Almanya’da sosyal ve siyasal haklara yönelik saldırılar, ezilenleri sokağa dökmeye devam ediyor. Nürnberg kentinde, 29 Ekim günü “Sosyal Yıkıma Karşı Yeni Bir Dünya Mümkün” şiarıyla bir yürüyüş düzenlendi. Çok sayıda anti faşist ve anti kapitalist yerli ve göçmen kurumun birlikte örgütlediği yürüyüşte AGİF temsilcisi de bir konuşma yaptı. Yürüyüş başlangıç yerinde toplanan 1500 yerli ve […]
Almanya’da sosyal ve siyasal haklara yönelik saldırılar, ezilenleri sokağa dökmeye devam ediyor. Nürnberg kentinde, 29 Ekim günü “Sosyal Yıkıma Karşı Yeni Bir Dünya Mümkün” şiarıyla bir yürüyüş düzenlendi.
Çok sayıda anti faşist ve anti kapitalist yerli ve göçmen kurumun birlikte örgütlediği yürüyüşte AGİF temsilcisi de bir konuşma yaptı. Yürüyüş başlangıç yerinde toplanan 1500 yerli ve göçmen işçi, öğrenci, işsiz hükümetin uyguladığı neoliberal politikaları protesto etti. Yapılan konuşmalarda, Ajanda 2010 ve Hartz IV olarak bilinen saldırı paketlerinin devreye girmesiyle birlikte, Almanya’da işsizliğin ve yoksulluğun artığına, gençliğin geleceğinin karartıldığına dikkat çekildi. CDU, CSU ve SPD’den oluşacak yeni hükümetin, saldırıları daha da çok artıracağının sinyallerini şimdiden verdiği belirten konuşmacılar; tüm bu saldırılara karşı birlikte mücadele etmenin önemine değinerek, saldırıları püskürtmenin yegane yolunun örgütlü mücadeleden geçtiğinin altını çizdiler.
Mücadeleci Öğrenciler adını yapılan konuşmada; eğitimin parasız olması, gençlere meslek yapma olanağının tanınması, harç uygulamalarına son verilmesi çağrısında bulunuldu. Karawane adına yapılan konuşmada ise, son günlerde Almanya’da yaşanan yurt dışı edilmelerin durdurulması talep edildi.
AGİF temsilcisi, Amsterdam Havaalanın Sınırdışı Cezaevinde Katledilen 11 mülteciyi anarak konuşmasına başladı. “Hartz IV ve Ajanda 2010 geleceğimize karşı en kapsamlı saldırıdır. Göçmenler ve mülteciler bu saldırılardan en fazla etkilenenlerdir. Çünkü onlar bu toplumun en fakir, en çok sorun yaşayan tabakasını oluşturuyorlar. Öğrenci harçları özellikle göçmen ve mülteci gençleri daha fazla etkiledi. 40 yılı aşkındır burada çalışan ve yaşamını burada geçiren 9 milyon insan hala misafir olarak görülüyor. Alman hükümeti bilmelidir ki, artık biz burada misafir değiliz. Göçmenler, mülteciler ve yerli halk birleşerek, sermayeye karşı mücadele etmek zorundadır. Örgütlü mücadele ile ancak sosyal haklarımızı alabiliriz. Örgütlü mücadele ile sömürüsüz bir dünya ve sosyalizm mümkündür” diyerek konuşmasını bitirdi. AGİF temsilcisinin konuşması katılımcılarda ilgi uyandırdı.
Yürüyüş organizasyonu adına yapılan konuşmada ise, Avrupa genelinde paralel ve eşzamanlı neoliberal saldırıların yoğunlaştığına, hak gasplarının yaşandığına dikkat çekildi. Belçika’daki genel grev, İtalya’daki 150 bin öğrencinin gösterisinin selamlandığı konuşmada, eylemlerin Avrupa geneline yayılmasının önemi vurgulandı.
Konuşmalardan sonra şehrin en işlek caddelerinden geçen yürüyüş kolunda, “Sosyal yıkıma karşı yeni bir dünya mümkün”, “Kapitalizme karşı hep birlikte mücadele”, “Herkese iş, herkese aş”, “Gençlere parasız ve eşit eğitim hakkı”, “Hartz IV iptal edilsin”, “AEG işçileri yalnız değildir” gibi sosyal yıkımdan etkilenen kitlelerin taleplerini içeren pankart ve dövizler taşındı, sloganlar haykırıldı. AGİF imzalı, “Neoliberal saldırılara karşı birlikte mücadele”, Young Struggle imzalı “Sömürüsüz yeni bir dünya için” pankartları dikkat çekti. Ayrıca Young Struggle, Hartz IV ve Agenda 2010’un gençliği geleceksizleştirme planı olduğu ve bunu püskürtmek için gençliği örgütlü mücadeleye çağıran bildirileri dağıtıldı.Yürüyüş güzergahı boyunca, “Yaşasın Uluslararası Dayanışma” sloganı öne çıktı ve tüm kortejlerde, Çavbella parçasının aynı anda söylenmesi yürüyüşe ayrı bir renk kattı.
Bu yılkı yürüyüşe sendikalar, Sosyal Forum ve Attac’ın sembolik katılması dikkat çekiciydi. Bu kurumlar anti faşist, anti emperyalist ve anti kapitalist devrimci, ilerici güçlerle aynı eylemlerde yer almayacaklarını belirtmişlerdi.
haber: Atılım Gazetesi