Kendilerine SEKA direnişini örnek aldıklarını belirten işçiler, hükümetin özelleştirmeden vazgeçmemesi halinde aileleriyle birlikte limanı işgal edeceklerini vurguluyorlar. Temeli 1959 yılında atılan ve 1961’de faaliyete geçen TCDD’ye ait Mersin Limanı, 1991’deki Körfez krizine kadar Doğu Akdeniz’in en önemli ve işlek limanları arasında yer aldı. Körfez krizinden sonra ekonomik durgunluktan etkilenen Mersin Limanı’nın özelleştirilmesi tartışmaları 1990’lı yıllar […]
Kendilerine SEKA direnişini örnek aldıklarını belirten işçiler, hükümetin özelleştirmeden vazgeçmemesi halinde aileleriyle birlikte limanı işgal edeceklerini vurguluyorlar.
Temeli 1959 yılında atılan ve 1961’de faaliyete geçen TCDD’ye ait Mersin Limanı, 1991’deki Körfez krizine kadar Doğu Akdeniz’in en önemli ve işlek limanları arasında yer aldı. Körfez krizinden sonra ekonomik durgunluktan etkilenen Mersin Limanı’nın özelleştirilmesi tartışmaları 1990’lı yıllar boyunca sürdü. Kentteki deniz ticaret şirketlerinin ve sanayicilerin verimsiz buldukları ve ısrarla özelleştirilmesini istedikleri Mersin Limanı, 2004 yılında 49 milyon dolar kâr etmesine karşın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından ihaleye çıkarıldı. ÖİB’nin bu kararına tepki gösteren işçiler, limanın satılmasını engelleyebilmek için 21 gündür işyerlerini terk etmeme eylemi yapıyorlar.
25 yıldır Mersin Limanı’nda çalışan 43 yaşındaki Ayhan Ülgü , tepkisini ”Ben evimin sokağa açılan kapısını bir yabancının kontrolüne verirsem evime rahatça girip çıkamam. Evime kimin girip kimin çıktığını da bilemem. Evimin kontrolü elimden gider. İşte limanların önemi budur. Mersin Limanı’nı alan, istediğini yapar. Devlet kontrolünü yitirir” diye dile getiriyor.
23 yıldır limanda çalışan 42 yaşındaki Ali Ünveren de limanların satılmasının ulusal güvenlik açısından tehlikeli olduğunu savunuyor. Ünveren, ”ABD liman aracılığıyla Ortadoğu’ya hükmetmek istiyor. Derdi para değil. İncirlik zaten elinde. Mersin Limanı ile takviye etmek istiyor. Stratejik önemi nedeniyle liman, Mersin’de devleti temsil eden en önemli kuruluşlardandır. Liman giderse Mersin’de devlet kalmaz” diyor.
17 yıldır limanda çalışan 36 yaşındaki Ercan Sayar ise Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) yetkililerinin açıklamalarına tepki gösteriyor. Sayar, MTSO’nun yöneticilerinin, bir dönem ”Liman işçisi çalışmadan para alıyor, liman zarar ediyor” şeklinde açıklamalar yaptığını anımsatarak şunları söylüyor:
”Onlar bir gün olsun gelip limanı gezdiler mi? O dönemde klimalı odalarından, üretim için canını heba eden emekçilere dil uzatanlar bugün limana talip oldular. Bunu açıklarken de limanın geçen yıl 36 milyon dolar kâr ettiğini söylediler. Hani liman işçileri çalışmıyordu, hani liman zarar ediyordu? Limanın özelleştirilmesi için ‘Zarar ediyor’ söylemleriyle çaba sarf ettiler. Liman özelleştirme kapsamına alınıp güçlü adaylar çıkınca, bu kez de limanın kâr ettiğini ve yabancılara verilmemesi gerektiğini söylediler. Bu çelişkiyi tüm kamuoyu görmelidir.”
22 yıldır Mersin Limanı’nda çalışan 45 yaşındaki Nazif Zeydan ise kamuoyunun liman işçilerine destek vermesini istiyor.
Haber: Cumhuriyet / Abidin Yağmur