Ücret zamlarına odaklanan görüşmede, hükümet, ücretler için 2006 yılının birinci ve ikinci altı aylık dönemlerinde yüzde 2’şer buçukluk bir teklif getirirken, Kamu-Sen, KESK ve Memur Sen, hükümetin masaya getirdiği bu oranları kabul etmeyeceklerini açıkladı. Hükümet sendikaların talep ettiği zammın bütçeye ağır bir yük getireceğini iddia ederken, toplantı sonrası açıklama yapan KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı […]
Ücret zamlarına odaklanan görüşmede, hükümet, ücretler için 2006 yılının birinci ve ikinci altı aylık dönemlerinde yüzde 2’şer buçukluk bir teklif getirirken, Kamu-Sen, KESK ve Memur Sen, hükümetin masaya getirdiği bu oranları kabul etmeyeceklerini açıkladı.
Hükümet sendikaların talep ettiği zammın bütçeye ağır bir yük getireceğini iddia ederken, toplantı sonrası açıklama yapan KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ise, önerilen bu zam oranlarından sonra konuyu değerlendirmek için KESK’in yetkili kurullarını toplantıya çağırdıklarını ifade etti. Tombul gerekirse, KESK olarak daha geniş kitlesel eylemlere gidebileceklerini bildirdi. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu ise, ”Maalesef taleplerimizin uygun görülmediği açık ve seçik olarak bizlere iletilmiştir” dedi. Aksu, Çarşamba günü saat 10.00’da yapılacak üçüncü tur görüşmelere kendi sundukları rakamları revize ederek getireceklerini kaydetti. Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız da, Kamu İşveren Kurulu ile değerlendirme yaparken bile ortak noktada buluşmakta zorlandıklarını söyledi. Görüşmelere 24 Ağustos Çarşamba günü saat 10.00’da devam edilecek.
Hükümet ve memur sendikaları arasındaki toplu görüşmelerin 2. oturumu devam ederken, kamu emekçileri çeşitli illerde yaptıkları eylemlerle taleplerini dile getirdiler. İstanbul’da Çaba Tıp Fakültesi önünde toplanan KESK İstanbul Şubeler Platformu üyesi emekçiler, bir eylem gerçekleştirdi. Kamu emekçileri adına bir açıklama yapan SES Aksaray Şube Başkanı Songül Beydilli, hükümetin kendilerini oyaladığını söyledi. Kamu personel yasa tasarısının da geri çekilmesi gerektiğini ifade eden Beydilli, grevli toplu sözleşmeli, sendika hakkı ve insanca yaşayacak bir ücret istediklerini belitti.
Ankara’da da KESK danışma meclisi üyeleri, toplu görüşme öncesinde, YKM önünde toplanarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na kadar yürüdü. Burada bir açıklama yapan KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, toplu görüşme sürecinde sadece kamu emekçilerinin haklarını değil, aynı zamanda ekonomik program ile çalışma yaşamına ilişkin diğer yasaları da tartıştıklarını belirtti. Tombul, görüşmeler sonucunda kendilerini tatmin edecek önerilerin gelmemesi halinde, yarından itibaren tüm alanlar ile işyerlerinin mücadelelerine sahne olacağını söyledi.
KESK’in Açıkladığı 22 Ağustos Tarihli Toplu Görüşmenin Bilgi Notu
22 Ağustos 2005 tarihli görüşmelerin bilgi notu Toplu pazarlık sürecinin 3. toplantısı, 22 Ağustos 2005 tarihinde yapıldı. Toplantıya geçen oturumdaki gündem başlıkları üzerinden devam edildi.
Komisyon toplantılarının sonuçları değerlendirildi. 2004 yılında gerçekleştirilen mutabakat metninde yer alan hükümlerin değerlendirilmesine ilişkin olarak oluşturulan komisyonun raporu değerlendirildi. Raporda yeralan bazı hükümlere ilişkin olarak “personel rejimi içinde değerlendirilecektir” ibaresi tartışıldı. Konfederasyonumuz bu ibarenin raporda yer alması durumunda tarafımızca imzalanmayacağını açıkça belirtti. Bakanın sözkonusu hükümlerin kamu personel rejimi içinde değerlendirileceğini açıklaması tepki ile karşılandı.
Konfederasyonumuz Kamu Personel Rejimi ile ilgili herhangi bir komisyonda yer almayacağımızı vurgulayarak; bu gündemin toplu pazarlık sürecinde yer almaması gerektiğinin altını çizdi. Kamu emekçilerinin iş güvencesini tehdit eden bu yasa tasarısı konusundaki duyarlılığımızın bilindiğine, yasanın gündeme geldiği andan itibaren en sert cevabın verileceğine dikkat çekildi. Söz konusu mutabakat metninde yer alan hükümlerin büyük kısmının gerçekleştirilmediğine dikkat çekilerek, bu durumun önemli bir sorun olduğu ifade edildi.
Sendikal mücadelesine son verilen ve memnu hakkı iade edilen ama göreve başlayamayan kamu emekçilerinin durumuna ve sürgün ayıbına dikkat çekilerek bu konuda taleplerimizde ısrarlı olduğumuz vurgulandı.
Bakanın toplu sözleşme ve grev hakkı için Anayasa değişikliği gerektiği iddiasına karşı çıkılarak, bu haklarımızın uygulanması için Anayasa değişikliğine ihtiyaç olmadığı vurgulandı. Anayasa değişikliği konusunda ise, sorunu sadece birkaç maddedeki değişiklik olarak görmediğimizin altı çizildi. 12 Eylül Anayasası hukukunun hala yürürlükte olduğuna işaret edilerek, köklü bir değişikliğe ihtiyaç olduğuna çekildi. Konuya ilişkin önerilerimizi sunacağımız belirtildi.
Mali ve sosyal haklar komisyonu üzerinde görüşmelere devam edilerek, konfederasyonların taleplerinin ne kadara denk geldiği Maliye Bakanlığı yetkililerince ifade edildi. Ücret artışı olarak ilk altı ay % 2,5, ikinci altı ay %2,5 teklifi geldi. Bu öneriyi kabul etmemizin mümkün olmadığı açık ve net olarak ifade edilerek, temel ücret konusundaki talebimizde ısrarımızın sürdüğü, kaynak konusunda farklı önerilerimiz olduğu söylenmiş, bu konudaki görüşlerimizi ifade edeceğimiz belirtilmiştir. Mali haklar dışında diğer gündemlerde de hazırlık yapılması gereği vurgulandı. Yetkili sendikalarımız da kendi özgül taleplerinin gündeme getirilmesi konusunda ısrarcı oldu. Toplantıya 24 Ağustos 2005 tarihinde devam edilmek üzere ara verildi.
KESK’in Toplu Görüşmelerle İlgili Yayınladığı Bildiri: Taleplerimizde Haklıyız, Mücadelemizle Kazanacağız “
“
Hükümetle yürüttüğümüz görüşmeler, 15 Ağustos’ta başladı. Konfederasyonumuz, görüşmelerin toplu pazarlık biçiminde yürütülmesinde ısrarlı oldu. Kararlı tutumumuzla, 4688 Sayılı Yasa’nın sınırlarını aştık. Yasaya göre sadece mali haklarla sınırlı tutulan görüşmelerde; diğer bütün çalışma koşullarının tartışılmasını kabul ettirdik.
Hükümet/işveren temsilcileri, görüşmelerde eski bir şarkının bilinen nakaratını söylemeye devam etti.
İşte hükümetin bazı iddiaları ve gerçekler:
• “Toplusözleşme ve grev hakkı için anayasa değişikliğine ihtiyaç var”
GERÇEK: Anayasa’nın 90. Maddesi değişikliğine göre ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmeleri iç hukukta üstündür. Anayasa değişikliğine gerek yoktur, toplusözleşme ve grev hakkı uygulanmak zorundadır.
• “Kamu emekçilerini enflasyona ezdirmedik”
GERÇEK: Ülkemizde ortalama hane halkı harcaması 889 YTL iken; kamu emekçilerinin ortalama ücretleri 700 YTL’de kaldı. Kamu emekçileri halkın yüzde 60′
• “Ekonomi iyiye gidiyor, enflasyon düştü, büyüme yüzde 10’u buldu”
GERÇEK: Halkın ve emekçilerin gelirlerine yansıyan reel bir büyüme yaşanmadı. Türkiye ekonomisi son 25 yılda 3 kat büyüdü; bu büyüme ücretlere yansımış olsaydı, ortalama ücretler 700 YTL yerine 2 bin YTL olacaktı. Ücret dağılımındaki eşitsizlik de katlanarak büyüdü. Eğer ekonomi iyiye gidiyorsa, kamu emekçilerinin ücretleri insanca yaşanacak bir düzeye yükseltilmelidir.
• “2004 yılında mutabakata varılan hususların büyük bir bölümünü hayata geçirdik”
GERÇEK: Mutabakata varılan konuların önemli bir bölümü hayata geçmediği gibi, anlaşma sağlanan konular, Başbakanlık Gene
lgesi’nde değiştirildi. Üstelik hükümet bazı konuları, Kamu Personel Rejimi Yasası kapsamında ele alacağını açıkça söyledi.
• “Ekonomik programı biz yapıyoruz, IMF değil”
GERÇEK: IMF ekonomiye yön vermeye ve hükümet bunu uygulamaya devam ediyor. Yapılan anlaşmalar, borçları ödemeyi, kamu harcamalarını kısmayı öngörüyor ve yapısal önlemler, koşullar öne sürüyor. IMF, asgari ücretin bile yüksek olduğunu iddia ederken; kamu emekçilerine yapılacak ücret zamlarına karışıyor, emeklilik yaşının yükseltilmesini ve emekli aylıklarının düşürülmesini istiyor. • “Kamu Personel Rejimi Yasa Taslağı’na ilişkin önerilerinizi alacağız”
GERÇEK: İş güvencemizi elimizden alan, ücretleri, yükselmeleri ve iş güvencesini “performans” adı altında keyfi kurallara mahkum eden bir yasal düzenlemeyi asla kabul etmeyiz, tartışmayız. Kamu Personel Rejimi’yle kazanılmış haklarımızı elimizden almayı amaçlamayan, sendikal ve demokratik haklarımızı yok saymayan demokratik bir değişimi tartışmaya hazırız.
TALEPLERİMİZ
• Hükümet, Anayasa’nın ve ILO sözleşmelerinin gereğini yerine getirerek, toplusözleşme ve grev hakkımızı uygulamalıdır.
• Hükümet, imzasına sahip çıkmalı; 2004 yılında anlaşma sağladığımız konuları yaşama geçirmelidir.
• Başta eğitim ve sağlık hizmetleri olmak üzere kamu hizmetlerinin paralı hale getirilmesi girişimlerinden vazgeçilmelidir. Özelleştirmeler durdurulmalı; özelleştirilen işyerlerindeki emekçilerin mağduriyetine son verilmelidir.
• Emeklilik yaşını yükseltme, emeklilik aylıklarını düşürme, primlerin süresini ve miktarını artırma girişimlerinden vazgeçilmelidir. Emeklilerin sorunları giderilmelidir.
• İş güvencemizi elimizden almak isteyen, çalışma koşullarını belirsiz hale getiren Kamu Personel Rejimi Yasa Taslağı çalışmalarına son verilmelidir. İş güvencesiz ve sözleşmeli istihdam biçiminden vazgeçilmeli; bu kapsamda çalışanlar “kadroya” alınmalıdır.
• Sürgünler durdurulmalı; yükselmeler ve atamalar objektif kriterlere bağlanmalıdır.
• Ayrımcılık önlenmeli ve istihdamda kadın-erkek eşitliği sağlanmalıdır.
• Yönetime katılma hakkı, sendikal haklar, disiplin kurulları, iş güvenliği ve meslek hastalığı, izinler, lojmanlardan ve sosyal tesislerden yararlanma, fiziksel engellilerin sorunları, çalışma saatleri, kreşler, hizmet içi eğitimler gibi kamu emekçilerini ilgilendiren çok sayıda konuda somut taleplerimiz vardır.
• Ücretler insanca yaşanacak bir düzeye yükseltilmeli; ücretler arasındaki adaletsizlik giderilmeli ve sosyal haklar günün koşullarına göre belirlenmelidir:
• Temel ücret 950 YTL,
• Kira yardımı 134 YTL,
• Çocuk yardımı 105 YTL,
• Aile yardımı 105 YTL,
• Doğum yardımı 950 YTL,
• Yiyecek yardımı 60 YTL,
•Ulaşım yardımı 60 YTL,
• Yılda iki ikramiye,
• Harcırahların ve seyyar görev tazminatının günlüğü 45 YTL olmalıdır.
• Ayrıca öğrenim ücreti, evlenme yardımı, ölüm yardımı, doğal afet yardımı, yakacak yardımı, dinlenme yardımı gibi taleplerimiz de bulunmaktadır.
• İşkollarının özgün talepleri; eğitime hazırlık ödeneği ve eğitim-öğrenim tazminatı, maaşlarını alamayan belediye çalışanlarının durumu, çeşitli tazminatlar, yan ödeme tazminatının (iş riski, iş güçlüğü, temininde güçlük ve mali sorumluluk tazminatı) miktarı ve yararlananların kapsamı, fiili hizmet zammından yararlanan meslek gruplarının genişletilmesi, fazla mesai ödemelerinde yaşanan sorunlar gibi çok sayıda soruna ilişkin olarak sendikalarımızın talepleri de görüşme masasına taşınacaktır.
BÜTÜN KAMU EMEKÇİLERİNİ ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ!