MMO İstanbul Şube Ücretli ve İşsiz Mühendis Komisyonu tarafından düzenlenen Güvencesiz Yaşamda Mühendisler konulu panel 28 Eylül’de gerçekleştirildi. 40 kişinin izlediği Panele konuşmacı olarak Çetin Uygur, Av. Rasim Öz ve Mustafa Şimşek katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan MMO İstanbul Şube Başkanı Tevfik Peker 8 Ekim’de yapılacak TMMOB mitingi hakkında bilgi verdi ve tüm katılımcıları mitingde […]
MMO İstanbul Şube Ücretli ve İşsiz Mühendis Komisyonu tarafından düzenlenen Güvencesiz Yaşamda Mühendisler konulu panel 28 Eylül’de gerçekleştirildi.
40 kişinin izlediği Panele konuşmacı olarak Çetin Uygur, Av. Rasim Öz ve Mustafa Şimşek katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan MMO İstanbul Şube Başkanı Tevfik Peker 8 Ekim’de yapılacak TMMOB mitingi hakkında bilgi verdi ve tüm katılımcıları mitingde buluşmaya çağırdı.
Konuşmacılar özetle şu düşünceleri dile getirdi:
Mustafa Şimşek: Güvencenin tanımı nedir? Güvencesizliğin somut karşılıkları nedir? Temel ihtiyaçları insan onuruna yaraşır şekilde karşılanmalı ve sürekliliği güvence altına alınmalıdır. Bu açıdan bakıldığında hiçbir çalışan güvenceli çalışmıyor. Çalışanların çoğu, yoksulluk sınırının altında ücret alıyor, asgari ücret açlık sınırının altında. Mühendislerin çoğu da yoksulluk sınırının altında ücret alıyor. Geliri uygun olsa bile işgüvencesi yok, güvencesiz çalışmaya devam ediyor. İşsizlik yaygın. Yüksekokul mezunları arasında işsizlik %25, yani bu kesim sıfır gelire sahip. Öte yandan işi olanların çalışma süreleri ve çalışılan süredeki iş yoğunluğu artıyor. İşçi sağlığı ve işgüvenliği riskleri artıyor. Sigortanın eksik gösterilmesi mühendisler için de geçerli bir sorun. Emekli olanlar açlık sınırının altında ücrete mahkum oluyor. Özelleştirmeler mühendislerin de işsizliğini artırıyor.
Öte yandan örgütlenmeyi zorlaştıran yasalar da bu sürecin bir parçası. 12 Eylül döneminde TMMOB yasası değiştirilerek kamuda çalışanların üyelik zorunluluğu ortadan kaldırıldı. İş yaşamı çok sayıda yasayla düzenlenmiş ve bunlarla güvencesiz çalışma güvence altına alınmıştır. Çünkü kapitalizmin güvencesiz çalışmaya ihtiyacı vardır. Kapitalizm anarşiktir. 1800’lerden beri 25 büyük krize yol açmıştır. Krizlerinden yeniden yapılanarak çıkmaktadır. Son dönemde de sosyal devletten vazgeçilerek kar oranları artırılmaya çalışılıyor. Yeni yasal düzenlemelerle (sosyal güvenlik, İŞKUR, istihdam büroları vs.) güvencesiz çalışma kurumsallaşıyor.
Sermaye işsizliğe çare olarak mesleki eğitim, esnekliğin artırılması ve performansa dayalı çalışmayı öneriyor.
Sermayenin taleplerine karşı bizim taleplerimizin en önemlilerinden birisi haftalık çalışma süresinin düşürülmesi olmalıdır. Esnekliğe karşı mücadele,örgütlenmelerin etkin hale getirilmesi önemli başlıklar. Sendikalar bugün sosyal diyalogcu, AB’ci, bürokratik bir işleyişe sahip durumda. Bu yapıya karşı da mücadele edilmeli. Bu süreçte mühendislerin talepleriyle toplumun talepleri bütünleştirilmeli.
Çetin Uygur: Sermaye 70’lerde içine girdiği krize çare olarak yeni bir saldırıya geçti. Özelleştirme ve esnekleştirmeye dayalı bir kölelik sistemi.
80 darbesiyle toplum yoğun bir ideolojik ve politik bombardımana tabi tutuldu ve içinde yaşadığı olayları dizi izler gibi izlemeye başladı. En çok ezilen kesimler bu duruma karşı tepkiyi ortaya çıkarmalı.
Tepki göstermesi gereken kesimlerden birisi olarak mühendislerin örgütlerine bakılırsa: Bilimi üretime uygulayan mühendislerin üretim sürecindeki diğer çalışanlarla bütünleşmesi sağlanmalı. Sendikalar burada önemli bir işlev görüyor. Üniversite sonrası bilgiyi mühendise taşıyan ve bilginin uygulanmasını denetleyen odalar da önemli bir işleve sahip. Bu iki kurum, meslek örgütü ve sendika birlikte çalışmalıdır. Bugün sendikalar bu doğrultuda çalışmıyor. Bu yapı değişmeli. Sendikaları bir geçim kapısı haline getirmiş olan ve yapıyı bozacağı kaygısıyla mühendislerden korkan yönetimlere rağmen buralarda yeralınmalı. Sendikal mücadeleyle birlikte politik mücadele de yürütülmeli.
Geçmişte TMMOB mühendislik etiğine karşı davranışları nedeniyle Demirel’i üyelikten çıkardı. 12 Eylül’de TMMOB da ciddi saldırı altında kaldı, hareket ve etki alanı daraltıldı. Sendikalar ve meslek örgütleri birlikte davranarak adım atabilir.
Özelleştirilen Küre’deki maden ocağında gerekli tedbirler alınmadığı içinde mühendislerin de olduğu çok sayıda işçi öldü. Kütahya Gediz’de iki maden mühendisinin çalıştığı ocakta gerekli şartlar sağlanmadan çalışılırken kaza oldu. Ölenlerin birisi de oradaki mühendisti. O mühendisler bu çalışma şartlarına karşı çıkamadı. Onlara bu cesareti arkasındaki örgütü, onun dayanışması ve gücü verecektir.
Birbirine şüpheyle yaklaşan işçiyle mühendis arasındaki kopukluk giderilmelidir. Üretimin esas olarak kafa emeği kısmını yerine getiren mühendis, işçiler olmadan hiçbir şey yapamayacağını bilmelidir. İşçi de kendisinin emeğinin etkinliğini artıran bir unsur olarak mühendisi görmelidir. TMMOB bu kopukluğun giderilmesi için adım atmalıdır.
Rasim Öz: Eskiden mühendislik, avukatlık, memurluk muteber mesleklerdi.
Ancak şimdi markalaşan küçük bir kesim dışında bu kesimlerin geneli proleterleşti. Mühendisler bazı işkollarında örgütlü işçilerin sahip olduğu güvenceye sahip değildir.
Geçmişte mühendisler kendilerini daha fazla işverene yakın görüyordu.İsdemir ve Erdemir’de yapılan referandumları mühendisler işverenlerden yana tavır aldığından kaybetmiştik. Bugün mühendisler çok daha fazla sömürülüyor.
İşçiler önlerinde lider olunca imparatorlardan daha büyük şeyler üretirler.1 Mayıs’lar, 15-16 Haziran eylemleri bunlara örnektir. Manifesto’da “bütün işçiler birleşiniz” der. Bunu işçiler gerçekleştiremedi, ama sermaye birleşiyor.
Bugün bizim istediğimiz çizgide sendikalar yok. Ama en geri sendikalar da olsa orada örgütlenilmeli. Emekçi mühendisler mutlaka sendikalara üye olmalı.
Sunuşlardan sonra dinleyicilerin de soru ve katkılarının ardından panel 8 Ekim mitingine ve genel olarak örgütlenmeye yapılan çağrıyla sona erdi.
Sendika.Org İstanbul