Sendika.org’da yer alan ve son 1.5 yılı kapsayan emek mücadeleleri haberleri taranarak hazırlanan işçi eylemleri dökümüne geçmeden önce, mücadele zeminini koşullandıran kimi göstergelere bakmak anlamlı olacaktır. Türkiye işçi hareketinin geleneksel olarak sahip olduğu biricik örgütlenme aracı olarak sendika ve mücadele zemini olarak toplu pazarlık sistemi, son 10 yılda ivme kazanmak suretiyle tahrip ve tasfiye olmaktadır. […]
Sendika.org’da yer alan ve son 1.5 yılı kapsayan emek mücadeleleri haberleri taranarak hazırlanan işçi eylemleri dökümüne geçmeden önce, mücadele zeminini koşullandıran kimi göstergelere bakmak anlamlı olacaktır.
Türkiye işçi hareketinin geleneksel olarak sahip olduğu biricik örgütlenme aracı olarak sendika ve mücadele zemini olarak toplu pazarlık sistemi, son 10 yılda ivme kazanmak suretiyle tahrip ve tasfiye olmaktadır. Tablo 1, toplu pazarlığın kapsamı konusunda net bir fikir vermektedir. Birbirini izleyen iki yılın ortalaması alınarak son 15 yıla bakılırsa, sözleşme kapsamındaki işçi sayısının kabaca yarı yarıya azalmış olduğu görülecektir. Öte yandan, özellikle son beş yıl içinde bağıtlanan toplusözleşmelerin, içerik olarak firma önceliklerine tabi hükümler barındırdığı sır değildir. Bu eğilime direnen az sayıdaki mücadeleci sendikanın önüne ise hükümetler tarafından sıkça grev ertelemesi kararlarının çıkartıldığı bilinmektedir. Özetle, Türkiye’de toplu sözleşme sistemi kapsamı itibarıyla daralmakta, etkisi itibarıyla da önemsizleşmektedir. Bu tespiti perçinleyen bir diğer gösterge de Tablo 2’de yer almaktadır. Tablodan da izleneceği gibi son 10 yıl içinde yasal grev silahının hem menzili kısalmış hem de barutu tükenme noktasına gelmiş görünmektedir. Son iki yıllın ortalaması alındığında, grev deneyimi yaşamış işçi sayısının sadece 2500 civarında kaldığı anlaşılmaktadır. İşçi sendikalarındaki üye sayısının 700 bin civarında olduğu düşünülürse, bu durumda, örneğin 2004 yılı içinde, her bin sendika üyesi işçiden sadece dördünün grev deneyimi edindiği görülmektedir.
Toplu sözleşme ve grev istatistikleri, Türkiye’de güvencesiz çalışma koşullarının eriştiği boyutu göstermesi bakımından da son derece öğreticidir. İşçilerin sendikalarda örgütlü küçük bir bölümü güvencesiz çalışma tehdidi disipline edilirken, asıl büyük gövdesi doğrudan doğruya o koşullara tabi olarak yaşamını sürdürmektedir. Şurası son derece açıktır ki, işçi sınıfının bütün bileşenleri bakımından günümüzde istihdam güvencesi, ücret artışı talebinin büyük ara farkla önüne geçmiş durumdadır. Sendika.org’da yer alan ve 2004 Şubatı ile 2005 Haziranını kapsayan 247 kadar işçi eylemi incelendiğinde, emekçilerin gündeminde hangi konuların yer aldığı konusu da açıklık kazanacaktır.
Taramaya konu olan haberler, ulusal basında yer almış işçi eylemleriyle sınırlıdır; oysa, ulusal ya da yerli basında yer verilmeyen irili ufaklı çok sayıda işçi eyleminin varlığı bilinmektedir. Buna rağmen aşağıdaki verilerin, durum saptamaya olanak sağlamasa bile işçi mücadelesinin son 1,5 yılı hakkında izlenim edinmeye katkı sağlayacağı ileri sürülebilir.
Tablo 3’de, işçi eylem ve eylemci sayılarına, sırasıyla, eylem biçimleri, dönemleri ve sektörleri itibarıyla yer verilmiştir. Görüldüğü gibi son 1,5 yıl içinde en sık başvurulan eylem biçimi, sırasıyla “basın açıklaması” (77 adet) ve “yürüyüş”tür (55 adet); bu eylem biçimlerine “miting” (10 adet) ve “imza kampanyası” gibi etkinlikler de eklendiğinde, Türkiye’de emekçilerin daha çok “kamuoyu oluşturmaya” dönük eylem biçimlerine yöneldiği söylenebilir. Dikkat çekici diğer bir eylem öbeği ise işyeri/ üretim noktasına yoğunlaşmış durumdadır. İş bırakma (17 adet), işyeri işgali/ terk etmeme (7 adet), işyeri önünde direniş (10 adet) ve iş yavaşlatma gibi doğrudan doğruya emek sürecine etki eden eylem biçimleri, bunlar arasında sayılabilir. Bu iki büyük grubun yanısıra “yol kapama” (11 adet), “oturma” (17 adet) ve benzer nitelikte genel direniş (17 adet) gibi militan eylem biçimleri de gerçekleşmiştir. Anılan dönem içinde meydana gelen 231 kadar eyleme yaklaşık 190 bin eylemcinin katıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan bu sayının %60’ının anılan dönem içinde düzenlenen 10 kadar mitinge ait olduğu düşünüldüğünde, diğer eylem biçimlerine katılan emekçi sayısının aynı ölçüde yüksek olmadığı söylenebilir. Miting dışarıda bırakıldığında, her bir eylem için ortalama eylemci sayısının 300 civarında olduğu görülmektedir. Aynı tablo eylem yılı itibarıyla incelendiğinde, 2005’in ilk altı aylık diliminde meydana gelen eylem sayısının (106 eylem) 2004’de gerçekleşen eylem sayısına yaklaşmış olması dikkat çekicidir; bu durumun işçi mücadelesindeki bir yükselişin göstergesi olup olmadığı, 2005’in kalan altı ayındaki eylem dökümüyle açıklık kazanacaktır. Öte yandan 2005’in ilk altı ayında, kamu sektöründe meydana gelen eylem sayısının (70 adet) 2004’ün aynı sektördeki eylem sayısını yakalamış olması, 2005’in ikinci altı ayında kamu sektöründe yoğunlaşacak bir işçi eylemliliğinin habercisi olarak değerlendirilebilir. Bunun gerekçeleri ise Tablo 4’de görüleceği gibi 2005 yılı içinde muazzam bir ivme kazanan çok yönlü özelleştirme girişiminden başka bir şey değildir. Nitekim aynı tabloda 2005’in ilk altı ayı dikkate alındığında, 2004 yılında yoğunlaşan özelleştirme karşıtı genel protesto eylemlerinin yerini, işyeri özelleştirmelerine karşı girişilen mücadelelerin aldığı görülmektedir. Öyle ki, 2004’ün tümünde sayısı 6’yı bulan işyeri özelleştirmelerine karşı eylemlerin bu yılın ilk yarısında 26’ya ulaşmış olması dikkat çekicidir. Öte yandan Tablo 4’e topluca bakıldığında, en büyük protesto kalemini oluşturan işten atılmalar konusunun, geçtiğimiz yılda olduğu gibi 2005 yılında da hız kesmeden devam edeceği anlaşılmaktadır. Tabloya bir başka açıdan bakıldığında, 2005’in ilk yarısında genel taleplerden ziyade işyeri temelli taleplerin ön plana çıkmakta olduğu görülmektedir; bu temelde gündeme gelecek genel eylemliliklerin göreli olarak daha canlı ve etkili olması beklenebilir.
İzleyen tablolar da (Tablo-5, Tablo-6), eylemcilerin istihdam türleri ve istihdam edildikleri işkoluna göre dağılımları yer almaktadır. İstihdam türü itibarıyla bakıldığında, farklı oranlarda da olsa işçi sınıfının hemen hemen tüm bileşenlerinin belli taleplerle mücadele yürüttüğü görülecektir. Aynı şekilde geniş bir sektörel çeşitlilik de söz konusudur.
Özetle, Türkiye’de işçi sınıfı, azımsanmayacak bir mücadele yürütmektedir; ne var ki, bu mücadele, taleplerdeki ortaklaşmalara rağmen hala işyeri, işletme ya da işkolu ile sınırlı bir tekillik içinde sürmektedir ve genel bir mücadelenin tamamlayıcı unsurları olmaktan henüz uzaktır. Ekonomik ve siyasal talep gibi ayrımların anlamsızlaştığı bir dönemde parçalı ve tekil mücadelelerin birleşik ve genel bir mücadele kanalına akması, mevcut siyaset zemininin emek-sermaye çelişkisi temelinde kutuplaşmasının da önkoşuldur.
* Bu çalışma Türk Sosyal Bilimleri Derneği tarafından 5-7 Eylül 2005 tarihleri arasında düzenlenen “Küreselleşmeye Karşı Güney’den Direniş Eylemleri” başlıklı uluslararası konferansta sunulan bildirinin sendika.org için kısaltılmış halidir.
** Metin Özuğurlu / Dr., AÜ SBF öğretim üyesi
Tablo- 1: Türkiye’de Toplu Sözleşme Sisteminin Gelişimi
Yıllar | Akdedilen Sözleşme Sayısı | İşyeri Sayısı | İşçi Sayısı |
1989 | 2.725 | 10,329 | 829,341 |
1990 | 1.954 | 11,399 | 483,852 |
1991 | 5.03 | 13,169 | 1,089,549 |
1992 | 1.783 | 9,537 | 450,906 |
1993 | 3.809 | 16,699 | 1,068,289 |
1994 | 1.513 | 6,77 | 227,88 |
1995 | 2.357 | 11,274 | 765,928 |
1996 | 1.871 | 10,29 | 515,84 |
1997 | 2.056 | 12,966 | 841,518 |
1998 | 1.867 | 7,047 | 219,434 |
1999 | 2.286 | 12,373 | 828,458 |
2000 | 1.646 | 6,844 | 208,595 |
2001 | 4.454 | 14,211 | 775,478 |
2002 | 1.773 | 7,453 | 255,059 |
2003 | 1.607 | 7,806 | 629,24 |
2004 | 1.479 | 7,913 | 325,189 |
2005 | 1.134 | 6,818 | 259,295 |
Kaynak:www.tisk.org.tr/gostergeler.asp?id=519#2 [4.9.2005]
Tablo- 2: Türkiye’de Grevler
Yıllar | Grev Sayısı | Katılan İşçi Sayısı |
1989 | 171 | 39,435 |
1990 | 456 | 166,306 |
1991 | 398 | 164,968 |
1992 | 98 | 62,189 |
1993 | 49 | 6,908 |
1994 | 36 | 4,782 |
1995 | 120 | 199,867 |
1996 | 38 | 5,461 |
1997 | 37 | 7,045 |
1998 | 44 | 11,482 |
1999 | 34 | 3,263 |
2000 | 52 | 18,705 |
2001 | 35 | 9,911 |
2002 | 27 | 4,618 |
2003 | 23 | 1,535 |
2004 | 30 | 3,557 |
2005 | 28 | 295 |
Kaynak: www.tisk.org.tr/gostergeler.asp?id=519#2 [4.9.2005]
Tablo-3: 2004 Şubat-2005 Haziran arası Türkiye’de işçi eylemleri
Eylem Biçimleri | Ortalama Katılımcı |
Eylem Sayısı | Toplam Katılan |
Miting | 11450,00 | 10 | 114500 |
Yürüyüş | 643,27 | 55 | 35380 |
İş Bırakma | 525,76 | 17 | 8938 |
Yol Kapatma | 498,45 | 11 | 5483 |
İşyeri Önünde Direniş | 420,50 | 10 | 4205 |
İşyerini terk etmeme | 353,43 | 7 | 2474 |
İş Yavaşlatma | 333,75 | 4 | 1335 |
Direniş | 224,65 | 17 | 3819 |
Basın Açıklaması | 127,17 | 77 | 9792 |
Oturma Eylemi | 72,88 | 17 | 1239 |
İmza Kampanyası | 57,50 | 2 | 115 |
Açlık Grevi | 33,00 | 4 | 132 |
Toplam | 811,31 | 231 | 187412 |
Eylem Yılı | |||
2004(11 ay) | 924,26 | 125 | 115533 |
2005(ilk 6 ay) | 678,10 | 106 | 71879 |
Toplam | 811,31 | 231 | 187412 |
Sektör | |||
Kamu | 646,73 | 131 | 84721 |
Özel | 152,71 | 65 | 9926 |
Karma-Genel | 5980,36 | 14 | 83725 |
Toplam | 849,39 | 210 | 178372 |
Kaynak: Sendika.Org
Tablo-4: Yıllara göre eylemlerin gerekçeleri
2004 İçin Sayı |
2004 İçin Sütun% |
2005 İçin Sayı |
2005 için Sütun% |
Toplam Sayı | Toplam Sütun |
|
İşten atılmaların protestosu | 40 | 29,9% | 34 | 30,1% | 70 | 30,0 |
Hükümetin özelleştirme politikasını protesto | 26 | 19,4% | 16 | 14,2% | 42 | 17,0 |
İşyerinin özelleştirilmesini protesto | 6 | 4,5% | 26 | 23,0% | 32 | 13,0 |
Sosyal hakların geriletilmesini protesto | 16 | 11,9% | 9 | 8,0% | 25 | 10,1 |
Sağlıkta özelleştirme politikasını protesto | 9 | 6,7% | 11 | 9,7% | 20 | 8,1 |
Kötü çalışma koşullarını protesto | 6 | 4,5% | 8 | 7,1% | 14 | 5.7 |
Semt eylemleri | 9 | 6,7% | 4 | 3,5% | 13 | 5.3 |
Taşeronlaşma protestosu | 9 | 6,7% | 1 | ,9% | 10 | 4.0 |
Sendika kapatma | 6 | 4,5% | 2 | 1,8% | 8 | 3.2 |
Hükümetin diğer politikalarını protesto | 5 | 3,7% | 1 | ,9% | 6 | 2.4 |
Genel protesto | 1 | ,7% | 1 | ,9% | 2 | .8 |
Ücret artışı | 1 | ,7% | 0 | 0 | 1 | .4 |
Toplam | 134 | %100 | 113 | %100 | 247 | 100.0 |
Kaynak: www. sendika.org
Tablo-5: Eylemcilerin istihdam türü
İstihdam türü | Sayı | % |
fabrika işçisi | 64 | 25.9 |
kamu çalışanı | 55 | 22.3 |
diğer işçi | 52 | 21.1 |
güvencesiz işçi | 27 | 10.9 |
kitleler | 15 | 6.1 |
sendikacı | 14 | 5.7 |
sol aktivist | 12 | 4.9 |
diğer emekçi kesimleri | 5 | 2.0 |
geçersiz soru | 3 | 1.2 |
Toplam | 247 | 100,0 |
Tablo-6: Eylemcilerin istihdam edildiği işkolu
işkolu | sayı | % |
hizmet genel | 64 | 25.9 |
sağlık | 29 | 11.7 |
imalat genel | 29 | 11.7 |
tekstil | 28 | 11.3 |
genel | 20 | 8.1 |
metal | 17 | 6.9 |
petrol ve ürünleri | 16 | 6.5 |
eğitim | 12 | 4.9 |
tütün | 12 | 4.9 |
tarım | 4 | 1.6 |
inşaat | 3 | 1.2 |
Ara toplam | 234 | 9 4.7 |
Yanıtsız | 13 | 5.3 |
Toplam | 247 | 100.0 |