde zedelemektedir.
KESK olarak bu güne kadar toplumun ve üyelerimizin sadece ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarıyla sınırlı mücadele yürütmedik. Her zaman toplumun demokratik sorunlarına karşı duyarlı davrandık ve demokrasi mücadelesini, ekonomik, ve sosyal mücadelenin bir parçası olarak gördük. Dahası bu konularda mücadelenin geliştirilmesinin ve yeni kazanımlara ulaşmanın biricik yolunun demokratik yaşamı geliştirmek ve güçlendirmekten geçtiğinin bilinciyle davrandık. Bu nedenle bizler bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da her zaman ve her koşulda demokratik yaşam mücadelesinin içinde bütün güçümüzle yer almaya devam edeceğiz. İnsanca çalışma ve yaşama mücadelesi ancak demokratik ortam altında verildiğinde kalıcı başarıya ulaşma şansını yakalayabilir.
Adını nasıl koyarsak koyalım çeşitli devlet olanak ve ilişkilerini kullanarak anayasal ve yasal zeminler dışında ilişkiler ve kurumlar geliştirmek demokratik toplumlarda görülmeyen ve olmaması gereken bir durumdur. Halkın söz ve karar süreçlerinde etkin biçimde yer aldığı demokratik yaşamda, halkla idare arasına girmeye çalışan , toplumsal ilişkilere yabancı hiçbir olayın yeri olamaz. zaten oldukça sorunlu ve zaaflı olan devlet yurttaş ilişkisi ve demokratik yaşam bu ilişkilerle tamamen tahrip edilmektedir.Bu konudaki tartışmaların ve iddiaların ardı-arkası kesilmiyor. Çeşitli zamanlarda bu yasadışı ilişki, ve davranışların üzerine gitmek, deşifre etmek ve tasfiye etmek için yakalanan fırsatlar iyi değerlendirilmemiş aksine örtbas edilmeye çalışılmış, bunda da başarılı olunmuştur.Bu kez bu vahim olay doğru değerlendirilmelidir.Tüm emek ve demokrasi güçleri ve bütün toplum bu noktada duyarlı davranmak durumundadır.
Bu açıdan yaklaşıldığında son dönemde yaşanan olaylar bütün toplum gibi bizde de derin bir kaygı uyandırmaktadır. Demokratik yaşama kast edenlerin ilişkiler ağı hangi kişi yada kuruma kadar uzanıyorsa oraya kadar izlerini sürmek, suçluların yargı önüne çıkmasını sağlamak gerekmektedir. Bizler, bu olayın sulandırılmasına, ötelenmesine, unutturulmasına, yönlendirilmesine, karartılmasına asla izin vermeyeceğiz. Açıklamalarla, değişik yöntemlerle yargıyı baskı altına almaya, faillerin kimliğine göre çoklu hukuk normları yaratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Her türden toplumsal sorunun demokratik zeminlerde çözümünün önünü açmak için demokrasi havariliği yapan AKP Hükümeti, devlet içindeki bu yasadışı ilişkilerin ve davranışların tasfiyesini gerçekleştirmek durumundadır.
Şemdinli halkının devlet içindeki kirli ilişkilerin açığa çıkarılması, bu ilişkilerin deşifre edilmesi ve delillerin karartılmasına karşı vermiş olduğu mücadele anlamlı bir mücadeledir. Eylem planlarını, infaz listelerini, bombalarını, krokilerini, haritalarını, gerçek kimliklerini yanlarına alıp, jandarma istihbaratına kayıtlı olduğu söylenen araçlarına atlayıp, elini kolunu sallayarak katliam yapmaya kalkışan kontrgerillacıları Şemdinli Halkı bu kez suçüstü yakalamıştır. Bu aşırı kendine güvenin nedenleri üzerine çeşitli senaryolar üretilebilir ve yorumlar yapılabilir ancak şurası kesin ki, bu pisliklerin ortaya çıkmasını sağlayan temel faktör bir trafik kazası değil, Şemdinli halkının kendine güveniydi. Ve bu güven sayesinde Susurluk’taki aracın bagajından alındığı söylenen silahlar, evrak çantaları ve daha birçok delil şimdilik “karartılamadı”. Başta AKP hükümeti olmak üzere, bütün parlamento Şemdinli Halkının deşifre ettiği bu kirli ilişkileri açığa çıkarmak zorundadır. Toplum, bir kez daha Susurluk soruşturmasının, araştırmasının ve davasının sonuçlarıyla karşılaşmak istemiyor. Çünkü bütün toplumun geleceği bu ilişkilerin her yönüyle açığa çıkmasına ve cezalandırılmasına bağlıdır.
Tüm toplumu; bu olayın gerçek sorumlularının açığa çıkarılıp yargılanana kadar olayın takipçisi olmaya, demokratik bir ortamda kardeşçe yaşam için ısrarcı olmaya davet ediyoruz.
Haber: Sendika.Org