Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından kapatılması istemiyle dosyası Ankara 2. İş Mahkemesi’ne gönderilen Eğitim Sen’in duruşması yarın yapılacak. Yargıtay’ın kararının ardından kapatmaya konu olan tüzük maddesini değiştiren sendika hakkındaki davanın konusuzluktan düşmesi bekleniyor. Sendika üyeleri de Gençlik Parkı’ndan davanın görüleceği Ankara Adliyesi’ne kadar yürüyecekler. Tüzüğünde ana dilde eğitimi savunduğu gerekçesiyle hakkında kapatma davası açılan Eğitim […]
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından kapatılması istemiyle dosyası Ankara 2. İş Mahkemesi’ne gönderilen Eğitim Sen’in duruşması yarın yapılacak. Yargıtay’ın kararının ardından kapatmaya konu olan tüzük maddesini değiştiren sendika hakkındaki davanın konusuzluktan düşmesi bekleniyor. Sendika üyeleri de Gençlik Parkı’ndan davanın görüleceği Ankara Adliyesi’ne kadar yürüyecekler.
Tüzüğünde ana dilde eğitimi savunduğu gerekçesiyle hakkında kapatma davası açılan Eğitim Sen hakkında sözü bir kez daha Ankara 2. İş Mahkemesi söyleyecek. Daha önce iki defa kapatma istemini reddeden mahkemenin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı ve Eğitim Sen’in tüzük değişikliğinin ardından vereceği karar merakla bekleniyor.
Dava, sendikanın ana dilde eğitimi savunduğu gerekçesiyle Genelkurmay Başkanlığı’nın istemi üzerine açıldı. Ankara 2. İş Mahkemesi’nin kapatma istemini reddetmesinin ardından dosya Yargıtay’a taşındı. Yargıtay’ın bozma kararından sonra tekrar aynı mahkemeye gelen dava ikinci defa reddedildi.
Savcılığın temyiz etmesi üzerine dosya bu defa Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na taşındı. Kurul, oybirliğiyle sendikanın kapatılması istemiyle dosyayı tekrar Ankara 2. İş Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak sendikanın bu arada kapatmaya konu olan tüzük maddesini değiştirmesi yeni bir hukuki durum oluşturdu. Tüzük değişikliğinin ardından davanın konusuzluktan ortadan kaldırılması bekleniyor.
Binlerce kişi Ankara’da
Uluslararası birçok kurumun, demokratik kitle örgütlerinin, diğer sendika yöneticilerinin de izlemesinin beklendiği dava için Eğitim Sen üyeleri Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelecekler. Sabah saatlerinde Gençlik Parkı’nın üst kapısı önünde toplanacak olan Eğitim Sen’liler buradan davanın görüleceği Ankara Adliyesi’ne kadar yürüyecekler.
Eğitim Emekçilerine Birlik Mesajı
Yarın görülecek Eğitim Sen davası öncesinde bir araya gelen eğitim emekçilerinin eski ve yeni kuşaktan önderleri, eski TÖBDER ve Eğit-Der Genel Başkanı Ali Bozkurt için düzenlenen gecede 100 yıllık eğitim örgütçülüğü mücadelesini tek yürek olarak, ayrılıklara izin vermeden sürdürecekleri mesajını verdiler.
Mülkiyeliler Birliği’nde Ali Bozkurt onuruna düzenlenen yemeğe CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü de katıldı. Eğitim Sen’in düzenlediği gecede, dört kuşaktan eski ve yeni örgüt yöneticisi bir araya geldi. Eğitim Sen’e uzanan eğitim emekçilerinin mücadelesini kuşaktan kuşağa aktaran önemli isimler sendikaya sahip çıkarken, Fakir Baykurt ve Gültekin Gazioğlu da anıldı. Duygusal anların da yaşandığı gecede yapılan konuşmalar ana hatlarıyla şöyle:
ALİ BOZKURT:
Öğretmen örgütlenmesinin tarihi 100 yılı buluyor. Öğretmenler çeşitli badirelerden geçtiler.Öğretmen örgütleri zaman oldu kapatıldı, zaman oldu temsilcileri hapislerde yattılar. Bugünlere geldik. Sivil yönetimler tarafından örgütlerin kapatıldığını görmedim. İhtilallerden sonra sıkıyönetim döneminde, DGM’lerde olurdu bunlar. Bugün bambaşka bir şey var. Son anda aklıselimin galip gelmesini diliyorum.. Yargıya güvenim vardır. Eğitim Sen’in içinden yeni bir örgütlenme olması hepimizi üzmüştür. Öğretmen örgütleri geçmişte de bu tip olaylarla karşılaşmıştır. Ama bugün, birlik olacağımız dönemde yeni örgütlenme anlamlı değil.
ALAADDİN DİNÇER (Eğitim Sen Genel Başkanı):
Çok önemli bir sürece girdik. Hep birlikte sivil toplum örgütleriyle, siyasal partilerle demokratik kitle örgütleriyle, bu süreci ele alıyoruz. Bütünlük içinde bir mücadele sürecinin yaşama geçirilmesi için toplantılar, tartışmalar düzenliyoruz. Topyekün saldırının ulusal ölçekte işleyen sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Sendika olarak bunları durdurabilmenin araçlarını geliştirmeye çalıştığımız bir dönemde arkadan hançerleyen, fırsatçılık, ganimetçilik yapan örgütler ortaya çıkarmak en ağır darbedir. Davadan 10 gün önce yeni bir oluşuma gitmek olsa olsa demokratik öğretmen hareketinin, çınar ağaçları olmuş insanların emeklerini harcamak, Eğitim Sen’in kapatılmasını isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektir. Eğitim Sen davası ne olursa olsun, birlikte yürünmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Ayrılan arkadaşlara bu çağrıyı yineliyorum. Davada olumsuzluk yaşanması durumunda temyiz etme hakkımız var, farklı kararda karşı tarafın da temyiz hakkı var. TÖS’ün, TÖB-DER’in, Eğitim Der’in Eğitim-İş’in mücadelesi, Eğitim Sen’de yaşamaya devam edecek.
MUSTAFA GAZALCI:
Bu tür toplantılar, bizim dayanışma duygularımızı bir araya getiriyor. Davadan önceye denk getirilmesi de ayrıca anlamlıdır. Ali Bozkurt, TÖB-DER’dir, Eğit-Der’dir. Onun yaşamı öğretmen örgütçülüğüyle bütünleşmiştir. Öğretmenlerin hep bütünlük içinde olması için uğraşmıştır. Abece dergisinin yayımlanması için çırpınışlarını unutmuyorum. Kamu sendikacılığının örgütlenmesi için önemli mücadele verdi. Anayasayı zorlayarak, arkadaşlarıyla birlikte kendisini ateşe atarak yaptı bunu. Bu dönemde ayrılıkları doğru bulmuyorum. Eğitim Sen’in içinde ayrı düşünebilirsiniz, ama ayrı örgütlenmemelisiniz.
YILDIRIM KAYA (Eğitim Sen Kurucu genel başkanı):
1995 yılında örgütleri birleştiğimizde, örgütün ilk genel kurulu yapılmıştı. Divanda Ali Bozkurt’un, Fakir Baykurt’un, Mustafa Gazalcı’nın oturduğunu düşünün. Hedefimiz şuydu: 1995’te kurulan bu örgüt, 100 yıllık bir birikimin örgütü olacak. Bu örgüt için kanımızın son damlasına kadar savaşacaktık. Eğitim Sen Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı yapmıştır. Burada bulunan isimler çınardır. Çınar ağaçlarına çürüdükten sonra değil, ayaktayken sahip çıkmak gerekir. Eğitim Sen’in yaptığı budur. Eğitim Sen’in önünde saygıyla eğiliyorum. Ali Bozkurt’un önünde saygıyla eğiliyorum.
KEMAL BAL ( Eski Eğitim Sen Genel Başkanı):
Ali Bozkurt’u yalnızca öğretmen olarak, örgütçü olarak değil, insan olarak da biliyorum. Kendimi şanslı sayıyorum. Ortaokulda öğrenciyken Fakir Baykurt’u tanımıştım ve zaman zaman ilişkilerimiz sürdü. Gültekin Gazioğlu ile uzun yıllar birlikte çalıştık, onunla da ilişkilerimiz sürdü. Yani biz, daha önceki örgütlenme deneyimlerinden yararlandık. Bu insanlar öncelikle insan olma onurunu temsil ediyorlar. Bugüne kadar hiçbir zaaflarıyla karşılaşmadık. Bunlardan biri Ali Bozkurt’tur. Eğitim Sen’in önünde gerekçesi ortadan kalkmış bir dava var. Eğitim Sen üzerine düşeni yapmıştır.Ali Ağabey’in huzurunda olmaktan onur duyuyorum.
AVNİ AYTAN( Eski TÖS Genel Sekreteri):
Benim görev aldığım dönemde Ali Bozkurt genel başkandı. Birlikte örgütlenmede büyük mücadeleler verdik. Böyle bir mücadele içinde Ali Bozkurt ile birlikte olmak benim için büyük bir olaydır.
FEYZULAH ERTUĞRUL (Eski TÖS genel Başkanı):
Ali Bozkurt onuruna böyle bir gece düzenlenmiş olması çok anlamlı. Eğitim Sen’in bugünlerde yaşadığı sorunlarla birlikte düşününce daha da anlamlıdır. Böyle bir toplantı gerçekleştiren Eğitim Sen, özgürlükçü eğitim emekçilerinin geleneğine sahip olmanın yeni bir kanıtını ortaya koymuştur. Ali Bozkurt, dostluğuyla, yiğitliğiyle, mücadelesiyle böyle bir birlikteliğe layıktır. Eşi Mücevher hanımı da kutluyorum. Eşleri olmasa, bu insanlar olmazdı. Önümüzdeki AB süreci, yargının her gün gündemde olacağı bir süreç. Yargının alışkanlıklarını kıramamış ve kırmış kesimleri arasında bir mücadele olacaktır. Tam bu sırada bizim örgütümüz