Haber Sen’in basın açıklaması tam metni ve dava dilekçesi TÜRK TELEKOM HALKINDIR SATTIRMAYACAĞIZ Ø Türk Telekom’un özelleştirilmesini engellemek için her aşamada dava açacağız…. Ø Türk Telekom’u uluslararası sermayeye peşkeş çekmek isteyenler yargıya baskı yapıyorlar… Telekom’un özelleştirilmesini dört gözle bekleyenlerin, 1 Temmuz günü sevinç çığlıkları atanların hevesi kursaklarında kaldı. Ortaya çıkan usulsüzlüklere ilişkin bilgi ve belgeler […]
Haber Sen’in basın açıklaması tam metni ve dava dilekçesi
TÜRK TELEKOM HALKINDIR SATTIRMAYACAĞIZ
Ø Türk Telekom’un özelleştirilmesini engellemek için her aşamada dava açacağız….
Ø Türk Telekom’u uluslararası sermayeye peşkeş çekmek isteyenler yargıya baskı yapıyorlar…
Telekom’un özelleştirilmesini dört gözle bekleyenlerin, 1 Temmuz günü sevinç çığlıkları atanların hevesi kursaklarında kaldı.
Ortaya çıkan usulsüzlüklere ilişkin bilgi ve belgeler çoğaldıkça özelleştirmecilerin telaşları da arttı.
Telekom emekçilerinin, halkımızın Türk Telekom’a sahip çıkmasından rahatsız olanlar daha da saldırganlaştılar.
İhalenin iptal edilmesi için açılan davalar yüreklerindeki korkuyu her geçen gün büyütüyor. Yine yolsuzlukları ortaya çıkacak, yine hukuksuzlukları yargı kararıyla kesinleşecek.
Bundan korkanlar günlerdir yargı üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan nerede olursa olsun Telekom’a değinmeden edemiyor. Her konuşmasında, özelleştirmeye, talana karşı kurumlarına sahip çıkan emekçileri suçluyor.
Son günlerde yaptığı konuşmalarda ise bir yerlere aba altından sopa gösteriyor.
14 Temmuz 2005 Perşembe günü Ankara Sanayi Odası`nın (ASO) Meslek Komiteleri
2. Toplantısına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türk Telekom`un satışıyla ilgili olarak “Eğer Türk Telekom`un satılışı engellenecek olursa, bakın açık ve samimi söylüyorum; şurada bir iki yıla kalmaz bu rakamın kenardan köşeden, inanın zerresini bulamazsınız“ dedi.
15 Temmuz 2005 Cuma günü de Kocaeli’nde çeşitli açılışlara katılan Başbakan Erdoğan “Bugün engel koyulursa iki sene sonra bu rakamı bile bulamazsın, lütfen ülkenin yürümesine gelişmesinin önüne geçmeyin. Yürüyeceğiz arkadaş yürümek zorundayız bu engelleri aşmak zorundayız” diye konuştu.
Başbakan’ın bu konuşmaları açıkça yargıyı hedef almaktadır. Başbakan yargıya intikal etmiş bir konuda yargıyı etki altında bırakacak ifadeler kullanmaktadır.
Başbakan’a sesleniyoruz;
Gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz. Biz yargıya güveniyoruz. Biz elimizdeki bilgi ve belgelerle yargıya başvurup gereğinin yapılmasını istedik. Hukuka inanıyor ve güveniyorsanız her konuşmanızda aba altından sopa göstermekten vazgeçin.
Telekom’un satılmasını kutlayanlar, heveslerinin kursaklarında kalacağını görünce, yanlış ve yanlı bilgileri basın aracılığı ile kamuoyuna ileterek talanlarına ortam yaratmaya çalışıyorlar.
17 Temmuz 2005 Pazar günü Sabah Gazetesi’nde Okan Müderrisoğlu imzasıyla yayınlanan yazı da bu girişimlerinin bir parçasıdır.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği yöneticilerini kabul eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Türk Telekom’un özelleştirilmesine karşı olmadığı mesajı verilmeye çalışılan yazıda aynen şöyle deniliyor:
” Sezer, Türk Telekom’u stratejik bir kuruluş olarak gördüğünü, ancak özelleştirilmesiyle ilgili gerekli idari, siyasi ve hukuki sürecin tamamlanması halinde milli menfaatler gereği karşı tavır almayacağı mesajını verdi. Sezer, devlette devamlılık gereği, nihai
aşamaya gelen Telekom’da olası iptal kararının “devlet gelenekleri ile bağdaşmayacağını ve Türkiye’nin itibarını sarsacağını” kaydetti.”
Bu ülkenin değerlerinin ve kurumlarının savunulması konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı tutumu toplumun tüm kesimleri tarafından bilinmektedir.
Bu güne kadar toplumsal yararı gözeten ve yolsuzluklara izin vermeyen yargının da bunlara en güzel cevabı vereceğini biliyoruz..
Ülkemizin en büyük, en kârlı ve en stratejik kuruluşlarından biri olan Türk Telekom’un özelleştirilmesindeki usulsüzlükler yargı kararıyla belgelenecektir.
20 yıllık özelleştirmelerin sonucunun yolsuzluk, yoksulluk ve işsizlik olduğunu yaşayarak gördük. Özelleştirmeye karşı yürüttüğümüz mücadele ile yapılan hukuksuzlukları da bir bir ortaya çıkardık.
Açtığımız davalar sonucu özelleştirmecilerin ülkemizin zenginliklerini nasıl haraç mezat sattıklarını belgeledik.
Yalanları, talanları ve yolsuzlukları bir bir ortaya çıkanlar ülkemizi, kurumlarımızı savunduğumuz için, yargıya başvurduğumuz için bizi günah keçisi ilan ettiler. Bizi günah keçisi ilan edenler geçmişte nasıl ki tarihin çöplüğünde yerini aldıysa bu gün de halka
ve emekçilere saldıranlar oradaki yerini alacaklar.
Ülkemizi, kurumlarımızı savunduğumuz için eğer “vatan haini” ilan edileceksek bunu kabul ediyoruz.
Bizi “vatan haini” ilan eden ve günlerdir yayın organlarında yargısız infazlara başvuranlara soruyoruz.
Hukuka saygınız yok mu?
Mahkeme kararlarıyla, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla, bugüne kadar yaptığınız işlerin hukuksuz olduğu ortaya çıkmadı mı?
Siz hukuku mu savunuyorsunuz yoksa yolsuzluğu, hukuksuzluğu mu?
Kamu tekeline karşı çıkanlar özel tekel yaratıyorlar. Rekabet Kurulu kendi kararlarını da görmezlikten gelerek bugüne kadar görülmemiş bir hızla Türk Telekom’un satışına 21 Temmuz 2005 tarihinde koşulsuz onay verdi.
Bugün (25.07.2005) Bakanlar Kurulu, Rekabet Kurulu’nun kararını görüşüyor. Buradan Bakanlara sesleniyoruz; Eğer milletin vekiliyseniz milletin sesine kulak verin. Bir kez olsun IMF’nin talimatlarını değil haklın taleplerini yerine getirmek için karar alın.
Türk Telekom’u sattıklarını ya da aldıklarını sananlar yanıldıklarını görecekler.
Türk Telekom’un özelleştirilmesini engellemek için her aşamada dava açacağız.
İşimize, aşımıza, işyerimize ve ülkemize sahip çıkma mücadelemiz sürecek.
TELEKOM HALKINDIR SATTIRMAYACAĞIZ
Esin YELEKÇİ/ Genel Başkan
Dava Hakkında
Türk Telekom AŞ. nin %55 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin 1.7.2005 tarihinde yapılan ihale sonucu, Rekabet Kurumu’nun 21.7.2005 tarihinde aldığı karar ile onaylanmıştır.
Onay kararında, en yüksek teklif sahipleri olan
· Oger Telecoms Ortak Girişim Grubu
· Etisalat Ortak Girişim Grubu’nun
1998/4 sayılı “Özelleştirme Yoluyla Devralmaların Hukuki Geçerlilik Kazanabilmesi İçin Rekabet Kurumuna Yapılacak Ön Bildirimlerde ve İzin Başvurularında Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ile 1997/1 sayılı “Rekabet Kurulu’ndan İzin Alınması Gereken Birleşme ve Devralmalar Hakkında Tebliğ” çerçevesinde değerlendirildiği ve devir işleminin
· Hakim durum yaratmaya
· Veya hakim durumu güçlendirmeye yönelik olarak, rekabetin
önemli ölçüde azalması sonucunu doğurmayacağına, Karar verilerek, devir işlemine onay verildiği ifade edilmiştir.
Anayasa’nın 167.maddesinde, devletin, piyasalarda tekelleşme ve kartelleşmeyi önleyici tedbirleri alma yükümlülüğü hüküm altına alınmıştır.
Bilindiği üzere, Türk Telekom, Telekomünikasyon Kurumu’nun 11.5.2004 tarihli kararı ile, telefon hizmetleri ile tüm telekomünikasyon alt yapısında “fiili tekele sahip işletmeci” olarak kabul edilmiştir.
Rekabet Kurumu 2.Dairesi de, Türk Telekom’un özelleştirilmesine ilişkin 4.8.2004 tarihli kararında, Telekom’un fiili tekel konumu nedeniyle, mevcut sorunları
n özelleştirme sonrasına ertelenmemesi için, özelleştirme öncesi yapılması gerekenleri açık bir şekilde
ortaya koymuştur. Bu görüşte, özellikle iki husus ön plana çıkmıştır;
· Kablo TV’nin alt yapısıyla birlikte Telekom’dan ayrı bir
tüzel kişiliğe kavuşturulması,
· Türk Telekom’un internet servis sağlayıcılığı hizmetini
yürüten birimi olan TT Net’in, özelleştirme öncesi ayrı bir tüzel
kişiliğe kavuşturulması.
Bu iki temel belirlemeden, Kablo TV’nin ayrıştırılmasına ilişkin olanı yerine getirilerek, Kablo TV, alt yapısıyla birlikte Türksat AŞ. ye devredilmiştir. Ancak, TTNet’in ayrıştırılmasına ilişkin Rekabet Kurumu mesleki daire görüşü dikkate alınmamış ve Türk Telekom bu haliyle özelleştirmeye çalışılmıştır.
Devletin tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme ödevi ile telekomünikasyon alanında fiili tekel konumuna sahip Türk Telekom’un bu haliyle özelleştirilmesine onay verme işlemi arasında hukuka aykırılık oluşturan bir çelişki mevcuttur.
Ötesinde, Telekomünikasyon Kurumu tarafından hazırlanan “Taslak İmtiyaz Sözleşmesi” hükümleri ile rekabet hususunun “genelgeçer ifadelerle” düzenlenmiş oluşu, doğal tekel konumunda olan telekomünikasyon alt yapısının sözleşme süresinin sonunda şirkette
kalmasına olanak verecek belirsizlikte yer alması, özelleştirme işleminin rekabet hukukuna aykırılıklarını ortaya koymaktadır.
Bu çerçevede, 21.7.2005 tarihli Rekabet Kurumu onay kararının iptali istemiyle Danıştay’da dava açılmaktadır.