Kenan Budak İlerici Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Yirmi dört yıl önce, bir tuzakta katledildi Kenan Budak. 1952 yılında başlayan yaşamında onurlu bir işçi, takdir edilen bir önder, saygı duyulan bir insan, inançlı ve bilinçli bir dava adamı oldu. Erzincan’dan küçük yaşta İstanbul’a göç etmişlerdi. Yerleştikleri Zeytinburnu’nda orta okulun ikinci sınıfından ayrılmak zorunda kalmıştı. Sultanhamamda tezgahtarlık, […]
Kenan Budak İlerici Deri-İş Sendikası Genel Başkanı
Yirmi dört yıl önce, bir tuzakta katledildi Kenan Budak. 1952 yılında başlayan yaşamında onurlu bir işçi, takdir edilen bir önder, saygı duyulan bir insan, inançlı ve bilinçli bir dava adamı oldu.
Erzincan’dan küçük yaşta İstanbul’a göç etmişlerdi. Yerleştikleri Zeytinburnu’nda orta okulun ikinci sınıfından ayrılmak zorunda kalmıştı. Sultanhamamda tezgahtarlık, sonrasında Kazlıçeşme’de deri işçiliği yapmıştı. Yaşam ve çalışma koşullarının son derece ağır olduğu deri işyerlerinde Türk-İş’e bağlı Deri-İş Sendikasına üye olarak koşulları değiştirmek için mücadeleye atıldı.
Siyasal ve sendikal alandaki gelişmeleri yakından izledi. 12 Mart’ın ardından görüşlerini benimsediği Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın düşüncesine yakın olduğunu düşündüğü ve 1974’te kurulan Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP)’ne üye oldu.
Türk-İş içindeki sendikal anlayışın dışında yeni bir örgütlenmenin gerekliliğine inandığı için 1975’te bağımsız Bağırsak ve Deri İşçileri Sendikası (Bar Der-İş)’nda çalışmalarını sürdürdü. Bu sendikanın DİSK’e katılması için yoğun uğraş verdi. 1976’da DİSK çatısı altında kurulan İlerici Deri-İş Sendikası’nın genel başkanlığına getirildi. Kısa bir süre sonra Bar Der-İş’in İlerici Deri-İş’e katılmasını sağladı.
Aynı yıl TSİP’ten ayrılarak Kıvılcımlı’nın görüşleri doğrultusunda kurulan Vatan Partisi’ne katıldı. Uzun süre bu parti içinde çeşitli görevler üstlendi. Parti içinde oluşan görüş ayrılığı nedeniyle 1979 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte Sosyalist Vatan Partisi’nin kuruluşuna katıldı ve çeşitli görevlerde yer aldı.
Budak, DİSK’in 1977 yılında yapılan 6. Genel Kurulu’nda Abdullah Baştürk’ün listesinden DİSK Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
Sendikal ve siyasal çalışmaları sırasında defalarca faşist çetelerin saldırılarına uğradı.
1980 yılında yapılan DİSK 7. Genel Kurulu’nda devrimci demokrat muhalefet grubu içinde yer alarak Genel Kurulu protesto etti.
12 Eylül faşizmi ülkeye hakim olduğunda “silahlı kuvvetlerin güvencesi” altına alınmak yerine dışarıda mücadeleyi tercih edenler arasındaydı. Aynı zamanda sıkıyönetimin arananlar listesinde yer aldı.
Kendisi gibi düşünen diğer devrimci sendikacılarla birlikte cezaevlerinde hukuk dışı tutulan DİSK davası tutuklularına destek ve direniş hareketini örgütlemeye çalıştı.
25 Temmuz 1981’de Yedikule’de polisler kendisini bekliyorlardı, kayıtlara göre polislerin “dur ihtarı”na uymamıştı. Özgürlüğe kaçarken, sırtından vurularak öldürüldü.
O unutulmadı, her yıl, Silivrikapı’daki mütevazi mezarının başında buluşanlar, önünde saygı ile eğiliyor, onun mücadelesini örnek alanlar adına türküler söylüyor.
Kenan Budak, onu kurşunlayanları kahrederek yaşıyor!..
Ergün İşeri