Zenginin de yoksulun da aynı oranda ödeme yaptığı dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı Türkiye’de yüzde 49.5’i buluyor. Bu oranla Türkiye, Meksika’nın hemen ardından en adaletsiz vergi yarışında OECD’de liderliğe oynuyor. Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) içinde en adaletsiz vergi sayılan dolaylı vergilerde, Meksika ile birlikte liderliğe oynuyor. Yerel yönetimlerin vergi payları […]
Zenginin de yoksulun da aynı oranda ödeme yaptığı dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı Türkiye’de yüzde 49.5’i buluyor. Bu oranla Türkiye, Meksika’nın hemen ardından en adaletsiz vergi yarışında OECD’de liderliğe oynuyor.
Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) içinde en adaletsiz vergi sayılan dolaylı vergilerde, Meksika ile birlikte liderliğe oynuyor. Yerel yönetimlerin vergi payları ile sosyal güvenlik kesintilerini de dikkate alarak yapılan hesaplara göre, Türkiye’deki vergi yükünün GSYİH içindeki payı da OECD ülkelerine oranla sürekli artıyor.
ANKA’nın OECD’nin Ekim 2005’te yayımladığı 1965-2003 dönemini kapsayan Vergi Gelirleri Eğilimleri Raporu’ndan derlediği verilere göre, Türkiye, en adaletsiz vergi olarak nitelendirilen dolaylı vergilerin toplam vergiler içinde payının yüksekliğiyle de OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra ikinci sırada bulunuyor. Mal ve hizmetlerden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı Meksika’da yüzde 52.5 iken Türkiye’de bu oran yüzde 49.5’u buluyor. Bir başka deyişle, zengini de fakiri de dolaylı vergileri aynı oranda paylaşıyor ve bu kalem vergi gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Mal ve hizmetlerden alınan vergilerin ulusal gelirdeki payı 1985 yılında yüzde 5.6 düzeyinde bulunurken 2000’de yüzde 13.6’ya, 2002’de yüzde 14.6’ya, 2003’te yüzde 16.2’ye yükseldi.
Buna karşılık Türkiye, gelir ve kazançlardan alınan vergilerin toplam vergiler içindeki payı açısından 30 ülke içinde en düşük vergi alan beşinci, mülkiyet üzerinden alınan vergilerin payında 20’nci ülke durumunda bulunuyor. Kurumlar vergisinin ulusal gelir içindeki payı 2003’te yüzde 2.6 düzeyinde bulunan Türkiye, yüzde 3.4 olan OECD ortalamasının da altında kalıyor.
Aynı rapora göre Türkiye’deki vergi gelirlerinin ulusal gelir içindeki payında son yıllarda ciddi artış oldu. Buna göre, 1975 yılında yüzde 16 olan toplam vergilerin ulusal gelir içindeki payı 1985’te yüzde 15.4’e düşerken sonra yeniden tırmanışa geçti. Bu oran, 1990’da yüzde 20’ye, 1995’te yüzde 22.6’ya, 2000’de yüzde 32.3’e, 2002’de yüzde 31.1’e, 2003’te de yüzde 32.8’e çıktı.
Türkiye’de bu seyir devam ederken OECD ülkelerindeki vergi yükünde gözlenen düşüş eğilimi de 2003 yılında yavaşlayarak yüzde 36.4’ten yüzde 36.3’e düştü. 15 OECD ülkesinde vergi oranları düşerken 12 ülkede yükseldi. En yüksek vergi oranı düşüşü ulusal gelirin yüzde 1.9’uyla Slovakya’da görüldü. Vergi oranlarının en dik şekilde yükseldiği ülke de 1.7 puanla Türkiye oldu.