Pablo Stefanoni, La Paz Anayasal Hakimler Kurulu (CT) 22 Eylül’de aldığı bir kararla Meclisin seçim yasasını, (Aralık genel seçim kararı bu yasaya dayanarak alınmıştı) her bölgeye düşen sandalye sayısının 2001 nüfus sayımına göre yeniden dağıtılmasına olanak sağlayacak biçimde değiştirmesini emredince, Bolivya’nın politik geleceği yeniden belirsizleşti. Aralık seçimlerinde Cumhurbaşkanı, başkan yardımcısı, senatör ve milletvekilleri ve bölge […]
Pablo Stefanoni, La Paz
Anayasal Hakimler Kurulu (CT) 22 Eylül’de aldığı bir kararla Meclisin seçim yasasını, (Aralık genel seçim kararı bu yasaya dayanarak alınmıştı) her bölgeye düşen sandalye sayısının 2001 nüfus sayımına göre yeniden dağıtılmasına olanak sağlayacak biçimde değiştirmesini emredince, Bolivya’nın politik geleceği yeniden belirsizleşti.
Aralık seçimlerinde Cumhurbaşkanı, başkan yardımcısı, senatör ve milletvekilleri ve bölge başkanları seçilecek. Temsilciler 130 üyeli meclise nispi temsil ve baraj karması bir sistemle seçiliyor. Senato’da ise Bolivya’nın dokuz idari bölgesinin her birinden üç temsilci seçiliyor. Bu sistem hem Mecliste hem de Senatoda kalabalık bölgelere karşı az nüfuslu bölgelere ayrıcalık tanıyor.
CT’nin kararı ülkenin doğusunda, son yıllarda iç göçmenlerin akımına uğrayan Santa Cruz de la Sierra’ya dört sandalye kazandıracak. Orta Bolivya’da Cochabamba iki sandalye kazanabilir.
Ama asıl kaybedenler dağlık bölgelerde Patos ve Oruro ve son yıllarda bu yerlerden daha iyi çalışma ve yaşama koşulları arayanların akımına uğrayan Başkent La Paz olacak.
Aynı zamanda, Haziran’da erken seçimi istemeye istemeye kabul etmek zorunda kalan birçok milletvekili şimdi CT’nin kararından ve halk hareketlerinin durgunlaşmasından yararlanarak 2007 yılına kadar sandalyelerini bırakmak istemiyor.
Geleneksel iktidar partileri – Geçen yıl halk oyalanması sırasında ABD’ye kaçan eski Cumhurbaşkanı Gonzalo Sanchez’in Washington’dan idare ettiği Devrimci Ulusal Hareket [Revolutionary Nationalist Movement (MNR) partisi dahil] – mecliste çoğunlukta ama son günlerde yapılan bir kamu yoklamasına göre Aralık seçimlerini kazanma şansları yok.
Kamu yoklamasına göre, koka üreticilerin (cocaleros) lideri ve sol kanat partisi Sosyalizme Doğru Hareket (Movimiento al Socialismo – MAS) adayı Evo Morales önde gidiyor.
Morales’in hemen ardından ABD’nin yakın dostu eski cumhurbaşkanlarından Jorge Quiroga geliyor.
Cumhurbaşkanı yarışında üçüncü aday, çimento fabrikası patronu ve Bolivya’da BurgerKing lokantalarının sahibi Samuel Medina ama son haftalarda destek kaybetmeye başladı.
Sandalyelerin yeniden dağılımı büyük olasılıkla Morales’i olumsuz etkileyecek, Jorge Quiroga ve Samuel Medina’ya yarayacak. Quiroga ve Medina geleneksel olarak sağ kanat politikacıların daha başarılı olduğu aşağı bölgelerde daha çok oy toplayacak.
MAS başkan yardımcısı adayı Alvaro Garcia Linera, “Açıkça belli, iktidarı kaybetmek istemeyen tutucu güçler var ve bunlar bir komploya katılabilir” diyor.
Bolivya’nın popüler basını bile MNR’nin Senato Başkanı Sandro Giordano’yu bir adli hile ile iktidara getirmeye çalıştığını yazıyor. Son yılların beşinci başkanı Eduardo Rodriguez Veltze’nin, Ocak 2006’dan sonra görevinden ayrılma sözü verdiği halde, 2007 yılına kadar makamında kalacağı da iddia ediliyor.
Sağ kanat parça parça olmuşken sol, Morales’in adaylığını desteklemede birleşmiş durumda. Bolivya İşçi Merkezi (COB) başkanı Jaime Solares’in Bolivya Tarım İşçileri Sendikası genel sekreteri Felipe Quispe’nin adaylığı için destek sağlama çabaları, Quispe’nin kendi grubu Pachacuti Yerli Hareketi’nin (MIP) kalesi La Paz’da % 2’den fazla destek görmeyince başarısızlığa uğradı.
ABD eğitimli Quiroga’nın elindeki kuvvetli koz, Morales’in seçimi kazanabileceği korkusu. Önceden bir maden şirketinin yöneticisi olan Quiroga ABD tipi seçim kampanyasında belirli bir politika veya öneri açıklamıyor, sadece rakiplerin olumsuz reklamını yapıyor.
Quiroga’nın partisi Podemos’un sözcüsü Hernan Terrazas MAS’ın yerli halkın “kutsal yaprağı” (koka) üretiminin suç sayılmaması önerisine değinerek alenen, “Eğer MAS kazanırsa, Bolivya koskocaman bir kokain fabrikasına dönüştürülecek” dedi. Benzer bazı açıklamalar medyanın Morales’i “narko-adayı” diye suçlamasına neden oldu.
Bolivya’nın yüksek kapitalist seçkinleri Morales başkanlık sarayı Palacio Quemado’ya yerleşirse “Chavista” (Venezüella Başkanı Chavez) yöntemlerinin başlayacağından korkuyor. ABD elçiliği de aynı kaygıları taşıyor. Bununla beraber ABD elçisi, 2002 seçimlerinde o zamanki elçi Manuel Rocha’nın konuşmalarının Morales’in solun anti-emperyalist lideri olarak yükselmesine katkısından dolayı, dikkat çekmekten kaçınıyor.
Öte yandan bazı kapitalist seçkinler Morales’in zaferinin ülkedeki kronik politik istikrarsızlığı sona erdireceğine ve 1980 yılında yüksek enflasyon krizinde olduğu gibi Morales hükümetinin ekonomi politikasının halkın desteğini kaybedeceğini, bu şekilde neo-liberal serbest pazar gündeminin, işçi ve köylü ayaklanmaları olmadan, geri geleceğini umuyor.
MAS’ın 12 Ekim’de kalabalık bir mitingde açıkladığı seçim platformu önerilerini “10 Emir” (Ten commandments) de birleştirdi. Ekonomik programın odak noktası özelleştirilmiş doğal kaynakları, özellikle doğal gazı tekrar devlet kontrolüne almak ve “ülkeyi yeniden kuracak” olan kurucu meclisi toplamak.
2 Kasım
[Green Left Weekly’den Latinbilgi.Net tarafından çevrilmiştir]