Türkiye’de çocukların yüzde 29’u, 17-65 yaş arasındakilerin yüzde 16’sı, 65 yaşın üzerindeki yaşlıların yüzde 14’ü yoksul. Dünya Bankası’nın raporuna göre Türkiye’de nüfusun yüzde 20’si günlük 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde. Günde 4.30 dolarlık gelire sahip olanların oranı ise yüzde 58’e kadar çıkmış durumda Dünya Bankası’nın raporuna göre Türkiye’de nüfusun yüzde 20’si günlük 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde […]
Türkiye’de çocukların yüzde 29’u, 17-65 yaş arasındakilerin yüzde 16’sı, 65 yaşın üzerindeki yaşlıların yüzde 14’ü yoksul.
Dünya Bankası’nın raporuna göre Türkiye’de nüfusun yüzde 20’si günlük 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde. Günde 4.30 dolarlık gelire sahip olanların oranı ise yüzde 58’e kadar çıkmış durumda
Dünya Bankası’nın raporuna göre Türkiye’de nüfusun yüzde 20’si günlük 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde yaşıyor. Yoksulluğa karşı kırılganlık ölçümü için kullanılan günlük 4.30 dolarlık kritere göre ise nüfusun yüzde 58’i yoksuluğa karşı kırılgan bulunuyor. Raporda, Doğu Avrupa ve eski Sovyetler Birliği ülkeleriyle yapılan karşılaştırmada Türkiye’nin orta düzeyde yoksulluğa sahip olduğu belirtildi. Dünya Bankası’nın, geçen hafta açıkladığı bir raporda Doğu Avrupa ve eski Sovyetler Birliği’nde 1998-2003 yılları arasındaki yoksulluk ve eşitsizliklerin gelişimi üzerinde büyümenin etkileri incelendi. Türkiye de raporda Kolombiya ve Vietnam’la birlikte söz konusu ülkelerle karşılaştırılan ülke olarak yer aldı. Raporda, Türkiye’nin ılımlı yoksulluğa sahip olduğu belirtildi.
Satın alma gücüne göre Türkiye için de veri üretilirken, günlük 2.15 dolarlık ölçümle mutlak maddi yoksunluk ve 4-4.30 dolarlık ölçümle de yoksulluğa karşı kırılganlık düzeyleri ortaya konuldu. Raporda yer alan temel yoksulluk ve eşitsizlik değerlerine göre satın alma gücü temelinde günlük kişi başına 2.15 dolarla yaşayan nüfus oranı Türkiye için yüzde 20 olarak belirtildi. Bu oran üzerinden yapılan yoksulluk derinliği değeri Türkiye için 6, yoksulluğun şiddeti de 2 olarak saptandı. Aynı hesaplama günlük 4.30 dolar üzerinden yapıldığında Türkiye’de nüfusun yüzde 58’inin yoksulluğa karşı kırılgan konumda bulunduğu, buna göre yoksulluğun derinliğinin 23 olduğu, yoksulluğun şiddetinin de 12 olduğu hesaplandı. Türkiye’de günlük 2.15 dolarla yaşayanların en yüksek olduğu bölge nüfusun yüzde 39’uyla Güneydoğu Anadolu olarak belirlendi. En düşük yoksulluk oranı ise yüzde 8’le Ege Bölgesi için hesaplandı. Ankara ve İstanbul için yüzde 8 olarak hesaplanan günlük 2.15 doların altında yaşayan nüfusun oranı bütün şehirler için yüzde 18, kırsal bölgeler için yüzde 24 olarak belirlendi. Günlük 4.30 dolar üzerinden yapılan yoksulluk hesaplamasına göre ise Türkiye’de Ankara, İstanbul ve bazı kırsal bölgeler için oranın yüzde 34, bütün şehirler için yüzde 52, kırsal alan için yüzde 67 olduğu kaydedildi. Sözkonusu kritere göre değerlendirildiğindeTürkiye’de yoksulluğun en yoğun olduğu bölge yüzde 77 ile Doğu Anadolu, en düşük olduğu bölge yine yüzde 41 oranıyla Ege olarak belirlendi.
Çocukluda oran yüksek
Raporda, Türkiye’deki çocukların yüzde 29’unun, 17-65 yaş arasındaki yetişkinlerin yüzde 16’sının, 65 yaşın üstündeki yaşlıların yüzde 14’ünün, erkeklerin yüzde 14’ünün, kadınların da yüzde 16’sının günlük 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde olduğu ifade edildi. Raporda, çocuk sayısına göre ailelerin yoksulluk düzeyleri de ortaya konuldu. Buna göre hiç çocuğu olmayan ailelerin yüzde 5’i, bir ya da iki çocuklu ailelerin yüzde 12’si, 3 çocuklu ailelerin yüzde 41’i 2.15 dolarlık yoksulluk sınırı içinde bulunuyor.
Çalışanlar da aynı koşulları paylaşıyor
Türkiye’de 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde olan her 100 kişiden 47’sini çocuklar, 49’unu yetişkinler, 4’ünü yaşlılar oluşturuyor. Yoksulların yarısının 3 çocuk sahibi olduğu, 100 yoksuldan 38’inin bir ya da iki çocuklu aile olduğu, 12’sinin de çocuğu olmayan ailelerden oluştuğu belirlendi. Eğitim durumuna göre ise her 100 yoksuldan 33’ünün ilkokulu bitirmediği, 60’ının ilkokul mezunu.
Türkiye’deki 2.15 dolarlık yoksulluk düzeyinde olan nüfusun yüzde 18’inin ücretli, yüzde 37’sinin serbest meslek sahibi, yüzde 1’inin işsiz, yüzde 2’sinin emekli, yüzde 4’ünün öğrenci, yüzde 39’unun ise aktif olmayan çalışma yaşında olan kişilerden oluştuğu belirlendi.
Satın alma gücüne göre oluşturulan tüketim kalıpları tablosuna göre Türkiye’de tüketimin yüzde 38.8’ini yiyecek, içki ve sigara tüketimi, yüzde 14.2’sini kamu hizmetleri, yüzde 12.9’unu ulaşım ve iletişim, yüzde 6.9’unu giyim, yüzde 6.3’ünü eğitim ve yüzde 4.6’sını mobilya harcamaları olarak gerçekleştiriliyor. Türkiye, karşılaştırma yapılan 24 ülke arasında Macaristan’dan sonra harcamalarının en az bölümünü gıdaya ayıran ülke olma özelliğiyle dikkat çekerken, eğitime yaptığı harcama açısından ise 9’uncu sırada geliyor.