Meclis’in yeni döneminde gündeme gelecek Kamu Personeli Yasası Taslağı, sözleşmeli olacak milyonlarca kamu emekçisinin geleceğini karartacak nitelikte. Her maddesi yasakçı bir zihniyetle hazırlanmış olan taslak, sözleşmelilere hasta olmayı da yasaklıyor.
Taslağın “hastalık ve analık izni” başlıklı maddesinde, memurlara, kanser, verem ve akıl hastalıkları gibi uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklara yakalanmaları durumunda 18, diğer hastalıklarında ise 12 aya kadar izin verileceği belirtiliyor. Bu süreler mevcut yasada da aynı.
Sözleşmelide ise bu süreler yarıya indiriliyor. Kısmi zamanlı çalışanlar için ise tümüyle azaltılıyor. Taslakta şöyle deniyor: “Bu süreler; tam zamanlı çalışan sözleşmeli personel için yarısı kadar, kısmi zamanlı olarak çalışan sözleşmeli personel için çalıştıkları sürelerin tam zamanlı sürelere oranı dikkate alınarak belirlenecek süre kadar uygulanır.”
Yer değiştiremiyecekler
Taslağın “yer değiştirme” başlıklı 6’ıncı bölümünde de hedefte sözleşmeliler var. “Memurların yer değiştirme suretiyle atanmaları; hizmetlerinin gereklerine ve özelliklerine göre ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller ve/veya ilçeler gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır” ifadesi ile memurların yer değiştirme koşulları düzenleniyor. Sözleşmeli personele ise yer verilmiyor. Başka bir madde de yine memurların aynı veya başka yer ve birimlerdeki aynı veya başka unvanlı kadrolara atanabileceği belirtilirken, yine sözleşmeliler dışarıda bırakılıyor.
Şu anda memurlar, eş durumu gibi nedenlerle başka bir yere tayinlerini isteyebiliyorlar. Taslağın yasalaşması ve sözleşmeli olmaları halinde artık bunu yapamayacaklar.
Gönüllülük mü, zorunluluk mu?
Taslağa göre sözleşmelilik memurun isteğine bırakılacak. “Çalışanların durumu” başlıklı düzenlemede, sözleşmeliliğe geçmek istemeyenlerin memur olarak çalışabileceği, ancak herhangi bir nedenle kadrosunun boşalması halinde ise kadronun iptal edileceği ifade ediliyor.
“Disiplin” başlıklı 12’inci bölümde düzenlenen cezalar da sözleşmeli olmak istemeyen memurların işlerinin kolay olmayacağını gösteriyor. Örneğin “kamu görevlisine yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” gibi muğlak bir ifade nedeniyle ceza alabilecekler. “Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak; hizmet dışında kamu görevlisinin saygınlığını ve kamu görevlisine duyulan güveni sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak; kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak” gibi gerekçelerle uyarı, kınama veya basamak ilerlemesinin durdurulması gibi cezalar alabilmelerinin önünde hiçbir engel yok.
Gürkan: Örneği bankalarda yaşandı
BES MYK Üyesi Selma Gürkan, taslakta mevcut personelin konumunun devam ediyor gibi göründüğünü, ancak Ziraat ve Halk bankalarında yaşananların bunun böyle olmayacağını gösterdiğini söyledi. Gürkan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kadrolar kişilerin görevi süresince mevcudiyetini koruyup, emeklilik, sözleşme imzalama, istifa gibi durumlarda başkaca bir işleme gerek kalmadan iptal edileceğinden, var olan kadroların en kısa sürede tasfiyesi temel prensip olacaktır. İlk yıl sözleşmeyi kısmen cazip hale getirip, sonraki yıllarda ücret dondurulabilir ki, Ziraat ve Halk bankalarında sözleşme imzalayanlar bu deneyimi yaşadılar. Ayrıca, sözleşmelilerde yüksek tutulacak ücret kalemi, temel aylığın dışında kalan kalemlerden ya da performans ücreti üzerinden yapılarak, hem devamı olan bir hak niteliğinde olmaması, hem de emekliliğe yansımaması sağlanabilecek. Yine bankalarda sözleşme imzalayanlardan bir kısmının, sonraki dönemde sözleşmeleri yenilenmeyerek, İhtiyaç Fazlası Personel kapsamında diğer kurumlara atanmak üzere havuza gönderilmişti. Yasa ile tüm kamu çalışanlarının istihdam biçimi aynılaşacağından ve diğer kurumlara atanma şansı da olamayacağından, tasfiyeyi hızlandırmak için hem sözleşmeliliği göreceli olarak cazip hale getirebilirler ya da sözleşme imzalaması için zorlayabilirler.” Gürkan, ‘çalışanla çalışmayanın belli olması’ söyleminin, yasanın vitrinini oluşturacağına dikkat çekerek, asıl amacın istihdam biçimini değiştirmek olduğunu vurguladı.
Haber: Evrensel Gazetesi / Sultan Özer