Bizler, Türkiye’nin “muhalif” dinamiklerinden biri olan Leman dergisi bünyesindeki Beyoğlu “Leman Kültür” çalışanlarıyız. Daha doğrusu çalışanlarıydık. 28 Haziran 2005 Salı günü itibariyle tarafımıza hiçbir karar tebliğ edilmeden, iş akdimizin hukuka, iş ahlakına ve emeğimize saygı gösterilmeksizin fesih edildiğini anladık. Bahsi geçen gün işyerimize geldiğimizde, kapıya konan “tadilat nedeniyle kısa bir süre kapalıyız” yazısıyla beraber, kapı […]
Bizler, Türkiye’nin “muhalif” dinamiklerinden biri olan Leman dergisi bünyesindeki Beyoğlu “Leman Kültür” çalışanlarıyız. Daha doğrusu çalışanlarıydık. 28 Haziran 2005 Salı günü itibariyle tarafımıza hiçbir karar tebliğ edilmeden, iş akdimizin hukuka, iş ahlakına ve emeğimize saygı gösterilmeksizin fesih edildiğini anladık. Bahsi geçen gün işyerimize geldiğimizde, kapıya konan “tadilat nedeniyle kısa bir süre kapalıyız” yazısıyla beraber, kapı kilitlerinin değiştirilmiş olduğunu gördük. Amiyane tabirle, sorgusuz sualsiz “kapının önüne konulmuştuk”. (…)
Bizlerin maruz kaldığı bu durumun gelişimi son derece çarpıcı ve onur kırıcıdır. 17 Kasım 2003’te başlayan Leman Kültür maceramızda, kimimiz işten atılana kadar sigortasız çalıştırılmışken kimimiz de ancak 1 Mart 2004 tarihinde sigortalı olabildik. Tüm bu olumsuzluklara ve iş etiğine aykırı hareketlere rağmen, ilgisizlik ve bakımsızlık içindeki “Leman Kültür”ü günde 14 saat çalışarak -6 ayı izinsiz- 19 ay gibi bir zaman zarfında (belirgin bir şekilde) kâr eden, sevginin ve kalitenin hüküm sürdüğü bir yer haline getirdik. Bunu biz eski “Leman Kültür” çalışanları olarak, büyük özveriyle gerçekleştirdik. iki senelik bu değişimin, en iyi tanıkları da “Leman Kültür”e gelen konuklarımız ve yapılanlara yüksek muhabbetlerini ve takdirlerini gösteren patronlarımızdı. “Leman Kültür”de yaşananlar bırakın muhalif-demokrat-sanatçı insanların, basiretli bir tüccarın bile tenezzül etmeyeceği türden ucuz, çirkin ve ticari oyunlardı. Unutulmasın ki; Leman bu boyutlara ulaşmış ticari gücünü, kendisine her daim karşılıksız sevgi ve muhabbet gösteren çalışan ve öğrenci gençliğe borçludur.
Şimdi soruyoruz; “SEKA işçilerinin direnişine, bizzat yanlarında olarak destek verenlerin, kendi çalışanlarına yönelik izledikleri politikanın açıklaması nedir? “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” vakalarına alışık olan ülkemizde, Leman Kültür ortakları da sergiledikleri bu anlaşılmaz, etik-dışı tutumlarıyla acaba ne tür bir demokratik-muhalif hatta olacaklarını düşünmektedirler? “Leman Kültür”de yaşananların duyulması çabası, sadece bir hak arayışı değil, “Leman patronlarının” durduklarını iddia ettikleri “muhalif ve emekten yana” tutumun tutarlığının, demokrat kamuoyu nezdinde tartışılmasıdır. Solcu-demokrat ve muhalif olmak bu kadar ucuz olmamalıdır…
Bizleri “Leman Kültür” çalışanları olarak, maruz kaldığımız haksız ve etik dışı uygulamaya karşı yasal mücadelemizi başlatmış bulunuyoruz. Tüm demokrat kamuoyunu bu konuda duyarlılık göstermeye davet ediyoruz.
Leman Kültür Personeli:
Atacan Şimşek, Oktay Yavuz, Özlem Baki, Özgür Yıldırım, Abdülmuttalip Karagöz