Dayanışmaevleri, 30 Eylül’de Eminönü İş-Kur’un önünde başlattığı “Ne işsiz ne güvencesiz-Bu düzende iş yok!” başlıklı kampanyasını 27 Kasım’da yaptığı eylemle sona erdirdi. 27 Kasım’da öğlen saatlerinde Beyoğlu Mis Sokak’ta bir araya gelen Dayanışmaevleri, buradan itibaren oluşturdukları işsiz zincirini Tepebaşı’ndaki TÜSİAD binasına kadar sürdürdüler. “Dayanışmaevleri” ve “Bu düzende iş yok” yazılı önlükleri ve ellerinde dövizleriyle tek […]
Dayanışmaevleri, 30 Eylül’de Eminönü İş-Kur’un önünde başlattığı “Ne işsiz ne güvencesiz-Bu düzende iş yok!” başlıklı kampanyasını 27 Kasım’da yaptığı eylemle sona erdirdi.
27 Kasım’da öğlen saatlerinde Beyoğlu Mis Sokak’ta bir araya gelen Dayanışmaevleri, buradan itibaren oluşturdukları işsiz zincirini Tepebaşı’ndaki TÜSİAD binasına kadar sürdürdüler. “Dayanışmaevleri” ve “Bu düzende iş yok” yazılı önlükleri ve ellerinde dövizleriyle tek sıra halinde yürüyen Dayanışmaevleri, yürüyüş boyunca sık sık “İşsiz çok! Yoksul çok! Bu düzende iş yok!” sloganını attılar. Alkışlar ve ıslıklarla devam eden yürüyüş, İstiklal Caddesi’ndeki Odakule’nin içinden geçilerek TÜSİAD binasının önünde bitirildi.
TÜSİAD önünde “Zenginliği biz üretiyoruz, yoksulluğu siz” yazılı pankart açılırken aynı zamanda binanın önüne de TÜSİAD’ın olmayan tabelası yerleştirildi. Tabelada “Türkiye Sömüren ve İşsizleştiren Adamlar Derneği” yazdığı görüldü.
Burada yapılan basın açıklamasını okuyan Dayanışmaevleri Derneği Okmeydanı Şube Başkanı Hüseyin Hançer “Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz çok şey var. Artık duymuyor, duysak da inanmıyoruz. Gazetelerden, televizyonlardan üzerimize boca edilen pembe hayaller bizleri kandıramıyor artık. Çok iyi biliyoruz ki; emeğinden başka satacak bir şeyi olmayanlar için bu ülke cehennemden farksızdır” dedi. Hançer, “zenginliği üreten biz olmamıza rağmen, yoksulluğu yaşayan da biz oluyoruz” derken konuşmasına şöyle devam etti: “Birilerinin hayatlarımızla ilgili almış olduğu kararların bedellerini ödemek istemiyoruz artık. TÜSİAD’çıları, IMF’yi, emperyalistleri memnun etmek adına yıllardır uygulanan programlar bizler için yıkımdan başka bir şey üretmedi. Bu ülkede 2.5 milyon insan açlık çekiyorsa bunun vebali bizlerde değildir. Yoksulluğu, işsizliği kim yarattıysa bedelini de onlar ödesin. Bizim için şu çok net; iş sağlamayan bir sistem meşru değildir.
Halkın gözünde meşruluğunu kaybeden sistem kurtuluşu da provokasyonlarda arıyor. Tarih boyunca sıkça karşılaştığımız gibi bugün de Şemdinli’de kontrgerilla operasyonlarıyla kendine yol açmaya çalışıyor. Devletin kendi içindeki bilek güreşinde harcanmaya çalışılan Türk ve Kürt halklarının ortak geleceğidir.
…
Bugün kampanyamızın son eylemi için TÜSİAD merkezine, yani yoksulluğumuzun, işsizliğimizin, bu cehennemi durumun asıl sorumlusu olan patronların mabedine geldik. Neden derseniz; tabii ki ödeyecekleri bedelleri hatırlatmak ve binalarına asmaktan çekindikleri tabelalarını onlara vermek için…
Bugün burada bir kampanyayı sonlandırıyoruz. Ancak aslında yola daha yeni çıkıyoruz. Bizler taleplerimizle birlikte benzer sıkıntılar yaşayanlarla buluşmak için kendimizi çeşitli eylem ve etkinliklerle ifade etmeye devam edeceğiz. Yola çıkan bu kervan yoluna devam edecek, ta ki çalışmak isteyen herkesin insanca ücretler karşılığında çalışabildiği, çalışma saatlerinin yaşamımızın tümünü kaplayacak kadar uzun olmadığı, çalışan herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip bulunduğu bir toplum yaratılana dek. İnsanca bir gelecek yolunda dayanışmayı büyütmek için yola çıkan herkese kolay gelsin!”
Eylem boyunca “Örgütlen, dayanış, güvenceli çalış”, “Tüpraş, Petkim, Seka İşsizliği Hatırla”, “Ücrete değil, servete vergi”, “Gücümüz var, işimiz yok”, “İş, ekmek, adalet” sloganları atılırken eyleme Demokratik Toplum Partisi (DTP) il yöneticileri de destek verdi.